57. Güzel Gördüm Demesin

3.1K 185 74
                                    

Firat

10 sene sonra

Çalar saatin sesi ile güne gözlerimi açarken bile hangi güne gozlerimi açtığımın farkındayım...
Sessiz ev ile güne günaydın demek...
Bazı günler vardır evren bile acınıza saygı duyar, sessizleşir.

İşte her yıl bugün benim dünyamın sessizlik ile var olduğu gün.
Bu gün dünyaya farklı bir gözle bakarım. Olasılıkları düşünüp, o böyle olmasaydı, şu şöyle konuşmasa idi neler olurdu hayal ederdim.
Maalesef hiç bir şey ise günümüz gerçeğini değiştirmezdi.

Telefonuma gelen mesaj ile o ana geri döndüm. Gördüğüm isim ile gülümsemeden edemedim.
"her zaman yanında olduğumu sakın unutma" diyen Batu ile kendimi biraz daha iyi hissettim.

Rutinlerimi bitirdikten sonra kahvemi içerek evden çıkmak için toparladım. Bugün uzun bir gün olacaktı. Hastanede benden daha hevesli şekilde nöbet bekleyen kimsenin olmadığı konusunda dalga geçilirdi. Lakin çalışıyorken bazı şeylere katlanmak daha kolay geliyordu. Özlem daha kolay bastırıla biliniyordu. Birilerinin hayatını kurtardıkca o gün ki çaresizliğimi unuta biliyordum.

Istanbula taşınalı 2 sene olacaktı. Üniversite ve uzmanlığımı Ankarada yaptıktan sonra ve yaşadıklarım düşünüldüğünde İstanbul benim kaçışımdı.

Altın çocuk olmanın meyvelerini doktor olmayı kafaya koyduğumda toplamıştım. Çünkü aniden verilen karar ile meslek seçimi yaptığın da ve bu meslek en yüksek puanlari gerektirdiğinde bir bilgi birikiminin olması şarttı.

Hastaneden içeri girdiğim andan beri diğer doktor ve hemşirelerin selamını kafa sallayarak kabul ederek odama doğru yürüyordum. Onlar benim bu soğuk halime alışkındı. Kardioloji ilk başta sadece en çaresiz anlarımı bir daha yaşamamak için seçtiğim bir dal olsada zamanla tutku ile bağlanmıştım.

Birazdan gireceğim ameliyatın son hazırlıkları yapılırken asistanım elinde telefonu ile koşturarak yanıma geldi. "Müge hanım hatta ve sizle konuşmadan bu telefonu kapatmayacağını söyledi" dediğinde kafa sallayarak telefonu kulağıma koymasını söyledim. Dezenfekte ettiğim ellerim ile telefona dokunmadığımı artık tüm asistanlar ezberlemişti. Çünkü ameliyata hazırlık aşaması doktor olmanın en sevmediğim kısmıydı.

"Balım orda mısın?" diyen Mügenin sesi ile suratımda ki sert ifade kayboldu.
"burdayım Mügem. Her şey yolunda mi? Ateş ve Bora iyimi?" diye sordum. Doktor olunca acil aramalar genelde sağlık konusunda oluyordu ve zamanla insanda alışkanlık hali alıyor bu durum.

"her kes iyi bebeğim. Sadece 2 saat sonra uçağımız var. Yanına geliyoruz. Haber vermek istedim. Aynı zamanda sesini duymam lazımdı. Telaşlandırdıysam özür dilerim" diyen Müge ile yutkundum. Her şeyi unutup güçlü kalmaya çalıştığım şu anda böyle bir duygusal konuşmaya hazır değildim. Girmem gereken bir ameliyat vardı ve dikkatimi dağıtamazdım.

"tamam" diyerek asistan telefonu alıp kapanmasını söyledim.

Özellikle bugün tarihin tekerrürden ibaret olmasına izin veremezdim.

Zorlu geçen 4 saatin ardından sonunda ameliyat bitmişti. Kapıdan çıktığım da üstüme doğru gelen hasta yakınlarını görmem ile bir anda geçmişe gitmiştim. Bu koridorlarda çaresiz beklemenin ne demek oldugunu hatırladığım günlere dönmek hiç iyi hissettirmiyordu.

Kafamı sallayarak bu düşünceleri kafamdan kovdum. Mugelerin geldiğinden emindim. Ama onlarla karşılaşmaya hazır hissetmiyordum.

O yüzden biraz toparlana bilmek için psikoloğumun odasına gittim. Çaldığım kapını aldığım gir komutu ile açtım. Erdoğanın yüzünde sanki beni bekliyormuş gibi bir gülümseme vardı. " geç otur" dediğinde sessizce gösterdiği yere oturdum.

" zor bir gün..." demesi ile kafamı kaldırıp gözlerine baktım.

" daha kaç can kurtarırsam aynaya baktığımda katil ile göz göze gelmem?" dedim.


Kurgu hala aynı kurgu. Kafamda ki gidişata göre son 1-2 bölüm.
Adım adım sona yaklaşıyoruz.
Hazır mıyız gençler?

Bölüm ile ilgili düşüncelerinizi de yazın

Ağzını Yerim [boy×boy] - TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin