🍂Dolunay🍂

2.2K 187 102
                                    

Oy verip yorum yapanların elleri dert görmesin!

Ve biliyor musunuz, yazar oy ve yorum sayısına göre bölümleri geç ya da erken atıyormuş.

İyi okumalar/*

*Düzenlenmiştir.*
—————
Lumos

Saatler günleri, günler haftaları ve haftalarda ayları kovalıyordu. Zaman dediğimiz herkesin üstüne çökmüş olan lanet, o kadar hızlı ilerliyordu ki göz açıp kapayıncaya kadar yılbaşı gelip çatmıştı. Birçok öğrencinin eşyalarını toplayarak Hogwarts'dan ayrıldığı şu günlerde, geri kalanlar olarak vaktimizi tembellik yaparak geçirmeyi tercih ediyorduk.

Geri kalanlardan olduğumuz gerçeğine dikkat çekmek isterim.

Yağmurla büyüklerimizden tatile girmeden önce bir mektup almıştık. Yazdıklarına göre, eklem ağrıları çeken büyükannem ve büyükbabamı şehir dışında bir kaplıcaya götürecek ve kendileri de gittikleri yerde tatil boyunca konaklayacaklardı. Bu mektupla birlikte eve gitme hayallerimiz suya düşerken, Yağmurla birlikte el mahkum Hogwarts'da kalmamız gerekmişti.

İşin iyi tarafından bakılırsa, kesinlikle yılbaşını Hogwarts'da geçirmek çok güzel bir deneyimdi. Sabahları o tanıdık balkabağı sularının yerine geç soğuyan sıcak çikolatalar, çeşitli meyveler ve tatlılar hazırlanıyordu. Sıcak çıkmış krepler, adeta okulda kalan öğrenciler için özel olarak yapıldığını fısıldarken, az kişinin olmasıyla istediğimiz kadarını mideye indirebiliyorduk. Eh haliyle biraz da onlara dargın olduğumuzu tahmin eden annem, kalbe giden yolun mideden geçtiğini düşünerek bize el işi yemekler yollamıştı.

"Rose biraz daha tatlı alabilir miyim?"

"Tabi ki Laura." Yağmur, Laura'nın tabağına biraz daha annemin yaptığı limonlu tatlıdan koyarken bende bir yandan kitap okuyup bir yandan da böreğimi yiyordum. Birkaç kişinin sıralandığı masada ortaya dizdiğimiz yemekleri hep beraber yemek, oldukça keyifliydi.

Büyük Salon'da, Hufflepuff masasının ortasında dört farklı binadan insanın oturup yemek yemesi dışarıdan her ne kadar tuhaf gözükse de, kesinlikle Hufflepuff masası bizim için en uygun olan yerdi. İtiraf etmem gerekirse doğru yere oturabilmek adına birkaç dakika beyin fırtınası yapmamız gerekmişti.

Oldukça kalabalık olmamızdan dolayı Ravenclaw masasında mı, Slytherin masasında mı yoksa Gryffindor masasında mı otursak diyerek aramızda ufak bir tartışma yaşamıştık. Slytherin öğrencileri olarak her ne kadar sayı üstünlüğümüz de olsa en sonunda Lily'nin "Hufflepuff masasında oturalım." demesiyle sarı-siyahlıların olduğu masaya yerleşmiştik.

Elbette diğer bina öğrencilerinin aksine kapılarını herkese açan Hufflepufflar, onların masasında oturmamızı sorun etmemişti. Hatta öyleydi ki, şu an bizimle birlikte yemek yiyerek yanımızda oturan iki kişi bile vardı.

"Sia, hayatım, biraz kek uzatabilir misin?" Laura'nın o ince sesini duymamla gözümü kitabımdan ayırmadan asamı kaldırarak bir dilim keki esmer arkadaşımın tabağına koymuştum.

"Bir beni yemediğin kaldı Esmer Şekerim."

Laura kocaman bir ısırık aldığı keki hızla çiğneyip yuttuktan sonra oyuncu bir şekilde kaşlarını çatmıştı. "Öncelikle hayatım, bunlar altın değerindeler ve asla ama asla ziyan olmalarına izin veremem. Ahlak kurallarıma aykırı." Keyifle sıcak çikolatasından bir yudum aldığında, göz ucuyla dolu yanaklarına bakmış ve kafamı tekrardan kitaba gömerek gülümsemiştim.

Söylemeden geçemezdim ki bende dahil sekiz kişiden oluşan grubumuzda Slytherinler olarak ben, Laura ve Lucas; Gryffindor olarak Lily ve Marlene McKinnon ve tek bir Ravenclaw olarak da Yağmur bulunmaktaydı. Elbette ismini bilmediğimiz iki Hufflepuff olan çocuğu da söylemeden es geçemezdim. Severus da her ne kadar Hogwarts'da kalmak istese de -kesinlikle Lily kalacağı içindi- ailesinden aldığı bir mektupla evine dönmek zorunda kalmıştı. Onun adına üzülmeden edemiyordum.

𝑳𝑼𝑴𝑶𝑺 | 𝒎𝒂𝒓𝒂𝒖𝒅𝒆𝒓𝒔 [Askıya Alındı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin