🍂Cevaplar🍂

995 90 55
                                    

Pekala yazdığım bu bölümden hiç memnun değilim. Umarım benim aksime sizler memnun kalırsınız.

Şimdik oy verin, yorum yapın, öyle güzel şeyler yapın biraz mutlu olayım yav. Hem zaten oylayıp yorum yapanların parası bol oluyormuş.

Medyadaki şarkı ile okumanızı tavsiye ederim.

İyi okumalar/*

*Düzenlenmiştir.*
—————-
Lumos

Salondaki gergin havayı umursamıyor, en azından umursamamaya çalışıyordum.

Yazın son günlerine doğru Lucas'ın onu Potterların evine davet ettiğim teklifimi kabul etmesi benim için çok keyifli bir olaydı. Ancak halihazırda evdeki iki Gryffindor çocuğu -bunlar şüphesiz Sirius ve James'ti- yüzünden beklediğimiz kadar da keyifli zaman geçiremiyorduk.

"Çok kalmadın mi sanki Brian, bence kalk artık. Hem niye geldin ki zaten?" Sirius, oturduğum yerin çaprazında kalan koltuktan konuştuğunda, Lucas gayet kibar -ve imalı- bir gülümsemeyle kolunu omzuma atmıştı. Lütfen, elbette ona itiraf olayını anlatmıştım. Bu yüzden Sirius'u sinirlendirmek için her türlü şeyi yapabilirdi.

"Senin aksine ben bu eve davet edildim Black, senin gibi çat kapı dalmadım. " Birbirlerine attıkları laflar bir yana, kucağında boştaki eliyle Ayaz'ın başını okşayan Lucas 'Bana bak, bu kardeşler bana bayılıyor' imasında bulunuyordu. Dürüst olmalıydım ki Ayaz bir süre boyunca Brianlar da kaldığı için Lucas'a ayrı bir düşkünlüğü vardı. Sabah saatlerinde geldiğinden beri Lucas'dan bir dakika bile ayrılmamıştı.

"Odama çıkalım mı Lucas?" Kaynana ve görümce gibi kollarını bağlayıp bize dik dik bakan iki Gryffindor yüzünden sabahtan beri yalnız kalıp iki kelam edememiştik. Bu yüzden kalkması için Lucas'ı kolundan çekiştirmiştim. Tabii, gözlerinden adeta alevler çıkan Sirius'da bizimle beraber ayaklanmıştı. O vakit Ayaz'da kurabiye yemesi için onu çağıran Euphemia'nın yanına gitmişti.

"Niye çıkıyorsunuz ki odana? Kalın işte burada, güzel güzel konuşup oturuyorduk."

"Sirius, lütfen." En sonunda sabır çizgimin sınırlarında Sirius'a biraz saygı istediğimi belirterek bakmış ve Lucas'a merdivenlere kadar eşlik etmiştim. Bir dönem aralarının iyileştiğini düşündüğüm bu ikilinin sanki aralarındaki düşmanlık daha da büyümüş gibiydi. Fiziksel olarak birbirlerine saldırmasalarda her dakika tartışmaları artık yorucu bir hal almıştı. James bile bu durumdan sıkılmış olacak ki Sirius'u kolundan tutup yanına oturtmuştu.

Gri ve yeşil tonlu odama girdiğimizde ikimizde bir süre bakışmış ardından çocuk gibi sırıtarak sıkı sıkı sarılmıştık. "Seni çok özledim!" Aynı anda söylediğimiz cümlemizin üzerine içtenlikle kahkaha atmıştık. Konuşulacak o kadar çok ve yapılacak o kadar fazla dedikodu vardı ki, o an Sirius'un kapıyı dinlemesi umurumda bile olmamıştı.

"Lucas." Gözlerim ile kapıyı işaret ettiğim zaman yeşil gözleriyle kalpten bir göz devirme sunmuş ve çaktırmadan odaya bir sessizlik büyüsü uygulamıştı. İşte şimdi özgür sayılırdık.

"Ah Asya, sana olanları anlatsam bana kesinlikle inanmazsın! Nereden başlasam?" Lucas tüm yaz ne yaptığını, etrafta dolaşan dedikoduları ve son haberleri anlatırken ikimiz bir dakika bile olsun konuşmayı bölmüyor veya bitirmiyorduk. Öyle ya da böyle, Lucas iyi bir muhbirdi ve Hogwarts öğrencilerinin aşk ilişkilerine kadar her şeyden haberdar olmasını sağlayan arkadaşları vardı.

"Beşinci sınıflardan Maria'nın ilişkisi de işte böyle son buldu. Aslına bakarsan Greg onu kendisine layık bulmadığını söylese de hala ona aşkla bakıyor."

𝑳𝑼𝑴𝑶𝑺 | 𝒎𝒂𝒓𝒂𝒖𝒅𝒆𝒓𝒔 [Askıya Alındı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin