Oy verip yorum yapanların derdine deva bulunuyormuş.
İyi okumalar/*
*Düzenlenmiştir.*
—————
LumosAstronomi Kulesi. Kimi zaman Hogwarts'da kaçıp saklanacak bir yer bulamadığımda buraya gelir, kafamı dağıtmaya çalışırdım. Zindanlardan buraya kadar onca merdiveni çıkmak her ne kadar benim için ölüm gibi olsa da, kesinlikle nefes almam için o merdivenleri çıkmaya değerdi.
Yasak saatteydik. Zindanlardan yıldızları görmek çok zordu ve ben sadece onları bir süre izleyebilmek için kuralları çiğniyordum. Pişman değildim, yıldızları görebilmek uğruna, kuralları çiğneyebilirdim.
"Oh, işte bu şaşırtıcı!" Arkamda duyduğum ses ile irkilip yerimde sıçradığımda, bir profesörün olmamasını umarak başımı çevirmiştim. Kahverengi gözlere ve aynı renk saçlara sahip olan biricik arkadaşım, üstünde gecelikleriyle ve sade bir pelerinle ortaya çıkarken kendimi gülümsemekten alıkoyamamıştım.
"Remus, korkuttun beni." Genç çocuk gülerek benim gibi yere oturduğunda, yanımda getirdiğim battaniyeyi üstümüze örtmüştüm. İnce de olsa Astronomi Kulesi'nin yüksekliğinden kaynaklanan soğuğu oldukça güzel engelliyordu.
Bir süre ikimizde sessizce oturup çok net bir şekilde görünen yıldızları ve birkaç gün sonra dolunaya döneceğini belli eden ayı izlemiştik. Ara ara bulutların üstünü örttüğü ay, Hogwarts'a vuran ışığın azalmasına neden olsa da, kesinlikle bu yıldızlarla kaplanmış gökyüzünün güzelliğini saklayamıyordu.
"Sana bir hikaye anlatabilir miyim Athanasia?" Gözlerini aydan ayırmadan Remus'un sorduğu soruya hafif bir mırıltıyla cevap vermiştim. Anlatacağı şeyin, bir hikayeden fazlası olduğunu hissediyordum. Yanılmayacaktım.
"Bir zamanlar, çok mutlu ve sağlıklı bir çocuk yaşardı. Bu çocuk, tıpkı diğer çocuklar gibi arkadaşlarıyla oyunlar oynar, ailesiyle vakit geçirir ve keyifle hayatını yaşardı." Bir süre duraksayıp nefes almıştı. "Sonra- bir gün bu çocuk, babasının yaptığı bir hata yüzünden korkunç bir canavar tarafından saldırıya uğradı... Yaralanmıştı." Buğulanmış gözlerini bana çevirdiğinde içimde bir yerlerde bir şeylerin koptuğunu hissetmiştim. Anlatırken sesi titremesi, gözlerini tek bir yere odaklayıp derin nefesler alması...
"Onu ısırıp yaralayan kişi, bir kurt adamdı, Athanasia."
Kendimi paramparça olmuş gibi hissetmiştim. Son kelimelerini fısıldayarak söylediğinde en baştan yapmam gereken şeyi yapıp ona sarılmıştım. İnci taneleri omzuma düşse de umurumda değildi. Sonuçta onun da omzu tıpkı benim ki gibi ıslanıyordu. Sorun değildi, sorun değildi.
Bir süre öylece durduktan sonra birbirimizden ayrılıp burunlarımızı çekmiştik. Remus, bitirmesi gerektiğini hissetmiş olmalıydı ki sözlerine devam etmişti. "O çocuğun o günden sonra hiç arkadaşı olmamıştı. Ta ki her zaman hayalini kurduğu o okula, güvenilir bir adam tarafından getirilene kadar. Bu çocuk öyle arkadaşlar, dostlar edinmişti ki bazen bir kurt adam olduğunu bile unutuyordu. Ve biliyormuş ki ne kadar acı çekerse çeksin dostları onunla olacaktı." Hafifçe gülümseyip titreyen elimle gözyaşlarımı sildiğimde bakışlarımı tekrardan aya çevirmiştim.
"Teşekkürler Remus... Anlattığın için." Remus için bunu birisine anlatmanın ne kadar zor olduğunu anlayabiliyordum. Kendini bir canavar olarak görürken insanlara anlatmak kim bilir ona ne kadar zor geliyordu. Ona minnettardım. Bana anlattığı, bana güvendiği ve...
Bana dostum dediği için.
•••
"Evet beyler ve Athy," Sirius bana göz kırpıp sunumuna devam etmişti. "Malumunuz, Athy'de yakın zamanda Remus'un 'tüylü küçük problemini' öğrendiği için artık resmi olarak planımı anlatabilirim!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑳𝑼𝑴𝑶𝑺 | 𝒎𝒂𝒓𝒂𝒖𝒅𝒆𝒓𝒔 [Askıya Alındı]
Fiksi Penggemar"Onu birçok isimle andılar evlat. Son nefesinde bile insanlar onun geçmişte yaptığı şeylerin karanlığa açılan bir kapı olduğunu mu, yoksa iyilik uğruna yapılmış bir fedakarlık mı olduğunu bir türlü anlamış değillerdi." ♒︎♒︎♒︎ "Atacağın her adımın bi...