Oy vermeyip yorum yapmayanları ifritler kovalıyormuş.
İyi okumalar.
*Düzenlenmiştir.*
————————
LumosBir bebek, gözleri zümrüt yeşili, saçları ise kuzguni ve karmakarışık. Ne de güzel bakıyordu annesine. Annesi, tıpkı çocuğu gibi zümrüt yeşili gözlere sahipti. Lakin evladının aksine saçları, gülleri kıskandıracak kadar güzel bir kızıldı. Babası, ise o benzer dağınık saçların sahibiydi.
Bir ses duyuldu sonrasında. Genç adamın gözlerinde endişe, kızıl saçlı kadının gözlerinde ise bariz bir korku vardı. Bebek? O her şeyden bir haber iki büyüğüne bakıyordu sevgiyle. Genç adam, siyahlara bürünmüş adamın karşısına asasız atılırken genç kadın, yalvarmalarla siper olmuştu bebeğinin önünde.
"Lütfen onu bağışla! Merhamet et, merhamet et! LÜTFEN! HARRY!"
"AVADA KEDAVRA."
Çığlıklarla, kan ve ter içinde uyanmıştım uykumdan. Laura ve odada bulunan diğer kızlar, korkuyla iyi olup olmadığımı anlamak için bana bakarken, şakağımdan boynuma doğru bir damla ter inmişti.
"Sia, iyi misin? Ah, Merlin aşkına titriyorsun!" Laura eli ile alnıma yapışmış saçlarımı geriye çekerken, gördüğüm kabusun şokuyla derin nefesler almaya çalışıyor, nefesimi düzene sokmak adına çabalıyordum.
O sırada bulanık gözlerimle simasını seçemediğim birisi su içmeme yardım ederken, bir iki yudumun boğazımdan akmasına izin vermiştim. Çelik bardak dudaklarımın arasından çekildiği gibi uyandığım an yapmam gereken şeyi yaparak başımı Laura'nın omzuna yaslamıştım. Ne kadar sürmüştü bilmiyorum, o pozisyonda durmaksızın ne kadar süre akıtmıştım gözyaşlarım, hatırlamıyorum. Bir anne gibi sıkı sıkı beni saran Laura, kaç dakika hareketsiz kalmıştı, anımsayamıyordum.
Hayatımda hiç bu kadar korktuğumu, bu kadar korkarak uykumdan uyandığımı hatırlamıyordum. Aynı şekilde bu kadar ağladığımı da. O saniyelerde yılbaşı sebebiyle derslere ara verildiği için dua etmeden duramamıştım; ara verilmeseydi muhtemelen kendimi tam anlamıyla toparlamam asla mümkün olmayacaktı.
Korkunçtu. Yüzlerini silik silik hatırladığım o yetişkinler bir yana o bebek; öyle güzeldi ki. Öylesine masum ve saftı ki, kimse zarar vermesin diye sıkı sıkıya sarmak istemiştim o bebeği. Tıpkı Laura'nın durmadan, sıkılmadan beni sardığı gibi, o minik cüsseyi sarmak istemiştim.
Uzun süre akıttığım gözyaşlarımın yerini ufak ufak hıçkırıklar ve iç geçirmeler doldurmuştu. "Daha iyi misin?" Diyerek saçlarımı okşayan Laura'yı, başımı güçsüzce aşağı yukarı sallayarak onayladığımda, düşürdüğü yüzüyle silmişti yanaklarımdaki ıslak yolları.
Beni tekrardan yatağa yatırdı. Tüm gece aralıksız bir uyku çektiğime ikna olana kadar başımda bekleyen dostum, sık sık saçlarımı okşamış, kulağıma teselli sözcükleri fısıldamıştı. Yılbaşı tatili son bulana kadar, yani iki gün boyunca yatağımdan çıkmayarak kendimi toparlamaya çalışmıştım. Rüyamı, daha doğrusu kabusumu gözden geçirip durmuştum. Her ne kadar tatil boyunca Lucas yanıma gelmek istese de gelememiş, Yağmur ise çok önceden öğrendiği kapının şifresiyle ara sıra beni yoklayıp gitmişi. Onlara minnettardım; hiçbir şekilde ne gördüğümü sormamışlardı bana. Ki sorsaları bile nasıl anlatabileceğimi bilemiyordum.
Ufacık bebeğin gözlerine yansıyan o lanetin ışığı aklıma geldikçe, daha da çöktüğümü hissediyordum. Genç kadının söylediği ismi ise aklımdan çıkarmak, benim için mümkün değildi. "Harry"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑳𝑼𝑴𝑶𝑺 | 𝒎𝒂𝒓𝒂𝒖𝒅𝒆𝒓𝒔 [Askıya Alındı]
Fanfic"Onu birçok isimle andılar evlat. Son nefesinde bile insanlar onun geçmişte yaptığı şeylerin karanlığa açılan bir kapı olduğunu mu, yoksa iyilik uğruna yapılmış bir fedakarlık mı olduğunu bir türlü anlamış değillerdi." ♒︎♒︎♒︎ "Atacağın her adımın bi...