Yorum:) Yapsanıza:) Cnm:)
Oylamayıp yorum yapmayanlar lanetleniyormuş.
İyi okumalar!
*Düzenlenmiştir.*
———————
LumosAnnelerimizin kimi zaman gerçekten birer şef kadar yetenekli olduğunu düşünürdüm. Öyle ki biz anlamadan sevmediğimiz malzemeleri yemeklere katsalar bile, ne yediğimizi bilmeden yemeği över ve annelerimizin keyifli bir şekilde burunlarını havaya dikmelerine neden olurduk.
Yağmur ile uzun zaman sonra ilk defa bu kadar çok yediğimizi düşünüyordum. Elbette Hogwarts'da yediğimiz yemeklerde son derece lezzetli oluyordu. Fakat konu ev yapımı yemekler olduğunda, Andrew'in anlattığı mutfakta çalışan ev cinleri bile aşçılık olarak zayıf kalıyordu.
"Ellerinize sağlık."
"Afiyet olsun tatlım." Manevi annem sıcacık bir gülümsemeyi yüzüne yerleştirirken, Yağmur ile büyüklerimizi yormamak adına hızlı bir şekilde kurulan sofrayı toplamıştık. Elbette işin içinde az biraz büyü de olduğundan, bu süreç oldukça hızlı bir şekilde gerçekleşmişti. Daha önceden demlenen sıcacık çaylarımızla birlikte her zaman ki yerimize, yani şöminenin karşısına oturduğumuzda, annemin uzattığı kurabiye dolu tabağı büyük bir keyifle kabul etmiştim. Çoğu zamanlarda -kış aylarında bile- şömineleri çok az yaktığımız için öncelerde neden evde bir şömine bulundurduğumuzu sorgulardım. Eh, elbette ki büyücülük dünyasının varlığını öğrendikten sonra bu şömine davası da benim için kapanmıştı.
İçeri nasıl girdiğini bilmediğim Mensis kucağıma yerleşip kendini yalarken, tarçınlı kurabiyelerden birisine uzanmıştım. Muhtemelen açık bir camdan dışarı çıkmış olmalıydı. Ebeveynlerimiz kendi arasında sohbet ederken, beni hafifçe dürten Yağmur ile çayımdan bir yudum alarak kaşlarımı kaldırmıştım.
"İstasyonda ne olduğunu anlatacaktın." Göz devirip hemen iki metre ötemizde oturan anneme kısaca göz attıktan sonra beni daha iyi duyabilmesi için öne doğru eğilmiştim. Benim gibi eğilerek gözlerini merakla aralayan çocukluk arkadaşım, ağzındaki kurabiyeyle oldukça sevimli gözüküyordu.
"Sen yanımdan ayrıldıktan sonra Sirius ve onun küçük kardeşi Regulus ile karşılaştım. Birbirlerine benzemelerine rağmen Regulus oldukça utangaç duruyordu." Çayımdan bir yudum alıp devam etmiştim. "İkisi ile konuşurken yanımıza Bay ve Bayan Black geldi. İnan bana şeker küpüm, Black Ailesi'nin o asil duruşu iki yetişkinin üstüne yapışmış gibiydi." İnanın bana, Yağmur elindeki kurabiyeyi daha iştahlı kemirip çayından bir yudum aldığında, gözlerinin içten içe parladığını görmüştüm. Mahallenin dedikoducusu Hasibe teyze gibiydi.
"Kendimi tanıttığım zaman bir Göktürk olmam Bayan Black'i şaşırtmış olmalı. Öğrencilik yıllarında babamın yaptıklarına dem vurarak biraz içerlendi. Annemle nasıl bir araya geldikleriyle ilgili kendi kendine bir şeyler mırıldandı." Yağmur şaşkın bir şekilde elindeki kurabiyeyle kalakalırken, duraksamamla kaşlarını çatarak öne doğru eğilmişti.
"Peki sonra? Ara verme Asya, bilgi ver. Ayrıntılı anlat ki ben bunları ikizlere ve Lily'e daha güzel yazabileyim." Göz devirerek dirseğimi kumral kızın böğrüne geçirdiğimde, nefesi kesilerek sessizce küfür etmişti. Annesinden kazandığı ima dolu bir boğaz temizleme sesiyle kendisini toparlarken, dudaklarını büzerek devam etmem için bana bakmıştı.
"Her neyse, aile üyelerim gibi bir Gryffindor olduğumu düşünmüş olsa gerek, babamla ima dolu bir şekilde dalga geçip, soyadımıza dair atıflarda bulununca," Ses tonumu düşürmüştüm. "Çok önemli değil ama, ona hayatı zehir edebileceğimi söyledim-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑳𝑼𝑴𝑶𝑺 | 𝒎𝒂𝒓𝒂𝒖𝒅𝒆𝒓𝒔 [Askıya Alındı]
Fiksi Penggemar"Onu birçok isimle andılar evlat. Son nefesinde bile insanlar onun geçmişte yaptığı şeylerin karanlığa açılan bir kapı olduğunu mu, yoksa iyilik uğruna yapılmış bir fedakarlık mı olduğunu bir türlü anlamış değillerdi." ♒︎♒︎♒︎ "Atacağın her adımın bi...