🍂Kabus🍂

823 85 46
                                    

Yeni bölüm ile karşınızdayım. İçimden bir şey demek gelmiyor ne yazık ki.

Medya: The Promised Neverland OTS - 63194

Oy verip yorum yapanların parası bol oluyormuş.

İyi okumalar/*

*Düzenlenmiştir.*
——————
Lumos

Kimler vardı yanımda? Profesör McGonagall... Yüzündeki endişeli ifade içime huzursuz bir rahatsızlık sunuyordu. Profesör Dumbledore ise tıpkı onun gibi endişeli, huzursuz bir ifadeye sahipti. Yaşlı ellerini ovuşturuyor, gök mavisi gözleri sürekli odak noktasını değiştiriyordu.

Etrafıma kısaca göz atıyorum. Bulanık, net olmayan yüzlerin bazılarında heyecanı, bazılarında bariz bir kaygı gözlemliyorum. Önüme tekrar döndüğümde kocaman, çıkılması imkansız bir labirent ile karşılaşıyorum. Beklediğimiz şey her ne ise, içime inanılmaz bir korku salıyor.

"Profesör, bir şeyler ters gidiyor." Yanımdaki Profesör McGonagall'a hitaben konuştuğumda birkaç bakış da bana dönüyor. Profesör McGonagall'ın daha da yaşlanmış yüzü, çatılan kaşları ile daha da kırışırken bakışlarım Profesör Dumbledore'un bakışları ile buluşuyor.

"Athanasia, sakın bana-" Diyerek söze girişen yaşlı adamın cümlesi, öğrencilerin çığlıkları ile kesildiğinde hızla labirentin girişine çeviriyor gözlerini, tıpkı benim gibi.

Dumbledore ile hızla yerlerimizden fırlayıp yerde yatan iki çocuğun yanına koştuğumuzda istemsizce doluyor gözlerim. Yaşlı adam, işitemediğim o ismi söyleyerek çocuğun yanına çömeliyor, sertçe onu sırtüstü yatırdığında elimle ağzımı kapatıyorum. O an ilgim zümrüt yeşil gözlere sahip olan çocukta değil, onun sıkı sıkı tuttuğu bir diğer gri gözlü çocuktaydı.

"Diggory." Ağzımdan dökülen ismi net bir şekilde işitmem bir yana, hızla inip kalkan göğsüm gelecek bir felaketin habercisi gibiydi. Zümrüt yeşilli çocuk, beceriksizce mırıldanırken, söyledikleri benim tutmaya çalıştığım haykırışlarıma karışıyordu.

"Geri döndü." Gözleri açık, nefes almayan çocuğu çekip kucaklarken gözyaşlarım yanaklarımdan zalimce çeneme iniyordu. İçim parçalanıyor, ne yapacağımı bilemiyordum. "Geri döndü. Voldemort."

Yatağımdan çığlıklar eşliğinde kalktığımda gözyaşlarım firar ediyordu gözlerimden. Korku ile titrerken bulanık irislerim, etrafıma bakıyor; olduğum yeri tanımaya çalışıyordum. Laura, bana sıkı sıkı sarılıyor, odamıza birkaç aydır misafir olan Rena yan odalardan gelen kızları geçerek elindeki suyu dökmemeye çalışıyordu. Beceriksizce uzattığım elime karşı Laura, sarışın kızın getirdiği soğuk suyu kendi elleriyle içirmişti.

Korkuyordum. Hiçbir şeyden korkmadığım kadar korkuyordum. Kulağıma bunun bir kabus olduğunu fısıldayan Laura bile korkumu dindiremiyordu o an. Bu bir kabustu, evet, fakat bu kadar gerçekçi duygulara boğması beni çok korkutuyordu.

"Lucas." Dudaklarımdan fısıltı gibi çıkan isimle Laura bir süre söylediğim ismi tekrar etmiş, ardından hızla gardırobuma yönelip eline geçen ilk hırkayı üzerime geçirmişti. Destekleyici bir şekilde koluma girip yataktan kalkmama yardım ederken, bina başkanlarını bu halde gören Slytherin kızları, endişeli bakışlarını gözlerimden kaçırmışlardı. Büyük ihtimalle çekindiklerinden, başlarını eğmişlerdi. Rena, Laura ile beni takip ederken titrememe mani olmak için sertçe çenemi sıkıyor, ellerimi tırnaklarım derimi yırtacak kadar sert bir şekilde sıkıyordum.

Yatakhanelere çıkan merdivenleri adımlarken erkekler yatakhanesinden sesime uyanan birkaç kişinin bakışları bana dönmüştü. Elbette bu kişiler arasında olan Lucas, merdivenlerin son basamağına inmemizle anında yanıma gelip beni kolları arasına almıştı. Endişeli gözleri bir bana bir Laura'ya dokunuyor, ne olduğunu kendince anlamlandırmaya çalışıyordu.

𝑳𝑼𝑴𝑶𝑺 | 𝒎𝒂𝒓𝒂𝒖𝒅𝒆𝒓𝒔 [Askıya Alındı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin