Yine yeniden bir bölümle karşınızdayım.
Oy vermeyip yorum yapmayanların Hogwarts mektubu ömür boyu gelmiyormuş.
İyi okumalar dilerim/*
Önerilen Şarkı: I Hold You
*Düzenlenmiştir.*
—————
LumosGecenin ikisi, bulutlar arasına saklanmış yarım aya, soluk renkli yıldızlar eşlik ediyordu. Kışın dondurucu soğuğuna kalkan olan tek şeydi, üzerimdeki siyah pelerin. Yıllar önce Lucas'ın verdiği bu pelerin, kış soğuğuna meydan okumuşçasına sıcacık tutuyordu beni. Tıpkı ben her ağladığımda Lucas'ın beni sardığı gibi sımsıkı sarıyor, içimi ısıtıyordu.
Yine o bilindik yerdeydim. Astronomi Kulesi'nde sadece yanımdaki asa ile yıldızları yakalamaya çalışıyordum. Uyku bu gece de kaçmıştı ya benden, yatağımın sıcaklığı bile rahatsız etmişti beni. Başkanlığımı kullanarak koridorları kontrol edeceğim diyerek kaçmıştım yine buraya. Profesör McGonagall muhtemelen bu yaptığımdan hiç hoşnut olmazdı.
Yalnız kalamayacağımı biliyordum, mutlaka birisinin gelip kendimle baş başa kaldığım bu anları bozacağını tahmin edebiliyordum. Onlardan, insanlardan uzaklaşmak isterken hep de onların ağa yakalanırdım. İşin trajikomikliğine bakacak olacaksak da o ağa yakalanmak rahatsız etmezdi beni. Kimi zaman kapılıp gitmektense tutsak edilmeyi tercih ederdim. Bilemiyorum, zindanlara olan yakınlığımdan mıydı bu düşüncem, emin olamıyordum.
Kulağıma doluşan adım sesleri ile hafif bir gülümseme yerleştirmiştim yüzüme. Her zamanki gibi haksız çıkmamıştım. Kafamı uyumaya çalışan bir kuş gibi eğmiş, bacaklarıma sarılmıştım. Gözlüklerimin arkasından izlediğim karla kaplanmış ağaçlar anlamsız bir şekilde içime tarif edilemez bir huzur yayıyordu.
Yanıma oturan kişi, tek kelime etmeden kolunu belime atıp beni kendine çekmişti. Uzun siyah saçları boynumu ve yanağımı gıdıklarken olduğum yerde biraz daha küçülmüş, kendime sarılmıştım. Asla ısınmayan bedenimin aksine onun ki her zaman ateş gibi yanardı. Sarılışı sıcak hissettiriyordu.
"Harita asla yanılmıyor." Diyerek soğuk havaya dumanlı bir nefes bırakmıştı o gri gözleriyle. Kimi zaman James'e benzemem konusunda yakınıp mızmızlansa da, zaten dağınık olan saçlarımı daha da dağıtmaktan asla geri kalmazdı. Bir gün sadece inadına kestirecektim saçlarımı, istediği kadar kahrolabilirdi.
"Gecenin ikisinde peki neden harita ile uğraşıyordunuz Bay Black?"
Sirius hafifçe gülüp çenesini omzuma yaslamış, gözlerimin dokunduğu o ağaçlara bir süre bakmıştı. "Uyku tutmadı." Duyduğum en orijinal sebebe karşı yüzümü buruştururken sessizce gülmüştü Sirius. Gryffindor'dan içtenlikle bu saatte dışarı çıktığı için ceza babında puan kırabilirdim. Fakat bir kere daha başkanlık görevimi aksatıp iyi niyetimle puan kırmaktan vazgeçmiştim. Lütfen, bu kesinlikle Sirius'a özel bir muamele değildi.
Yılbaşından beridir geçen şu iki hafta düşündüğümün aksine oldukça sessiz ve huzurlu geçmişti. Elliot, Elvis, Elaine ve Violet uyarılarımı dikkate almış olacaklardı ki bir öğrencinin yapması gereken şeyler dışında göze batan bir şey yapmamışlardı. Dürüst olmak gerekirse onlarla yeniden iyi bir başlangıç yaptık bile diyebilirdim. Elliot, tıpkı bir Slytherin'e yakışır bir şekilde hareket ediyordu mesela. Derslerde gösterdiği performanstan tutun, asaletiyle sergilediği dik duruşu çoğu profesörün gözünde onu beğenilen birisi yapıyordu. Violet ise nezaketi ve kibarlığı ile Hufflepuff'a oldukça uyum sağlamıştı. Ev cinleri ile beraber mutfakta kurabiye yapmasını saymıyorum bile, o kesinlikle herkesin gözünde bir melekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑳𝑼𝑴𝑶𝑺 | 𝒎𝒂𝒓𝒂𝒖𝒅𝒆𝒓𝒔 [Askıya Alındı]
Fanfiction"Onu birçok isimle andılar evlat. Son nefesinde bile insanlar onun geçmişte yaptığı şeylerin karanlığa açılan bir kapı olduğunu mu, yoksa iyilik uğruna yapılmış bir fedakarlık mı olduğunu bir türlü anlamış değillerdi." ♒︎♒︎♒︎ "Atacağın her adımın bi...