''J-Jungkook?''
Jungkook'u görmemin verdiği şaşkınla doğru düzgün konuşamamıştım bile. Yüzünde her zamanki o gülümsemesi vardı. Gülümsemesi olmayan bir Jungkook kesinlikle Jungkook değildi. Ayrıca burada ne arıyordu ki? Görünüşe göre bu kafe bütün öğrencilerin toplandığı işlek bir yerdi ve ben de buraya gelerek harika (?) bir iş çıkarmıştım gerçekten.
''Jin ve Namjoon'la sizi gör-''
Jungkook bunu der demez hala kapı önünde durduğumun farkına vardığım için hemen onu tutup kafenin arka kısmına götürdüm. Jin'e hala görünmek istemiyordum. Fakat Jungkook'a nasıl bir açıklama yapacağıma da karar verememiştim. Yaptığım davranışın şüpheli olduğu su götürmezdi.
Kafenin arka tarafına gittiğimizde Jungkook tek bir kelime bile etmemişti. Onun en azından ''Ne yapıyorsun?'' demesini beklemiştim ama durumundan hoşnut görünüyordu. Açıklama yapmak için kafamda kelimeleri toparlamaya çalıştım ama nasıl açıklayacağımı bilmiyordum. En sonunda Jungkook konuşarak ''Sonunda kontrolleri eline alıyorsun demek ha?'' diyerek bana yaklaştı. Yine o hınzır hali vardı. Geri çekilerek ona hemen ''Saçmalama.'' dedim.
Jungkook bana yaklaşmayı keserek olduğu yerde kaldı ve pes ederek sırtını duvara yasladı. Kafenin tavanına dalgın bir şekilde bakarak bana ''Konu Jin'le alakalı değil mi?'' dedi. 1 dakika içerisinde böyle değişmesine şaşırmadan edememiştim. Jungkook, sorusunu reddetsem bile bana inanacak gibi durmuyordu. Daha çok her şeyi biliyor gibi bir hali vardı. Bu yüzden sessiz kalmayı seçtim.
Ben cevap vermeyince Jungkook tavana diktiği gözlerini bana çevirdi ve ''Oraya gitmek istemediğini biliyorum.'' dedi. Gözlerimi aşağı indirmiştim çünkü Jungkook'un yüzüne bakmak, bana oldukça zor geliyordu. Bu kadar çok belli ettiğim için kendime kızmadan da edememiştim. Bu sadece bende kalmalıydı. Sadece ben bilmeliydim. Fakat olan olmuştu işte.
Jungkook o anda bana şu ana kadar ondan duyduğum en ciddi sesiyle ''Beni kullanabilirsin.'' dedi. Bu kadar ciddi oluşunu ilk defa görüyordum. Sanki bana gerçekten şaka yapmadığını hissettirmek istiyordu. Ona gergin bir şekilde ''Ne kullanması, ne diyorsun sen?'' dedim. Jungkook derin bir nefes çekti ve sanki çoktan anlaşılması gereken bir şeyin anlaşılmamasından bıkmış gibi ''Şu an seni onların masasına götürmek yerine seni evine götürebilirim diyorum. Ani bir kararla oradan ayrılman oldukça garip durur çünkü. Ama ben olduğum için bir sorun olacağını düşünmüyorum.'' dedi.
Jungkook'a ilk defa minnettar hissediyorum bu yüzden kendimi rahatlamış hissettim. Benim için uğraşmasına gerçekten şaşırmıştım. Ona ''Teşekkür ederim gerçekten bu çok iyi olurdu.'' dedim. Jungkook yanıma gelip ''önemli değil'' mahiyetinde saçımı karıştırdı. Ona ''Yapmasa şunu.'' diye çıkışsam da bunu yapmayı bırakmadı.
Jungkook'la tam yürüyorduk ki o an aklıma bir şey geldiği için duraksadım. ''Jungkook buraya tek mi geldin yoksa başkasıyla mı?'' dedim. Jungkook kaşlarını çatarak ''Tek geldim, n'oldu ki?'' dedi. Ona ''Başkasıyla geldiysen benimle kafeden ayrılman olmazdı da o yüzden.'' dedim. Jungkook da ''Aslında Hoseok'la buluşacaktım ama ona söylerim.'' dedi ve beni tekrar yürütmeye çalıştı. Ama ben yine yerimde durarak ''Olmaz öyle şey. Buluşman varsa sen kal burada ben bir şekilde yolunu bulmaya çalışırım.'' dedim. Benim yüzümden böyle bir şey yapmasını istemiyordum. Bu yüzden kafamda henüz plan olmamasına rağmen direk buna karşı çıkmıştım. Jungkook sanki önemsiz bir şeymiş gibi ''Hoseok'u en son aradığımda daha evinden bile çıkmamıştı bu yüzden sorun olmaz. Üstelik geç kaldığı için suçlusu o.'' dedi. Ona yine itiraz edecektim ama benim sözümün önüne geçerek ''Onunla neredeyse her gün buluşuyorum zaten. Senin şu anki durumun acil o yüzden hadi gidelim artık şu masaya.'' dedi. Benim durumumu acil olarak görmesi içten içe gülmeme sebep olmuştu. Nedense beni önemsediğini hissetmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Again and Again ~TaeJin~
RomanceOkul basketbol takımındaki Jin'e sadece hayranlıkla bakan Taehyung'un bakışları aynı mı kalacaktır yoksa zamanla başka bir şeye mi dönüşecektir?