''Artık duralım lütfen. Daha fazla hareket edebileceğimi sanmıyorum.''
Nefes nefese kalmıştım. Güneş zaten tepemizde olduğu için alnım terden boncuk boncuk olmuştu. Daha önce böyle bir deneyim yaşamadığım için ayaklarım üzerinde durmakta bile zorlanıyordum. Ayrıca Jin bana karşı hiç mi hiç nazik olmamıştı. Böyle konularda normal haline göre daha sert oluyordu anlaşılan. Beni sürekli zorlayıp durmuştu gözü dönmüş bir şekilde. Fakat vücudum en sonunda pes edip bayrakları çekmişti.
''Tae sadece ısınma hareketleri yapıyorduk.''
''Bana bu kadarı bile yetti.''
Jin'le aramızı düzelttikten sonra, bana asıl basketbol oynamaya geçeceğimizi söyleyip vücudumu ısıtmam gerektiğini söylemiş ve bana dayanamayacağım hareketler yaptırmıştı. Onun listesine göre 5 ısınma hareketi yapmamız daha gerekiyordu ama ben çoktan yarısında pes etmiştim. Fakat Jin'le beraber hareketleri yapmaya aynı anda başlamamıza rağmen Jin hiç yorulmuşa benzemiyordu. Şaşılacak bir durum da değildi gerçi.
Dinlenmek amaçlı yere oturduğumda Jin'e daha fazla yapmamamız için yalvaran gözlerle bakıyordum resmen. Jin benim bu halimi görünce ikna olmuş bir şekilde ''Tamam daha fazla yapmayalım madem.'' dedi ve elini bana uzattı. Ardından ''Yüzünü yıkayalım hadi kalk.'' dedi. Bunu duyar duymaz hemen elini tuttum ve ayağa kalktım. Geçen sefer de böyle yaptığımda benimle beraber pes ettiğine göre onu ikna etmekte başarılı oluyordum anlaşılan.
Basketbol sahasının dışına doğru yürümeye başladığımızda Jimin'in ne yaptığını merak ettiğim için onun tarafına baktım. Gördüğüm manzara, inanılmazdı. Jimin tamamen kendisini Yoongi'yle olan oyununa odaklamıştı. Birbirlerine topları o kadar hızlı gönderiyorlardı ki, Jimin'in Yoongi ile ayak uydurabilmesine çok şaşırmıştım. Jimin'in içinde gizli bir basketbol oyuncusu olabilirdi. Ya da Yoongi ile basketbol oynama şansını kullanmayı son derece iyi değerlendiriyordu.
''Jimin'den beklenmeyen bir şey, değil mi? Ama beraber böyle eğlenmelerine sevindim.''
''Evet hem de baya beklenmedik bir şey. Benim haşatım çıkarken onun böyle enerjik olmasına inanamıyorum.''
''Yoongi'nin Jimin'i hemen başından savacağını düşünmüştüm aslında ama hemen kaynaşmışlar.''
Daha sonrasında ondan detayları öğrenmek için Jimin'e kesinlikle nasıl vakti geçirdiklerini sormayı kafama şimdiden koymuştum.
Sahadan çıkmadan önce Jin, Namjoon'a bizim okula gideceğimizi haber vermek için onunla konuştuğunda bu sırada aralarında herhangi bir gerginlik hissetmemiştim. Üçümüz buraya gelmeden önce de onların konuştuklarını görmüştüm. Bunun sebebini o kadar merak ettiğim için Namjoon hakkında verdiğim sessizlik yeminimi bozup Jin'le bu konu hakkında konuşmaya karar verdim.
Sahadan çıkıp çocuklardan iyice uzaklaştığımıza emin olduğumda nihayet konuştum.
''Hatırlıyor musun bir ara bana Namjoon'dan çıkma teklifi aldığını söylemiştin. Ne yapacağına karar verdin mi?''
Bunu sorunca Jin'in sadece önüne doğru baktığını ve yüzüne hafif bir tebessüm yerleştirdiğini gördüm. Yüzündeki gülümse neredeyse bir kuş tüyü kadar hafif duruyordu.
''Sen ne yapmamı isterdin?''
Elbette benim olmanı isterdim.
Fakat benim seçimimin onun için bir anlam ifade edip etmediğini merak ediyordum. Bu ilişki ikisi arasındaydı, Jin'in okları bana döndürmesine anlam verememiştim.
''Sanırım sen nasıl mutlu oluyorsan onu yapmanı isterdim.''
Jin ''hm'' diyerek bir süre sessiz kaldı. Cevabını hala söylememişti. Bunu sürekli ertelemesi birazdan beni zıvanadan çıkartacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Again and Again ~TaeJin~
RomantizmOkul basketbol takımındaki Jin'e sadece hayranlıkla bakan Taehyung'un bakışları aynı mı kalacaktır yoksa zamanla başka bir şeye mi dönüşecektir?