Bölüm 28

1.8K 153 89
                                    

''Perdenin açılmasına son 5 dakika!!''

Güneşin sürekli doğup battığı ve gökyüzündeki yıldızların bir parlayıp bir söndüğü haftalar sonrasında tiyatro sahnesinin arkasındaki perdenin arkasında gelen kalabalığa bakıyordum. Namjoon, Yoongi, Jimin, Jungkook, Hoseok hepsi de yan yana oturmuş heyecanla bizi bekliyorlardı. Az katılım olacağını düşünmüştüm ama neredeyse tüm okul seyirci koltuğundaydı.

Jeongyeon, bu oyunu oynayacağımız günü belirlediğinden beri Jin'le günlerce alıştırma yapmıştık. Ezberim fazla iyi olmadığı için replikleri ezberlemek benim için biraz zor olmuştu ama şu anda hepsi aklımdaydı. En azından öyle olmalarını umuyordum, hatta öyle olması gerekiyordu.

Seyirci olmadan pratik yapmak, kolaydı. Fakat şu anda salonu dolduran insanları gördükten sonra alnımdaki terleri hissedebiliyordum. Streslenmemek için belki kalabalığa bakmamam gerekiyordu ama merakıma yenik düşüp kaç kişinin gelip gelmediğini merak etmiştim.

''Tae orada niye öyle ağaç gibi dikiliyorsun?''

Araladığım perdeyi bırakıp arkama döndüğümde Jeongyeon'u gördüm. Koşuşturma içerisindeydi ama benim dikkat çeken görüntümü görünce duraksamıştı. Gergindim ama Jeongyeon'un beni pek motive edecek zamanı yoktu.

''Sahnede ağaç rolü yapmak için çok mu geç kaldım?''

''İstersen ağaç rolü yapabilirsin ama o zaman seni öldürmek zorunda kalabilirim.''

Jeongyeon'a gergince gülümsedikten sonra birisi ona seslendi. Jeongyeon'un gözü bende kalsa da sahnenin son kontrolünü yapması gerektiği için yanımdan ayrılmak zorunda kaldı.

Kendimi sakinleştirmek için derin derin nefes almaya çalıştım. Evde sahne korkusunu yenmek için yaptığım araştırmalarda stresli olunan zamanlarda nefes egzersizleri yapmanız gerektiği söyleniyordu. Bu yüzden nefes egzersizleri yapmaya çalıştım. Ama her derin nefes aldığımda sanki daha çok geriliyor gibiydim. İşe yaramıyordu.

''Hey Tae!!''

Bana her seslenildiğinde sanki sahneye çıkacakmışım gibi hissettiğim için yine yüreğim hoplamıştı. Ama bana Jin'in seslendiğini görünce bu sefer fazla olmasa da azıcık rahatladım. Jin yanıma gelirken onun da az buçuk gergin olduğunu söyleyebilirdim. Yanıma geldiğinde sahne kostümüyle oldukça yakışıklı görünüyordu. Giydiği gömleğini önü biraz açıktı bu yüzden ortaya çıkan köprücük kemikleriyle dikkatim dağılmıştı. ''Hazır mıyız sahneye çıkmaya?''

İç çekerek gülümsemeye çalıştım. ''O kadar hazırım ki, birazdan bayılabilirim heyecandan.''

Jin, sıktığım ellerimi iki elleriyle de tutup açmaya çalıştı. Bunu yapmaya çalışmadan önce ne kadar çok sıktığımın farkına varmamıştım bile. ''Alıştırmalarda yaptığımız gibi olacak. Zaten role girdikten sonra gevşeyeceğini biliyorum. Hep böyle yapıyorsun.''

Jin'in sesi sakinleştiriciydi, ama dışarıdaki insanların sürekli aceleyle koşuşturması ve yükselen sesleri sürekli gerçeğe döndürüyordu beni. Jin'in ne dediğini de anlamamıştım ayrıca. ''Nasıl yani?''

Önü açık gömleğine bakmayı sürdürürken köprücük kemiklerinin ne kadar da güzel olduğunu düşünüyordum. Bana bu sırada cevap verdi. ''Senin asıl gerginliğin role girmeden önceki kısım. Rolüne girdiğinde o karakterle tamamen karışıyorsun. Bu yüzden sahneye çıktığımızda eminim yine aynısı olacak, endişelenme.''

''Perdelerin açılmasına son 50 saniye!''

Jin'in bu sözünden sonra gerginlik seviyem neredeyse en aza inmişti ama ''son 50 saniye''den sonra fabrika ayarlarıma geri döndüm.

Again and Again ~TaeJin~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin