Bölüm 18

2.1K 208 100
                                    

''Tae, Tae! Hadi gel çabuk.''

Okulda öğle arası çoktan olduğunda bana seslenen kişi Jimin'di. Yanında benden daha çok takıldığı Jungkook da vardı. Fakat bu sefer onlara daha dikkatli baktığımda muhteşem üçlünün yanında Jin'i göremedim. Onlarla gelmemişti. Bir süre suratıma bakmayı istemiyordu anlaşılan. Aslında Jin'in gelmeyeceğini zaten biliyordum ama bunun gerçeğiyle yüzleşmek canımı sandığımdan daha da yakmıştı.

Zaten dün, bugün okula gelip gelmeme konusunda kendimle yeterince savaş vermiştim. Fakat en sonunda bir tarafım ağır basıp beni okula getirmişti. Bir tarafım gelmek istememişti çünkü Jin'le karşılaştığımda bana bakmamasından, benden uzaklaşmasını görmek istemiyordum. Bana yaptığım yanlış seçimi hatırlatacağından korkuyordum. Fakat diğer tarafım da aramızdaki bu şeyi bir an önce düzeltmem gerektiğini söylüyordu. Nasıl düzelteceğimi bilmiyordum ama bunun için uğraşacağıma dair inancım vardı. Kesinlikle düzeltmeliydim.

Bu sırada Jimin bana tekrar sabırsızca seslendi. Onun sesiyle düşüncelerimden sıyrılıp sıramdan kalktım ve yanlarına gittim.

''Ben yaralı bir çocuğum tamam mı, o yüzden hızlı hareket edemiyorum.''

Moralim her ne kadar bozuk olsa da Jimin ve Jungkook yanında olduğum zaman onlara bunu belli etmek istememiştim. Bu yüzden onların şaka dilinde konuşmaya çalıştım. Zaten moralim bozuk bir şekilde konuşsaydım Jimin'e durumu anlatmak zorunda kalacaktım ve beni bu konuda kaç kere uyardığını dinlemek zorunda kalacaktım. Bu yüzden rol yapmak daha kolaydı.

''Bunun dramasını dün yapmalıydın. Şu an bu yaralı numarasını hiçbirimiz yemedik.''

Jimin bunu dedikten sonra hızlı adımlarıyla Jungkook'la beni geride bırakıp önde yürümeye başlamıştı bile. Öğle araları sanki 10 dakikaymış gibi acele acele hareket etmeyi bir an önce bırakmalıydı.

Jimin gittikten sonra onun arkasından bana bakan Jungkook'un dikkatli bir şekilde beni incelediğini ancak sonradan fark edebilmiştim.

''Bugün sanki biraz dalgınsın?''

Jungkook'un bazen içimi böyle görebilmesine şaşırıyordum. Jimin'le kaç senelik arkadaş olmamıza rağmen benim hareketlerimin sebebini daha çabuk fark edebiliyordu.

''Evet, sanırım.''

''Daha gün yeni başladığı için bugün için pek bir şey yaşadığını düşünmüyorum. Fakat düne gelirsek... Senin için en önemli olaylardan birisi Jin'in seni eve bırakıyor olması olmuştur. O yüzden dalgınlığının kaynağı Jin'dir diyebiliriz galiba?''

''Üzerime kamera falan mı taktırdın? İleride dedektif falan olmalısın bence.''

Jungkook bunu duyunca kahkaha attı ve gülüşünü tüm vücuduyla ifade ederek omzuyla bana vurdu.

''Yaralı birisi olduğumu unutmadın umarım.''

''Eee omzundan yaralı değilsin herhalde.''

Jungkook sayesinde biraz olsun kafamdan Jin'i atıp gülebilmiştim. Onu ilk başta yanlış anlasam da, uzaklaştırsam da şu anda yakınımda olduğu için hoşnuttum.

''Bana dün ne olduğunu hala anlatmadın.''

Dünü hatırlayınca yüzümden gülümsemem düşmüştü. Jin'in kapıdan çıkmadan önce benimle konuşma şeklini ve kapıdan öylece çıkmasını unutamıyordum.

''Özetle Jin'le aramız açıldı sanırım.''

Tüm olayı kelimelere nasıl dökeceğimi bilmiyordum ama özetlemem gerekirse tam olarak böyle olmuştu. Jin'le aramızı kapatmaya çalışırken daha da açmıştım.

Again and Again ~TaeJin~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin