Bölüm 21

2.2K 198 109
                                    

Hoseok'un daveti üzerine onun yanına oturmamın üzerinden bir gün geçmişti ve öğle arasında tiyatro kulübünde buluşmamız kararlaştırıldığı için dersim bittiğinde Jin'in sınıfına gitmeyi planlamıştım. Bu yüzden yanımda hala ders yüzünden uyuyan Hoseok'u uyandırmam gerekiyordu. Kendisi sıra arkadaşım olmasına rağmen varlığı neredeyse yok denecek kadar azdı. Bana ders başlamadan önce ''Derste fazla horlarsam beni dürt tamam mı?'' dedikten sonra cevabımı bile beklemeden uyku alemine dalmıştı.

Aslında Namjoon, Yoongi ve Hoseok'un dersle pek ilgisi yoktu çünkü Hoseok'tan sonra Yoongi de, dersi dinlemeye çalışmış fakat bir noktadan sonra o da başını sıraya koyup uyumaya başlamıştı. Namjoon ise onların aksine uyumuyordu ama dersi de pek iyi takip ettiği söylenemezdi.

''Hoseok geçebilir miyim?''

Buluşmaya geç kalmamak için Hoseok'un omzunu hafifçe dürttüğüm halde hala uyanmamıştı. Bu yüzden birkaç kez daha şiddetini arttırarak onu dürtmeye devam ettim. En sonunda başarılı olmuştum.

''Ha?''

Hoseok kendine gelip uyanmaya çalıştığında sanki nerede olduğunu anlayamamış gibiydi. Şu an sanki yatağından yeni kalkıyor gibi bir hali vardı. Gözlerini kırpıştırıp ayakta duran bana baktığında, ona az önce dediğim şeyi tekrar ettim. Başıyla beni hemen onayladıktan sonra ayağa kalkmaya çalışırken, kendisini uykunun etkilerinden silkelemek için yüzünü ovuşturdu ve yanımdan çekildi.

''Şu an öğle arasındayız değil mi?''

Bunu derken iki eliyle belinden tutmuştu ve bir sağa bir sola dönüp vücudunu esneterek ayılmaya çalışıyordu.

''Evet.''

Hoseok cevabımı duyduktan sonra hala uyuyan Yoongi'ye baktı. Birazdan ona bir şey yapacağını hissetmiştim, bakışlarından.

Hoseok'la sanki aynı anda aynı şeyi düşünmüşüz gibi Hoseok, sessiz bir şekilde bizim sıramıza tekrar geçti. Ardından Yoongi'nin arkasından uzandı ve ''Yoongi!'' diye onun kulaklarına doğru bağırdı.

Yoongi, Hoseok'un tiz sesinin bu kadar yakınında olması yüzünden titreyerek hemen başını havaya kaldırdı. Önemli bir şey olmuş gibi etrafına bir süre bakındı. Fakat arkadan Hoseok'un güldüğünü görünce ne olup bittiğini anlamış gibi arkasına döndü. Onu güzel uykusundan uyandırdığı için ve gereksiz yere bağırdığı için Hoseok'u her an pataklayacakmış gibi duruyordu. Yoongi'yi böyle gördükten sonra onu uykudan uyandırmamak, hayatımda kesinlikle yapmamam gereken şeyler arasında yerini almıştı bile.

''Hayvan herifin tekisin Hoseok.''

Hoseok ise ''Güzellik uykundan uyan artık prenses Yoongi. Öğle arasında Jimin'le basketbol oynayacağını unutmadın herhalde.'' dedi sanki başından beri bunu demek, başlıca planıymış gibi.

Yoongi, Jimin'le basketbol oynayacağını hatırlayınca, dışından pek anlayamadığımız bir şeyler söyledi ve sonra Namjoon'a ''Namjoon kalk.'' diyip sırtına birkaç kez vurdu. Hoseok'un ona ''Prenses Yoongi'' demesine bile takılmamış gibiydi. Namjoon, Yoongi'nin acele ettiğini görünce hemen oturduğu yerden kalktı ve Yoongi'nin geçmesini sağladı.

Yoongi önden giderken herkesten sonra uyanmasına rağmen benden bile önce harekete geçen Yoongi'ye yetişmek için arkasından hızımı arttırdım. Yanına gidince beni fark eden Yoongi, hızını azaltarak benimle beraber yürümeye başladı. ''Sanırım aynı yöne gidiyoruz.'' dedi. Yeni kalktığından mı tam bilmiyordum ama kaynağını bilmediğim bir şekilde gergin görünüyordu.

Jimin, Jungkook ve Jin'in bulunduğu sınıfa doğru giderken, sanki dersleri yeni bitmiş de yeni çıkıyorlarmış gibi sınıflarından öğrenciler çıkmaya başlamıştı. Kantin sırasında öne geçmek için hızlı koşmalarından dolayı onlara çarpmamak için Yoongi'yle biraz yana kaydık. Bu şekilde yürüye yürüye onların sınıfa geldiğimizde Jimin, Jungkook ve Jin'i yine beraber konuşurken bulmuştuk.

Again and Again ~TaeJin~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin