İçkimi elime almış yudumluyordum, Jungkook'un gelmesini bekliyordum. Beni görünce sinirlenecekti tabi ama belkide rüşvetimi kabul edecekti ha? Gerçi bunu neden istiyorum hala bilmiyorum. Tek amacım para kazanmak, ona yakınlaşmak değil!
Dışarıdan sesler gelmeye başladı, evet... O gelmişti. Kapı açıldı ve güvenlikler önden yürümeye başladı. Arkasından yine takım elbiseli, mükemmel derecede seksi ve aşırı harika yüz hatları olan bir Jungkook çıktı. Lanet olsun! Ona hayran kızlar gibi bayılıyorum resmen!
Ciddiyetimi bozmadan önüme bakmaya devam ettim. Beni görünce birazda olsa kaşlarını çatmıştı. İlk önce yerine geçti ve bana oradan baktı. 'Burada ne arıyorsun?!' der gibiydi. Bense sadece sırıttım. Yeonjun arkadaşlarının yanına gitmişti, şu an tektim. Yanıma geldi ve oturdu. "Beni takip et" dedi. "Neden?" dedim. "Kes sesini ve beni takip et" desi tekrardan. Gözlerimi devirdim ve onu takip ettim. Normalde olsa tabiki etmezdim ama şimdi rüşvetim var...
Beni yukarı kata çıkardı ve kendi odasına getirdi. Kapıyı kapattı ve yerine oturdu. Karşısında olan sandalyeye de beni oturttu. Yani öyle dedi... "Otur"
"Beni buraya ne için getirdin?" "Asıl sen buraya ne için geldin? Yoksa haberleri mi izledin? Bana rüşvet sunmaya falan mı geldin? Ah buna gerek kalmadı, bir kız buldum bile" Resmen aklımı okudu. Ama son cümleleri sinirimi bozmuştu cidden.
"Yo, bunun için gelmedim. Gelme amacım arkadaşım içindi ama yeni bir sekreter bulman ne hoş, buna sevindim!" O da sırıttı, bende sırıttım. "Öyle olsun, adını alabilir miyim?" "Jimin" "Hmm, Jimin... Barımdan siktir olup gidebilir misiniz acaba? Bunu size dünde söylediğimi hatırlıyorum?!" Sonlara doğru bağırmaya başlamıştı. Cidden buraya gelmekle büyük aptallık etmiştim. Hangi yürekle buraya gelmiştim ki zaten?!
"Buraya gelme sebebim arkadaşımdı! Anlamıyor musun orospu çocuğu?!" Beni boğazımdan tuttuğu gibi duvara yapıştırdı serçe. "Ah!" Canımı acıtıyordu şerefsiz. "Sebebin ne olursa olsun, bir daha barıma girmeyeceksin. Ben izin vermediğim sürece..." "Ne zaman izin vereceksin Jeon Jungkook? Ve aynı zamanda... BOĞAZIMI BIRAK!" diye bağırdım, ya da çalıştım diyelim.
En son boğazımı bıraktığında rahatladım. "Ölecektim!" Bir şey demedi, nefesimi düzenlemeye çalışıyordum. "Ne zaman izin vereceğim biliyor musun?" Merakla bekledim cevabını.
"Sen sekreterim olduğun zaman"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Club Owner - Jikook
De TodoBir bar sahibinin müşterisine takıntılı olacağı bilinemezdi...