Karanlık sabah... Rutubetli duvarların arasında dört dönüyor. Durdu,paslı demir sandalyenin soğuk yüzeyine oturdu. Çatık kaşları ve endişeli bakışları... Adam gazeteye bir kez daha göz attı. Buruşuk yüzü hırçın ifadeye büründü. Ne yapıyor öyle? Kalktı,yavaş adımlarla ilerledi. Kullanmaktan küçülmüş, yıpranmış kalemi aldı eline. Duvara yaklaştı,çizgilerle donatılmış bir duvar... Kaldırdı elini ve oraya bir çizgi daha ekledi. Çevirdi yorgun ve bitkin başını. Demir,uzun bir kapı. Üst bölümünde küçük bir pencere. Yanaştı kapıya ve yıpranmış ses tellerini yormaktan çekinmeden seslendi"Gardiyaan!"ve bir kaç kez daha tekrarladı. Buruşmuş elleri ile vurdu kapıya. Defalarca tekrarladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CELLAT "AYAZ"
General FictionGüç nedir? Güçlü olabilmek için ne kadar ileri gidilebilir? Roman tadında,sürükleyici bir kitap.