Bölüm 4

117 53 7
                                    



        Adem elmasından aşağı süzülen yağmur taneleri... İçinde saklayamadığı duyguları var hala. Ya da başka bir şey. Kestiremiyor insan bazen,görünüşe aldanıyor. Kaldırdı bezgin ayaklarını,kapının eski,titrek eşiğine kibarca bastı. Yaşlı bir kadın seslendi arkadan" Kime baktın evladım? Orada uzun zamandır yaşayan yok". Duraksadı,düşündü bir müddet. Tanıdık geldi bu ses. Anıları depreşti. Bir daha seslendi" Evladım! Beni duyuyormusun?" Hızlıca arkasını döndü. Ağarmış küt saçları,buruşmuş beyaz tenine değerken ,elinde ki bastonu ile ayakta durmaya çalışan yaşlı kadıncağızın az işiten küçük kulaklarında ki sahte altın küpeler takıldı gözü. Çok tanıdık geldi bu küpeler. Biraz şaşırmış şekilde yanıtladı." Şey burası benim evim,yani küçükken burda yaşadım". Yaşlı kadın çok garipsedi. Kim olabilir ki bu genç. Biraz durdu ve dikkatlice baktı,küçük yaşlı gözlerini kısarak. Yüzünde ciddi bir ifade ile bir süre baktı. Tekrar bir soru yöneltti." Nasıl yani? Ama bu evde yıllar önce genç bir aile vardı. Onlar da bir kazada öldü ne yazık ki. Zavallıcıklar. Küçük te bir çocukları var dı. Ah zeytn gözlüm benim. Kendi evladım gibiydi. Ama o da beni bu hayatta yapayalnız bırakıp gitti,anne ve babası ile. Sen kimsin ki evladım?" Eşikten geri bir adım attı. Yaşlı kadına yanaştı.

      Kelimelerin anlatamayıp donup kaldığı,bakanları uzayda bir boşluğa sürükleyen,güzel siyah gözleri ile baktı kadına." Neydi o çocuğun adı?" Kadın, yaşlılığın verdiği bir nitelik olacak ki yanıtlamakta zorlandı. "Çok güzel bir isim di. Hatta adını ben koydum. Onlar buraya taşındıklarında henüz doğmamıştı. Çok fakirler di ve ben kıyamazdım hep yardım ederdim. Bana olan minnetlerinden olmalı ki adını sen koy dediler bana. Ama ney di pek hatırlamıyorum." Lafın arasına girdi"Ayaz olabilir mi?"kadın şaşırdı" E evet doğru Ayaz dı ismi. Ama nereden biliyorsun?". Yüzünde hafif bir gülümseme ile "Küpeleriniz ne kadar eski. Kaplaması soyulmuş. Size yensini alayım ama bu sefer kendi paramla." Zavallı yaşlı kadının gözleri yuvalarından fırlarcasına bakış attı." Ne demek oluyo? Ben anlamadım evladım." Biraz daha yaklaştı kadına,eğildi bir miktar ve ellerini tutup gözlerinin içine baktı. Sert bakışlarında ki narin göz yaşları...

      "Teyzecim ben Ayaz." Buruşuk yüzlü ihtiyar kadın kendinden geçti. Kısa bir süre nefesi sıkıştı,konuşmakta zorluk çekti. Ee yaşlı kadın haliyle böyle şeyleri kaldırmakta  zorluk çeker. Dökülmüş dişleri ile içeri büzülmüş ağzı ile söyledi" Na nasıl yani? Yoksa sende rahmetli kocam gibi hortladın mı? Ahh son zamanlarda ölüleri çok görür oldum. Toprak beni çağrıyor sanırım evladım".

    "Aa hayır ben hiç ölmedim. Ölmüş kocanızı nasıl gördünüz bilmiyorum ama ben kesinlikle hortlamadım. "

Gözleri doldu ihtiyarın. Ağlamaklı ses tonu ile konuştu." Ahh be çocuğum madem hayattasın ne diye haberdar etmzsin beni. Benim yaşlı yüreğim neler çekti bilirmsin? Ne kadar yalnız ve çaresizim bilirmsin? Az mı emeğim var üstünde ha. Neden gelmedin beni görmeye bu vakte kadar? Peki söyle nerelerdeydin yıllarca?" Ayaz diyecek bir şey bulamadı ilk başta. Sağına,soluna bakındı amaçsızca. Bir cevap vermesi gerektiğini biliyordu.

  "Çok uzun hikaye. Ailem öldüğünde kimse sahip çıkmadığı için yurda verdiler beni. Siz o günlerde burada değilsiniz. Belki siz bana bakardınız haberiniz olsaydı. Önce bir devlet yurduna gittim. Ardından çok rahatsızlık veriyorum diye beni göndermek istediler. Şehirde Bay Ahren diye birinin kendi açtığı bir yurt var dı. Arada bir gelip yurtlardan kendi yurduna özel bakım vericem diyip çocuklar alırdı. Benide aldı. Daha iyi diyip ben hemen yolladılar. On yaşına kadar orada kaldım. Sonra bir gün yurt aniden yandı,nedenini bilmiyorum. Sadece kardeşim gibi sevdiğim Ömer ve ben hayatta kaldık. Yurttan çıkıp günlerce sokakta kaldık. Bizi kimsenin bulmasını istemedim. Başka bir yurtta kalmak çok kötü bir fikir gibi geldi bana. Daha sonra şans yüzümüze güldü. İşte şimdi zenginim ve buradayım. Sonrasını anlatmak uzun sürer. Ama şunu söyleyebilirim sizi gördüğüme çok sevindim. Biliyorsunuz sizi her zaman çok sevdim."

"Bende seni hep kendi çocuğum gibi sevdim Ayaz ım. Ahh sen hep böyle sevgi doluydun,merhametliydin ve hala öylesin. Ama bakışların çok değişmiş,tanıyamadım seni."

 Kırışmış ellerini kaldırdı ve Ayaz ın iri omuzlarına sarılmaya çalıştı küçük yaşlı bedeni ile.

CELLAT "AYAZ"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin