Bölüm 4.2

114 52 7
                                    


             Ellerini çekti " Benim şimdi yapmam gerekenler var,o halde daha sonra tekrar görüşelim."

"Çok erken değil mi? Onca yıl sonra bulmuşuz birbirimizi. Az daha kalsaydın."

" Merak etme. Bir daha birbirimizi asla kaybetmicez. Sizi hep el üstünde tutucam." 

" Ah zeytin gözlüm,ben seni buldum ya artık sırtım yere gelmez." Ayaz gülümseyerek arkasını döndü ve eve girdi. Eski, gıcırdayan tahta zemin üzüreinde yürümeye başladı. Küçük bir ev zaten,bakacağı pek bir şey yok. Ama oturma odasında duran kırık fiskos un üzerinde ki resim bakmaya değerdi. En azından Ayaz için öyle olmalı. Eline aldı çerçeveyi. Ailesi ile olan tek fotoğrafı idi o. Bir müddet baktı ve ardından çerçeveyi kırıp resmi çıkardı. Ortadan ikiye katladı ve paltosununs sağcebine koydu. Ardından yine sol cebinden son model telefonunu çıkardı. Rehberden bir kişi seçti ve parmaklarının ucu ile nazikçe tuttuğu telefonu kulağına hafifçe yaklaştırdı. Çok kısa çaldıktan sonra karşıda ki hemen açtı. Ayaz onun için önemli olmalı ki hiç bekletmedi. Ayaz yine rahat bir tavır ile serseri ağzını takınarak ,o kibar görünümlü centilmen havadan sıyrılarak konuştu "Kerem, hani benim Sakarya da ki ev var ya,işte orayı satışa çıkar koçum. En yüksek kim verirse hiç bekletme,sat ver gitsin." 

" Tamam efendim. Bir teklif olduğunda sizede haber edicem"

" Gerek yok . Sen parayı cebe atmayıp bana ulaştır yeter."

" Aman efendim olur mu öyle şey? Hangi yanlışı mı gördünüz?"

" Hangi derken? Hayırdır kaç yanlışın var?"

" Yok yani ben o manada demedim."

"Ya sanki ne şe**fsi zolduğunu bilmiyorum. Bide savunuyor kendini. Ama aferin,saman altından su yürütüyosun. Kapmışsın benden bir şeyler."

Ardından telefonu Keremin suratına kapattı ve kendi kendine sırıtarak evden çıktı. 


CELLAT "AYAZ"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin