Kitaba başladığınız tarihi buraya ekleyin lütfen...
BÖLÜM 1: "Bir ruhu tamamlayacağım..."
Karanlığa sıkışıp kalmış bir ateş böceği gibi ruhum. Işık saçmaya devam ediyor ama o karanlıktan asla kurtulamıyorum.
Bir adım atsam boşluğa düşeceğim.
Ve o boşlukta yok olup gideceğim.
Bir gün birinin avuçlarına bırakacağım ruhumu...
Bir gün bir bedende tamamlanacağım.
Ve ben bir ruhu tamamlayacağım.
Sıcak ve soğuğun kavuşması gibiydi yaslandığım camdaki buğu. Soğuk sıcağa aşıktı. Sıcak ise soğuğa hasret. Aralarına giren incecik cama rağmen kavuşabilmiş, bir bütün olabilmişlerdi.
Dakikalarca buğulu camı izledim. Bir an elimi kaldırıp işaret parmağımı usulca cama dokundurdum. Geri çektim. Dokunduğum kısımdan aşağı ince bir oluk şeklinde su damlası kayıp hafif kirli pencere lastiğine bulaştı. Sonra dudaklarımı aralayıp dokunduğum kısıma usulca üfledim. Ve sıcak birkez daha soğuğuna kavuştu.
Gülümsedim.
Saçma bir şekilde mutlu oldum.
"İnmeyecek misin?"
Kulağımı dolduran sesle birlikte başımı yana çevirip baktığımda yanımda oturan Nazlı'yı gördüm. İri mavi gözleri buğulu cama kaydığında yersiz bir telaşla hareketlenip elimle camı sildim.
"Dalmışım."dedim gözümün önüne gelen bir tutam saçı kulağımın arkasına verirken. Cevap vermeden sessizce uzaklaştı. Kucağımda duran çantamı koluma takıp yavaş adımlarla servisten inip okula doğru yürüdüm.
Kış bir kez daha tüm gücüyle varlığını hissettirdiğinde başımdaki bereyi düzeltip ellerimi cebime soktum. Aslında bugün tam da şu anda burada olmamalıydım. Ama garip bir şekilde burada olmak istedim. Hani herkesin hayatında bir an olsun farklı bir his oluşuverir. Hah! İşte bende tam öyle bir hisle uyandım bu sabah.
Ağır adımlarla okula girip sınıfıma girdiğimde her zaman olduğu gibi en ön sıraya geçip oturdum. Öyle çok çalışkan olduğumdan ya da deli gibi dersi dinlemek istediğimden filan değilde arka sıralarda hoşlanmadığım insanlar olduğu içindi. Aslında kavgacı ya da insanlardan dışarıda olan biri değilim. Ama şu anki şartlar bunu gerektiriyor.
Oturduğum yerde hafifçe kıpırdanıp başımı geriye doğru çevirdiğimde bir çift gözle karşılaştım. Fazla beklemeden usulca önüme dönüp telefonumu elime aldım. İnternetimi açar açmaz birkaç bildirim ve mesaj geldiğini gördüm. Mesaj kısmına girdiğimde gördüğüm isimle birlikte gözlerim irileşmiş ağzımdan ufak bir küfür kaçıvermişti. Vakit kaybetmeden profiline girip engellemeliydim. Çünkü başıma bela almak gibi bir derdim yok.
mirbeyozan adlı kullanıcı engellendi.
Telefonu sıranın üzerine bırakıp geriye yaslandığımda tepemde dikilen ayaklı belayı yeni farketmiştim.
"Ne var?"dedim düz bir sesle. Kaşlarını kaldırdığında bakışları bir an telefonumu buldu. "Ozan benim."dedi hırıltılı bir şekilde.
"İlgilenmiyorum."deyip tuvalete gitmek için ayağa kalktığımda kolumu kavrayıp beni durdurdu.
"Seni çok fena yaparım kızım."diye yüzüme doğru öfkeyle tısladı. Hala elinde olan kolumu hızla çekip iyice yaklaştım. "Defol git başımdan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
F I R A L
Teen FictionYüreğimdeki kırlangıç ile karşımda duran sapana bakıyordum. Gün gelip beni vuracaktı. Ama belki de ölmeye bile değecekti. . . . . 2020/4 ŞUBAT