BÖLÜM 16: "Bir Meleğin Kanatları"

446 27 27
                                    

BÖLÜM 16: "Birgün yeniden, aynı karın altında

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


BÖLÜM 16: "Birgün yeniden, aynı karın altında..."

Aslında adımın başına verilen sadece iki kelime belirlemişti tüm kaderimi. Katilin kızı Fıral. Ondan sonra her şey anlamını yitirdi. Bir daha da hiç eskisi gibi olmadı. Olamadı.

Eli parmaklarımın arasından kayıp yanına düşmüştü. Bana bakan gözlerinde artık hiç bilmediğim bir ifade belirdiğinde işte o zaman gerçekten korktum. Bir daha o sevgiyi görememekten korktum. Bir daha onu görememekten.
Gözlerimin pınarları yaşlarla doldu. Dişlerimi ne kadar sıkarsam sıkayım onların akıp gitmesine engel olamamıştım. Onlarda tıpkı hayatım gibi elimden kayıp gitmişti.

Zorlukla yutkunup acıyla yüzüne baktım. "A-Ali..."dedim kekeleyerek. Ama devamını getiremedim.

"Katilin kızı!"

Tek bir kirli ağızdan çıkan bu iki kelime açık alanda yankı bulmuş şimdi onlarca ağıza bölünmüştü. Uzanıp korkuyla kulaklarımı kapadım. Gözlerim ise hâlâ açık ve ona çevriliydi.

"Suçsa herkes suçlu Ali Eren. O katilin kızı!"

Şeref denen cani kanlar içinde yerde yatıyorken bile hâlâ zehrini saçmaya devam ediyordu. Gidip nefesini kesmek, konuşmasını engelleyecek herhangi bir şey yapmak istedim. İlk kez birini öldürmek istedim. "Ona inanma. O kız katil kızı!"diye bağırmaya devam ediyordu. Sesi sanki onca darbeyi almamışçasına tok çıkıyordu.
Ali Eren, uzunca bir zamandır bende olan gözlerini şimdi ilk kez yere indirmişti. Çok geçmeden tekrar kaldırdığında ise bana öfkeyle bakıp görüş alanımdan çıktı. Korkuyla gözlerimi yummuş dudaklarımı birbirine bastırmıştım.

Bana zarar verir miydi?

Bir sarsıntı bekledim. Bir darbe ya da acı. Ama hiç bir şey hissetmedim. Ardından acı bir sesle irkilip gözlerimi açtım. Ama yoktu. Sonra bir ses daha. Korkuyla geriye dönüp baktığımda onları gördüm. Onu gördüm.
Ali Eren, amcasının üzerine çökmüş boğazını sıkıyordu. Onu öldürüyordu.

"Ali Eren?!"deyip hızla ona doğru koştum. Titreyen ellerimi ellerine geçirip etrafta bizi izleyen insanlara baktım. Öylece durmuş film izler gibi bizi izliyorlardı. Öfkeyle soluyup "Yardım edin!"diye bağırmaya başlamıştım. Ama kimse yardım etmedi. Kalbim patlayacakmış gibi delicesine atıyordu. Ellerim, tırnaklarım onunkilere engel olmaya çalışıyordu ama o beni duymuyor, görmüyor gibiydi.

"Yalvarırım yapma! Değmez! Lütfen bırak!"

Nefes nefese bir hâldeydim. Ellerimizin ucunda bir can vardı ve ben deli gibi korkuyordum. Korkum onun ölmesinden değil, Ali Eren'in katil olmasındandı.
Hayır. Buna izin veremezdim.
Kana bulanan ellerimi hızla geriye doğru çekip Ali Eren'in karşısına geçtim ve başını avuçlarımın arasına aldım. Yüreğim büyük bir acıyla yanıyorken doğrudan gözlerinin içine bakıp "Bana bak! Ali Eren bana bak! Duy beni n'olur!"dedim. Öfkeden dönen gözleri sadece bir anlığına beni bulduğunda kaşları aşağı doğru düştü.

F I R A L Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin