BÖLÜM 4: "Tanelerin dansı"

1.4K 57 16
                                    

BÖLÜM 4: "Çok güzel gülümsüyorsun."


Kıymetini bilemiyor insan o an sahip olduğu şeylerin. Bilemedim. Tüm gece boyunca keşke dediğim şeylerle doldurup taşıdım vicdanımı. Canımın acısıyla savaştım elimde tek silah olmadan. Belki kaybettim belki kazandım. Emin olamıyorum artık. Kendimden, düşüncelerimden.

Ama birşeyin içinde savrulmadan durabildim. Tek birşeyde tutunabildim. Düşüncelerim içinde oradan oraya çarpıp yaralar alırken sadece onda sabit kalıp soluklandım.
Tüm gece onun omuzunda uyumuş uyansam dahi uyuyor gibi yapmaya devam etmiştim. Kim bilir belki de bunun farkındaydı. Ama farkında olmamak işine geldi. Kim bilir belki de bana iyi geldiğini anlamış acıyıp sessiz kalmıştı.

Gece güne dönerken huzursuz edici bir kargaşayla gözlerimi açtım. Birkaç hemşire babamın kaldığı odaya girip çıkıyordu. Korku içinde ayaklandığımda o da benimle birlikte kalktı. Ama kolumu kavrayıp beni engelledi. Bakışlarım ona döndüğünde uykusuzluktan kızaran gözlerini yeni farkedebilmiştim.

"Kötü birşeyler oluyor."dedim ağlamaklı sesimle.

"Hayır. O iyi."

"Sen nereden biliyorsun? Baksana hemşireler..."deyip cümlemi tamamlayacakken kolumu serbest bırakıp kuruyan dudaklarını araladı.

"Uyandı."

"Ne? Bu şimdi mi söylenir?"demiş hızla yoğun bakım penceresine yönelmiştim.

Gözlerini açık görmeyi umuyordum. Ama hala uyuyordu. İki hemşire başında birşeyler yapıyordu. Hayal kırıklığı içinde dönüp ona baktım.

"Uyuyor."

"Dinlenmesi gerek. Hem uyandı diye hemen göstermezler."dediğinde çoktan yanıma gelip bakışlarını camdan içeri yöneltmişti.

"O iyi olsun da ben beklerim."

Dakikalarca onu izledikten sonra soran gözlerle dönüp ona baktım. "Hakan amcam neden bana birşey söylemedi."

"Kontrol etmek için geldiği sırada sen uyuyordun. Uyandırmak istemedi. Uyandığında bana söylemem için tembihledi."deyip gülümsedi.

"Tüm bunlar olurken uyuduğuma inanamıyorum."dedim şaşkınlık içinde. Gülümsedi. Mahrur gözlerinden uyku akıyordu.

"Sende uyusan iyi olur."dedim parmağımla gözlerini işaret ederek.

"Beni düşünme. Uykuya karşı dirençliyimdir."

Bu denli düşünceli oluşu ona karşı içten içe bir hayranlık duymamı tetikliyordu. İhtiyacım olan iyilikten beni mahrum bırakmamıştı.

"Teşekkür ederim."dediğimde sanki bunu beklemiyormuşçasına gözlerini irileştirdi. Onun bu haline gülmeden edemedim.

"Neden gülüyorsun?"dedi gözleri kısılırken.

"Hiç."

"Peki."deyip önüne döndüğünde bu kez o güldü.

"Sen neden gülüyorsun?"dedim biraz eğilip yüzüne bakmaya çalışarak. Başını yere eğip ellerini cebine soktu. Bu kez aynı cevabı o vermişti.

"Hiç."

O an birlikte babamı izleyerek gülüyorduk. Biliyorum dışarıdan bakıldığında oldukça saçma bir görüntüydü. Ama anlamı benim için çok büyüktü.

O günün gecesinde Hakan amcam bana babamı görüp onunla konuşabileceğimi söylemişti. Ben o anı heyecanla beklerken yine o yanımdaydı. Giyinebilmem için bana yardım eden hemşireye teşekkür edip yavaş adımlarla yoğun bakım odasına girdim. Kulağa pekte hoş gelmeyen sesler ne işe yaradığını bilmediğim o cihazlardan geliyordu. Sonra bakışlarım babama kaydı. Yorgun ve hırpalanmış bedeni içimi sızlatıyordu. Ağır ağır yanına kadar yürüyüp bir sandalye çektim. Artık yanıbaşında nefesini duyabilirdim.
Ağzımdaki maskeyi usulca aralayıp dokunduğum ellerine baktım.

F I R A L Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin