BÖLÜM 10: "Artık daha çok seveceğim."
Acıyı hissettim. Sonrada hissizliği...
Her insanın bildiği o karanlıkta savruldu bedenim. İçimdeki boşlukta bir yerlere sıkıştım.
Acıyı hissettim. Sonrada uyanışı ve acıya yeniden bulanışı...Nerede olduğumu, kim olduğumu bilmeden gözlerimi usulca araladım. Beynim uyarı sinyalleri verirken tekrar kapadım gözlerimi. Burada olmamalıydım. Çünkü buraya ait değildim.
Ensemden, omurgamdan başıma doğru yükselen sancıyla inleyip yanak içimi dişledim. Sonra bileklerim akıl almaz bir acıyla sızladı. Yapabildiğimin en iyisini yapıp başımı kaldırdım. Kafamın üzerine tonlarca tuğla dizilmiş gibi ağır ve yavaştım.
Bakışlarım tavana kaydı. Çıplak ampule değen gözlerim aniden kısılmıştı. Uzun zamandır karanlığa alışan gözbebeklerim çatlıyor gibiydi. Uzanıp ellerimle kapatmak istedim. Ama hareket edemedim.
"Uyuyan güzel?"diyen sesle zorda olsa gözlerimi açtım. Daha önce hiç görmediğim bir yüz karşımda durmuş sırıtarak bana bakıyordu. O an midem bulandı. Sonra burnumun ucuna sinen koku doldurdu ciğerlerimi. Şiddetle öğürüp öksürmeye başladım. Dayanılmaz bir karmaşaydı ve ben kaçamıyordum.
Şakaklarımdan beynime doğru dalgalanan acı silsilesinde kaybolmamak için acıyla inleyip gözlerimi kapadım. O koku ise burnumun ucundan gitmek bilmiyordu. Konuşabilecek miyim diye düşünürken ağzımdan ciyaklamaya benzer bir ses çıktı. Karşımda ki herif kahkaha atmıştı. Ama gözlerimi yine açamadım. Açmak istedim. Açıp o pisliğe haddini bildirmek.
Gözlerim hâlâ sımsıkı kapalıyken boş alanda ayak sesleri duydum. Git gide uzaklaşmış sonunda tamamen kesilmişti. Bir süre öylece bekledim. Karanlığa boğuldum. Zaman kavramını tamamen yitirdiğimden saatin kaç olduğunu bilmiyordum. Üstelik gündüz mü gece mi onu da bilmiyordum.
Ne kadar sonra olduğunu anlayamadığım bir sürede ayak sesleri tekrar kulaklarımı doldurdu. Üstelik bu kez tek bir kişiye de ait değildi. Kendimle savaşıp gözlerimi açtım. Heryer karanlıktı. Tek ışık benim olduğum yerde tam tepemde yanıyordu. Başımı geriye doğru yaslayıp tepemde yanan ışığa baktım ve ani bir acıyla gözlerimi kırpıştırdım. Garip bir şekilde anlamsızca canım yanıyordu."Amma uykucu çıktın sende."dedi biri. Başımı yere indirip sesin sahibine diktim gözlerimi. Oldukça uzun boylu sıska bir herifti. Sigara içmekten sapsarı kesilen ayrık dişlerini göstererek güldüğünde midemde ki bulantının tekrarladığını hissettim.
"Se-sen kimsin be?"dedim kısık bir sesle. Ama beni duyamadığı için üzerime doğru birkaç adım daha attı. Yakından çok daha iğrençti.
"Pek de güzelmiş."dedi bu kez. Rahatsızca kıpırdanıp oturduğum sandalyeye gömüldüm.
"Uğraşma kızla. Patron birazdan gelir."dedi hemen geride duran diğer adam. Göz ucuyla ona bakıp yüzünü tanımaya çalıştım. Ama hayır. Sanki yüzler hafızamdan bir bir silinmişti. Ya da biri zorla silmişti.
Tam önümde duran adam ellerini cebine sokup geri adım attığında bu kez kapı bir kere daha açıldı. Karanlık yüzünden geleni tam kestiremiyordum. Zaten görsem bile tanımayacağımdan çokta umursamadım. İki adam hizaya geçip duruşlarını dikleştirdiğinde karanlıkta ki kişi onları es geçip bana doğru geldi. Ve tam önümde durdu. Daha önce hiç görmediğim bir yüzdü tıpkı diğerleri gibi.
"Ne yaptınız babama?"dedim kendimden emin bir tavırla. Kırklı yaşların başında ki adam eğilip yüzüme doğru yaklaşmıştı. O an gözlerinin delici mavisini görüp ürktüm. Korkutucuydu. Ve bende zaten korkuyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/212675175-288-k673748.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
F I R A L
Roman pour AdolescentsYüreğimdeki kırlangıç ile karşımda duran sapana bakıyordum. Gün gelip beni vuracaktı. Ama belki de ölmeye bile değecekti. . . . . 2020/4 ŞUBAT