Cehennem yakmış ateşlerini, harladıkça harlamış. Öfke ve ateş en ücra köşelerine kadar yayılmış...
Cennet, açmış gözlerini korku ve acıyla, içinde akan mis kokulu nehirler ve masmavi ışıl ışıl parlayan gökyüzüyle...
Açmış kalbinin kapılarını ateş gibi bakan cehennemin gözlerine...
Biri ateşiyle yakmaya, diğeri güzelliğiyle sarmaya hazırmış...
İlk defa kararsız kalmış Tanrı, kaderlerini bir yazdığı bu iki bedene bakarken. Cehennem gibi öfke ateşiyle yanan uzun olana mı? Cennet gibi parlak, huzur veren kısa olana mı, yardım etsin?
İki farklı duyguyla yanan beden...
Biri, kıskançlık... Öfke... Nefret ve diğeri, aşkla... Sevgiyle... Özlemle birbirlerine bakan iki kalp, huzur bulacak mı birbirlerin de?
Biri onun ateşini söndürebiecek mi?
Diğeri onun huzur veren mis kokulu nehirlerinde cehennem ateşinin sönmesine izin verecek mi?
Öfke sarmış bedenini uzun olanın yine... yine... ve yine...
Kısa olannın içinde, huzur akmış nehirlerinde,. Yeniden... yeniden ve yeniden...
Cennet, cehennemini kucaklayıp sarmak, onun öfkeyle yanan ateşini söndürmek istemiş. Bilememiş cehennem ateşinin onun nehirlerini kurutacak kadar sıcak, mavi gökyüzünü karartacak kadar dumanlı olduğunu. Bilememiş küçük bedenine yaşatacağı acıları.
Cennet sevmiş. Sadece sevmiş cehennemini...
Cehennem, hırsı ve öfkesiyle, yakmış... Yıkmış... Cenneti bin parçaya ayırmış. Bilememiş bu öfke ve hırsın gün gelip de onuda yakıp, yıkacağını. Bilememiş en büyük acıyı yakıp yıktığı cennet yüzünden yaşayacağını.
Acı ve gözyaşıyla kuruyan nehirlerinde yeniden mis kokulu sular akacak mı? Kapkara dumanla kaplı gökyüzü, eski maviliğine kavuşacak mı, cennetin?
Öfkeyle harladığı ateşi cennete çektirdiği acıyla kendisini yakarken, o cennetin kollarında huzur bulabilecek mi, cehennem?
Yeniden ve yeniden cennetin gülen yüzünü görebilecek mi?
İlk defa acıyla çarpan bu iki kalbin sahiplerine bakarken ağlamış Tanrı...
Tanrı ağladıkça kat kat gökyüzü kararmış akıtmış bütün ıslaklığıyla ve şiddetiyle sularını. Yağdıkça yağmış... yağmış... yağmış...
Yetmemiş bu yağış acılarını dindirmeye.
Ve Tanrı bir karar vermiş bu iki kalbi bir mucize ile birleştirmeye...
Yollamış meleklerini acı içinde ağlayan cennetine. Melekler, ellerinde mis kokulu ipeklere sarılı mucizeyi cennete getirip, onun minik bedenine mutlulukla bırakmışlar.
Cennet bedenindeki mucizeyle, cehenemse mucizeden habersiz yaşamaya çalışmış, içinde anlayamadığı bir hisle...
•
•
•
•============================
Y/N: Hepinize kucak dolusu sevgiler 🙆
Tanıtım bölümünüde attığıma göre diğer bölüme geçebilirim ^-^
Yalnız, bölüme geçmeden önce küçük bir açıklama yapmam lazım. Lütfen bu hikâyeyi okurken bunun bir kurgu olduğunu unutmayalım ve yazana (yazan diyorum çünkü, ben yazar deģil, yazanım) hakaret içeren yorumlar yapmayalım.
Kitap içindeki karakterlere kızabilirsiniz, kötü söz yazabilirsiniz ama lütfen sizlerden tek ricam bana kötü söz ve hakaret içeren yorumlar yapmayın. Bu kitapta kurgu gereği olması gereken bazı olaylar yüzünden ciddi manada hakaret içeren yorumlar aldım :( bu beni gerçekten çok kırdı ama en çok da ölmüş babama hakret içeren yorumlar beni yıktı 😢
Bu yüzden uzun bir süre yazmayı bıraktım :( ama yanımda olan ve bana her türlü desteği veren güzel okurlarım sayesinde yeniden yazmaya başladım. İyi ki varsınız canlarım 😍
Umarım bu minik açıklamamı dikkate alır ve ona göre okursunuz...
Ön yargılarınızı bir kenara bırakın lütfen
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın, mutlu kalın 💙💙💙💙
Hepinizi klasik Baekhyun öpücüğüyle öpüyorum 😙😙😙😙 mu mu mu mu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Contracted Married / Chanbaek
FanfictionBiri, kendine miras kalan mal varlığını almak için, diğeri kardeşten öte sevdiği kader arkadaşını yaşatmak için yaptıkları anlaşmayla evlenmek zorunda kalan, biri öfkeli, diğeri yaralı iki ruh. Ve onları bekleyen acı ve hüzün dolu bir yolculuk...