Tao, Baekhyun'u zorlada olsa arabaya yerleştirip kendi evine götürürken, arkadaşı, aynı zamanda doktor olan Do Kyungsoo'yu aradı. Telefonun yanıtlamasını beklerken, arka tarafta yolcu koltuğunda yarı baygın yatan Baekhyun'a dikiz aynasından endişeli gözlerle baktı. Durumu hiç iyi değildi. Tüm bedeni gece yaşadığı saldırı ve tecavüzün izleri ile doluydu.
Her ne kadar Baekhyun kimseye bir şey söylememesi konusunda kendisine söz verdirse de, Tao, onun yaralı bedeninin ve yüzünün fotoğraflarını telefonuna çekip kayıt etmişti. Sonuçta o bir hukukçuydu ve bu görüntülere ihtiyacı olabilirdi. Baekhyun'un tüm itirazlarına rağmen, olanları Xiumin'e anlatmaya karar verdi. Chanyeol denen pisliğin yaptıklarını öğrenmesi gerekiyordu.
''Alo!''
Tao, kulağına dolan derin sesle düşüncelerinden sıyrıldı.
''Alo! D.O. Benim Tao.'' Bir an sustu. Söyleyeceklerini aklında toparlamak ister gibi derin bir nefes alıp devam etti. ''D.O, şimdi beni iyi dinle. Hiç sorgulamadan tüm tıbbi malzemelerini alıp, acilen evime gel ve lütfen acele et...''
•
•
•
Tao, Baekhyun'u eve gelir gelmez kendi odasına götürüp yatağa yatırdı. Sonra odadan çıkıp salona geri dönmeden önce dönüp yarı baygın yatan küçük bedene üzgün gözlerle baktı. Baekhyun, yaşadığı şok yüzünden sürekli uyumak istiyordu.
Çalan kapının zilinden Kyungsoo'un geldiğini anladı. Hızlı adımlarla ilerleyip kapıyı açtı. Kyungsoo neler olduğunu anlamak ister gibi elinde tuttuğu büyük siyah doktor çantasıyla Tao'ya bakıyordu. Tao onun içeri girmesi için bir adım geri çekildi.
''İçeri gir, D.O.''
Kyungsoo içeri girerken salonda göz gezdirdi. Tao onu bu kadar acil çağırdığına göre önemli bir şey olmalıydı. ''Neler oluyor Tao? Sorun ne?'' diye sorarken salona bakınmaya devam ediyordu. Bakışlarını dolaştırmayı bırakıp Tao'ya çevirdi. Tao, oldukça üzgün ve bir o kadarda gergin görünüyordu. Kyungsoo, ilk defa Tao'yu bu kadar gergin görüyordu.
''Tao? Neler oluyor dedim? Beni bu kadar acil çağırmanın nedeni ne?''
Tao, huzursuzca ellerini saçlarından geçirdi. Gözlerini sıkı sıkı kapamış sakinleşmeye çalışıyordu. Arkadaşı, canından çok sevdiği Baekhyun'un başına gelenler içini yakıyor, öfkeyle dolmasına neden oluyordu.
Ya Sehun? Sehun bütün bu olanları öğrenirse? Neler olabileceği konusunda düşünmek dahi istemiyordu. Sehun, Baekhyun'un bir tırnağının bile zarar görmesine dayanamazken, onun böyle yıpranmış olduğunu görürse? Ya Baekhyun? Baekhyun, başına gelenleri Sehun'un bildiğini öğrendiği zaman çekeceği acıya dayana bilecek miydi?
Kyungsoo, hâlâ daha salonda durmuş Tao'un kendisine cevap vermesini bekliyordu. Tao, sanki kendi içinde çatışıyormuş gibi düşüncelere dalmış görünüyordu. Kyungsoo sorusunu yineledi.
''Tao, neler oluyor dedim? Sen iyi misin?''
Tao, Kyungsoo'ya üzgün ve çaresiz gözlerle bakıp hayır anlamında başını iki yana yavaşça salladı. ''Hayır D.O, hiç iyi değilim,'' diyen sesi yaşadığı bütün acıyı ve çaresizliği yansıtıyordu. Kyungsoo, elindeki çantayı salondaki büyük koltuğun üzerine bırakıp ona döndü. ''Anlat o zaman. Neler oluyor?''
Tao, sıkıntıyla iç çekti. ''D.O, öncelikle bugün burada göreceğin şeyi kimseye anlatmayacağına dair bana bir söz vermelisin. ''Kyungsoo, kısılı gözlerle ona baktı. Tao'nun neden böyle gizemli davrandığını anlamıyordu ama kabul etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Contracted Married / Chanbaek
FanfictionBiri, kendine miras kalan mal varlığını almak için, diğeri kardeşten öte sevdiği kader arkadaşını yaşatmak için yaptıkları anlaşmayla evlenmek zorunda kalan, biri öfkeli, diğeri yaralı iki ruh. Ve onları bekleyen acı ve hüzün dolu bir yolculuk...