=11=

528 43 9
                                    

    ''Baekkk! Aç kapıyı evdesin biliyorum. Telefonunun sesi geliyor.''

   Tao, olanca gücüyle kapıyı yumrukladı. Sabah Sehun arayıp Baekhyun'a ulaşamadığını söyleyince onu görmek için gelmiş, öğlen olmasına rağmen ofisin kapalı olduğunu görmüştü. Baekhyun asla bu saate kadar ofisi kapalı tutmazdı.

    Atölyeyi aradığın da onun bugün hiç oraya gitmediğini öğrenmiş daha da telaşlanmıştı. Aramalarına da cevap vermiyordu, şimdiyse evin önünde durmuş kapıyı yumrukluyordu. İçeride olduğuna emindi. Çünkü az önce aradığında telefonun çalan melodisini duymuştu.

   Hasta mıydı acaba? ''Kahretsin...'' Evin giriş şifresini unutmuştu hatırlamıyordu. ''Ne demişti Baekhyun? ''Telefonuna gelen mesaj bildirim sesiyle elinde endişeyle tuttuğu telefonu açıp baktı, Sehun'dan geliyordu.

    Gönderen: Sehun

    ''Tao, toplantıdayım tanrıçama ulaşabildin mi?''

    Tao, ister istemez gülümsedi. Sehun'un, Baekhyun'a tanrıçam diye seslenmesi her zaman çok komik gelirdi ona ama bu Baekhyun'u hiçbir zaman rahatsız hissettirmezdi. Yetimhanede başlayan dostlukları ve sevgileri yıllar içinde artmış ve birbirlerinin ailesi olmuşlardı. Peki şimdi ne diyecekti?

   Gönderen: Tao

    ''Kapıdayım, kapının şifresini unuttum atar mısın?''

  Gönderen: Sehun

   ''Ne oldu? Tanrıçam ofiste değil mi? Kapıyı açmıyor mu?''

    Gönderen: Tao

    ''Sehun, şifreyi at. İçeri girip bakayım. Ben de bilmiyorum.''

   Gönderen: Sehun

    ''929394. şifre bu, doğum tarihlerimiz aptal... Çabuk ol merak ediyorum.''

   Nasıl unutmuştu? Doğru, Baekhyun üçünün doğum tarihlerini şifre olarak onaylamıştı. Tao, çoğu zaman onlarda kalıyordu. Baekhyun bu kilidi taktıralı daha yirmi gün olmamıştı. Hemen dijital ekrana Sehun'un gönderdiği sayıları sırasıyla girdi. "929394'' mekanik onay sesiyle birlikte açılan kapıdan içeriye hızlı adımlarla girdi.

     Boş salonda göz gezdirdi. Salonun ışıkları yanıyordu düğmeye uzanıp kapattı. Baekhyun asla ışıkları açık bırakmaz ama karanlıktan korktuğu için odasında daima loş bir gece lambası kullanırdı. ''Neden ışıkları açık bıraktı ki?'' diye söylenirken, etrafa endişeli gözlerle baktı. İçinde tarif edemediği garip bir his oluşmuştu.

   Baekhyun'un odasının kapısı yarım açıktı. 'Odada mı acaba?'' diyerek kapıya doğru ilerledi. Sol eliyle aralık duran kapıyı yavaşça ittirip içeriye adım attı. Gördüğü manzara karşısında gözleri dehşetle açılırken korkuyla inledi. ''Tanrım!''

   Yerde Baekhyun'un dün akşam giydiği pantolon biri tarafından aceleyle çıkarılmış ve atılmış gibi duruyordu. Hemen onun biraz ilerisinde iç çamaşırı göze çarpıyordu. Yatak darmadağınık ve kanla kaplıydı, kan izleri banyo kapısına doğru devam ediyordu.

    Banyodan akan suyun sesi kulağına geldi. Koşar adımlarla aralık duran kapıdan içeriye girdi. Duş kabininin buzlu camının elverdiği kadarıyla duş zemininde yerde yatan küçük bedeni fark etti. Oraya doğru ilerlerken Baekhyun'un parçalanmış gömleği gözlerine çarptı. ''Neler oluyor?'' Hızla duş kabininin kapısını açtı.

   ''Tanrım! Baekkk...''

   Baekhyun sert ve soğuk zemin üzerinde sırtı ona dönük bacaklarını kendine çekmiş baygın yatıyordu. Uzanıp zaten soğumuş olan suyu kapattı. Eğilerek onu omuzlarından tutup kendine çevirdi. Gözleri gördüğü manzara karşısında açıldı.

Contracted Married / ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin