=7=

631 46 34
                                    

    "The Griffın Bar mı? Benimle bir barda mı buluşmak istiyor?Tanrım!'' Baekhyun sinirden patlamak üzereydi.

    ''Bar kısmın da değil, restoran kısmın da buluşacaksınız.'' Tao onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Baekhyun saçlarını sinirle karıştırdı, şu birkaç gündür sakin giden hayatı alt üst olmuştu. ''Baek... Hadi, lütfen. Son gece bitiyor artık biraz daha dayan.''

   ''Off, tamam ya tamam, son gece ama ondan sonra o pisliğin yüzünü bile görmek istemiyorum. Her şeyle sen ilgileneceksin.''

    ''Tamam. Görmeyeceksin, her şeyle ben ilgileneceğim. Yarın seni oraya ben götüreceğim, sizin yemeğiniz bitene kadar da bar kısmında bekleyeceğim, yani kısmen yanlız kalmayacaksın anladın mı?'' Baekhyun biraz rahatlamıştı. Tao bar kısmında da olsa yine onu yalnız bırakmayacaktı.

    ''Tamam Tao, anladım.''

      Bu gece son defa Chanyeol'la buluşması gerekiyordu, tek sorun Sehun'a ne diyecekti. ''Öğlen yemeğimiz geldi güzeller güzeli tanrıçam...''

    ''Sehun bebeğim, ben de açlıktan ölmek üzereydim zaten.''

     ''Ay, duyanda çok yiyorsun sanacak ve evet bir gün gerçekten de açlıktan öleceksin,'' diyerek Baekhyun'un incecik bedenine baktı.

    ''Yah! Kes şunu Sehun. Niye öleyim? Benim gibi güzel birinin uzun yıllar yaşaması lazım ki, insanların gözü gönlü açılsın,'' derken eliyle saçını savurdu. Sehun gelip yanaklarını sıktı.  ''Ay canım benim, tanrıçamın bugün egosu da bayağı yerindeymiş.'' İkiside gülmeye başladı. Tao içeri girdiğinde hala gülüyorlardı.

    ''Selam gençlik, bakıyorum da neşeniz yerinde.''

     ''Evet, tanrıçamın egosu tavan yapmış durumda yine.'' Sehun gülerek cevap verdi.

    ''Hıh, hiçte bile ne egosu? Ben gerçekleri söyledim bir kere. Tao bak bana şu gözlerime, şu burnuma, şu cilde bak kimde var böyle pürüzsüz bir cilt?'' derken göz kırptı.

   Tao, onun şaka yaptığını biliyordu. Baekhyun asla güzelliğinin övünülmesinden hoşlanmazdı. Sadece Sehun ve Tao yanındayken eğlenmek ve gülmek için söylerdi, ona bakıp güldü. ''Elbetteki senden başka kimsede yok, sen bizim yüce tanrıçamıssın.''

   ''Değil mi ama...'' Baekyun burnunu kıvırdı. '

    'Yani..'' dedi Sehun. ''Senin üstüne güzellik tanımam.''

  Yemeklerini aynı neşe içinde yedikten sonra Sehun işleri kontrol etmek ve eksikleri almak için atölyeye gitti. Baekhyun, Tao'ya dönerek, ''Akşam Sehun'a ne demem gerektiğini bilmiyorum, ne yapacağım?''diye sordu. "

    Luhan'la yeni tasarımlar hakkında  görüşmeniz gerekmiyor muydu?

   ''İyi de Tao, onunla görüşmemiz Perşembe günü, bugün değil ki. Hem Jeju'ya yarın için bilet almıştık.''

    ''İyi ya işte, Sehun'u bu görüşme için oraya yollarsın bir iki güne döner, sen de görüşmeni bitirirsin. Ben bileti bugüne alırım, oteli de ayarlarım. Sen de Luhan'ı arayıp erken geleceğinizi haber verirsin.''

    ''Sehun'u nasıl ikna edeceğim Tao?''

    ''Orasını bana bırak Baek, sen bu akşamı düşün sadece.''


   Evde Sehun'un valizini hazırlamaya yardım ediyordu. ''İyi ama tanrıçam, bu görüşmeye sen gidecektin. Hem neden bugün? Bileti yarın için almıştık.''

Contracted Married / ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin