Tao, Kyungsoo'nun yazdığı reçeteyi almak için evden çıkarken çok üzgün görünüyordu. Baekhyun'un başına gelenleri Xiumin'ne söylemek zorundaydı. Xiumin, arkadaşı ve aynı zamanda müvekkili olan Chanyeol'un yaptığı pisliği bilmeliydi. Baekhyun, kimsenin öğrenmesini istemiyor olabilirdi ama en doğrusu buydu.
En yakın eczaneye girdi reçeteyi uzatıp ilaçların hazırlanmasını bekledi. Zihnide yapması konusunda düşüncelerle doluyken omuzuna konan bir elle düşüncelerinden sıyrıldı. Elin sahibini görmek için soluna döndüğünde karşısında kendisine gülerek bakan Chanyeol'un ablası Yoora ile karşılaştı.
''Tao. Seni yeniden görmek ne güzel.'' Sonra ilaçları hazırlayan eczacıya bakıp, ''Hasta mısın? Neyin var?'' diye sorduğunda, ''Hayır, hayır hasta değilim. Bunlar benim için değil, bir arkadaşımın,'' dedi Tao hızla.
''Oh, iyi, hasta olmamana sevindim.'' Ardından gülüp devam etti. ''Baek'im nasıl? O tatlı çocuğu özledim.''
''Tao, yüzünü acıyla buruşturdu farkında olmadan. Yoora, ondaki değişimi görünce gülümsemesi yüzünden silindi. Ciddi bir yüz ve sesle Tao'ya biraz daha yaklaşıp merakla sordu. ''Tao, Baek iyi mi?''
''E-evet iyi, bir şeyi yok,'' diyerek geçiştirdi. Yoora, pek inanmışa benzemiyordu. Tao ondan bir şey saklıyordu ama ne? ''Aslında Baek'le yeniden görüşmek istiyorum, bana adresini verebilir misin?''
''Yeniden mi? Neden?''
''Ne demek neden Tao? Sadece onu merak ediyorum. O gün evden giderken çok üzgün görünüyordu, aptal kardeşim yüzünden üzüldüğünü biliyorum,'' dedi Yoora üzgün bir sesle. Tao, başını anlar gibi salladı. ''Evet Yoora abla, o gün çok üzülmüştü ama şimdi iyi. Gerçekten.''
Yoora, onun sesindeki üzüntüyü ve endişeyi seziyordu. Tao ondan kesinlikle bir şeyler saklıyordu. ''Chanyeol'la akşam yemekleri nasıl geçti acaba? Dün gece aptal kardeşim oldukça sarhoş geldi eve, bu sabahta oldukça kötü görünüyordu. Bir bilgin var mı Tao? Baek'le konuşabildin mi?''
Tao, ne diyebilirdi ki? Olanları nasıl anlatabilirdi? Yoora, Chanyeol'un ablasıydı ve Baekhyun'un yaşadıklarını ona sormadan Yoora'ya anlatamazdı. ''Umarım Chanyeol onu çok üzmemiştir. Ah, Tao bazen kardeşim gerçekten çekilmez oluyor,'' diyen Yoora, çantasından çıkardığı telefonunu Tao'ya uzattı.
''Baek'in telefon numarasını ve senin numaranı yazar mısın? Onun tatlı sesini duymak istiyorum.''
''Aaaa... Yoora abla, bunu Baek'e sormadan yapamam. Bunu onaylamayabilir.''
Yoora, kırılmış gibi Tao'ya baktı. ''Neden ki? Ben onu çok sevdim, kardeşimden daha çok.'' Tao'un hiç kıpırdamadan durmaya devam ettiğini görünce ısrar etmekten vazgeçti. ''Tamam, peki. O zaman sadece senin numaranı yaz, Baek'e sorunca bana haber verirsin,'' dedi telefonu yeniden Tao'ya uzatırken. Tao, başıyla onayladıktan sonra telefonu alıp kendi numarasını kaydetti. Yoora, telefonu alıp ekrana bakarak gülümsedi. ''Teşekkür ederim Tao. Şimdi sen de benim numaramı kaydet,'' diyerek onun kaydettiği numarayı aradı. Tao, çalan telefonunu eline alıp Yoora'nın numarasını kaydedip, cebine geri koydu.
O sırada eczacı reçeteyi hazırlamış ve Tao'ya uzatmıştı. Tao, Yoora'ya gitmesi gerektiğini söyleyerek selamladıktan sonra eczaneden çıkmıştı. Yoora, Tao'un ardından ona hissettirmeden takip etmeye başladı. Tao'un kendinden bir şey sakladığına emindi, içinden bir ses bunun Baekhyun'la ilgili olduğunu söylüyordu ve dün gece Chanyeol'un eve geldiği zaman ki halini düşünürse daha da fazla kuşkulanmaya başlamıştı.
Dün gece kesinlikle bu ikisi arasında bir şey olmuştu, ama ne? Dün gece Chanyeol eve geldiğinde saat gece yarısını çoktan geçmişti. Yoora onun sesiyle uyanmış ve odasından neler olduğunu anlamak için çıktığında Chanyeol'un sendeleyerek merdivenleri çıkmaya çalıştığını görmüştü. ''Üzgünüm, üzgünüm affet,'' diyerek kendi kendine söylenip duruyordu.
Yoora, ne demek istediğini anlamasada Chanyeol'un boynundaki kırmızı izleri görmüştü. Chanyeol, ceketi elinde, gömleğinin düğmeleri açık, leş gibi alkol kokusu üzerine sinmiş perişan bir halde yanından geçip odasına girmişti. Akşam Baekhyun'la yemekte olduklarını bilmese, sürtük kız arkadaşı Eun Mi ile birlikte olduğunu düşünebilirdi ama Chanyeol'un onunla buluşmadığına emindi. Çünkü, Eun Mi ile olduğu geceler eve gelmezdi.
Yoora, önünde ilerleyen siyah aracı kendini fark ettirmeden takip etmeye devam etti. Araba iki katlı bahçeli evin önüne gelince durdu. Yoora da hemen arkasından park edip Tao'un çıkmasını bekledi. Tao'nun arabadan çıkıp eve girdiğini görünce hızla araçtan çıkarak kapıyı kilitledi ve koşar adımlarla evin önüne geldi, etrafa bakındı, kulağını kapıya dayayarak içeriyi duymaya çalıştı. Kapının ardından kısık mırıltılar dışında bir ses gelmiyordu.
Tao, eve girip aldığı ilaçları Kyungsoo'ya uzattı. ''Nasıl? Biraz iyi mi D.O?'' Kyungsoo, başını hayır anlamında salladı. ''Hâlâ yatıyor. Bunda ona verdiğim yatıştırıcının da etkisi var elbette ama yaşadıkları onu çok hırpalamış.''
Odadan Baekhyun'un iniltisi duyuldu, iki adamda koşar adım odaya girdi. Baekhyun, kendi kendine mırıldanıp inler gibi sesler çıkarıyor, ağrısı var gibi görünüyordu. Kyungsoo saatine baktı ardından çantasından çıkardığı ilacı serum şişesinin içine karıştırdı. ''Ağrı kesici.'' Tao'ya dönerek açıklamada bulundu. ''Belli aralıklarla yapmam gerekiyor,'' diye devam etti. Tao, başıyla onayladı.
Yoora, zili çalıp çalmama konusunda kararsızdı. Bir taraftan içeri girip neler olduğunu öğrenmek istiyor, diğer taraftan da neden onu takip ederek geldiğini nasıl açıklayacağını düşünüyordu. Son kez içini çekip elini zile götürdü tam zile basacağı sırada telefonu çaldı, arayan annesiydi. Elini zilden çekip evden uzaklaştı. Telefonu yanıtlamak için açtı.
''Efendim anne.''
''Yoora, neredesin kızım?''
''İşim var anne, dışarıdayım. Niçin aramıştın?''
''Ah, şey. Chanyeol. Dün akşam Baek'le görüşmesi nasıl geçmiş haberin var mı?''
''Anne, neden bunu bana değil de ona sormuyorsun? Ben nereden bileyim nasıl geçti?''
''Chanyeol evde yok ve aramalarıma da cevap vermiyor.''
''Sabah Xiumin aramıştı onun yanındadır. Sonra arar merak etme.'' Gözleri biraz ilerde duran eve kaydı. Kapı açılmış ve dışarıya kısa boylu bir adam çıkmıştı. Kısa bir süre kapının önünde Tao'ya bir şeyler söyledi arabaya binip gitmeden önce Tao'ya dönerek, ''Bir saate burada olurum, ona iyi bak '' diyerek arbasına binip gitti.
Tao, kapıda bir süre durup etrafa bakındı. Bu arada Yoora eğilerek arabasının yanına saklandı, hoş niye saklanıyorsa? Tao, eve girip kapıyı kapatınca Yoora olduğu yerde doğrulup eve baktı. ''Yoora kızım?orada mısın?'' Annesinin endişeli sesi kulaklarına dolunca telefonu kapatmadığını hatırladı.
''Evet anne buradayım, bir an hat kesildi sanırım. Şimdi kapatmak zorundayım anne, akşam evde görüşürüz,'' diyerek telefonu kapattı. Yoora, düşünceli gözlerle bir müddet daha eve baktı. ''Acaba şu çıkan adam ona iyi bak derken kimden bahsediyordu?'' diye mırıldandı.
Ne yapacağına karar veremedi. En iyisi Baekhyun'u bulup sormaktı, arabasına binerek Xiumin'in ofisine doğru hareket etti. Baekhyun'un adresini ondan da öğrenebilirdi.
•
•
•
•
================================
Y/N: Hepinize kucak dolusu sevgiler 🙆
Evet biliyorum kısa bir bölümdü 🙈
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yazarmısınız lütfen?
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın, mutlu kalın 💙💙💙💙
Hepinizi klasik Baekhyun öpücüğüyle öpüyorum 😙😙😙😙 mu mu mu mu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Contracted Married / Chanbaek
FanfictionBiri, kendine miras kalan mal varlığını almak için, diğeri kardeşten öte sevdiği kader arkadaşını yaşatmak için yaptıkları anlaşmayla evlenmek zorunda kalan, biri öfkeli, diğeri yaralı iki ruh. Ve onları bekleyen acı ve hüzün dolu bir yolculuk...