''Ölmeliydim... Affet beni tanrıçam.... Affet...''
''S-Sehun...''
Odada duyulan sesle herkes kapıya doğru döndü. Karşılarında, yüzü kireç gibi bembeyaz olmuş bir yüz, gözlerine yansıyan acı, utanç ve korkuyla, yanaklarından süzülen yaşlar ve bedeni isteri krizine girmiş gibi sarsılarak bakan Baekhyun'u görmeyi kimse beklemiyordu.
''B-Baekhyun...''
Baekhyun, odasın da duyduğu sesler yüzünden uyanmış ve anlam veremediği bu sesler korkmasına neden olmuştu. Korkarak kalktığı yatağından salona girdiğinde seslerin Tao'un çalışma odasından geldiğini fark edince biraz çekinerek ve içine dolan korkuyla yavaş adımlarla odanın kapısına doğru ilerlemişti.
Odaya doğru attığı her adımda sesler daha net duyuluyordu. Kapıya yaklaştığı anda içeriden gelen Sehun'un, ''Ölmeliydim... Benim yüzümden tecavüze uğradı... Benim yüzümden...'' diyen ağlamaklı bağıran sesi, Baekhyun'un bunca zamandır içine attığı, kendine bile inkar ettiği gerçekle yüzleşmesine neden oldu.
Tüm bedeni ani gelen acıyla titredi.
Titreyen eliyle açtığı kapıdan zorda olsa adım atarak bir adım içeriye girdi. Sehun yerde dizleri üzerinde oturmuş, Jondae ve Tao onu tutarken, Kyungsoo koluna ne olduğunu bilmediği bir sıvıyı enjekte ediyordu.
Baekhyun, hareketleri yavaşlayan Sehun'a, duyduğu utanç ve içini yakan acıyla bakarken gözleri birbirleriyle kenetlendi. Sehun'un gözlerine yansıyan acı Baekhyun'un içine işledi. Gözleri kenetlenmiş birbirlerine bakarken Sehun'un dudaklarından,
''Ölmeliydim... Affet beni tanrıçam... Affet...'' diyen acı dolu kelimeler döküldü.
Baekhyun, birkez daha yıkıldı. Sehun'un gözlerinde gördüğü acı pişmanlık Baekhyun'un ördüğü tüm duvarları sarstı.
''S-Sehun...''
Sesine yansıyan korku ve utanç hissetiği acıdan daha fazlaydı. İçinde bir yerlerde bastırdığı duygular serbest kalmış, tıpkı bir kasırga gibi tüm bedenini ele geçirmeye, yıkıp yok etmeye başlamıştı.
Titriyordu...
Ağlıyordu...
Nefes alışları düzenli değildi. Göz yaşları yüzünden bulanıklaşan görüşüne aldırmadan ağır adımlarla odanın içerisinde Sehun'a doğru ilerledi. Kulakları uğulduyor, bedeni attığı her adımda sendeliyordu.
''B-Baekhyun...''
Tao'un endişeli sesini bile duymadı, oda da Sehun'dan başka kimseyi görmüyor ve duymuyordu. Sehun'a doğru attığı her titrek adımda ördüğü duvarlardan bir parça düşüyor, parçalanıyordu. Düşen her bir parça ruhunu ve bedenini ateş gibi yakıyordu.
Utanıyordu...
İçi acıyordu...
Kırılmıştı....
İncinmişti....
Sehun'un uyuşmuş bedeninin yanına gelerek tam karşısında onun gibi diz çöktü, başını önüne eğdi, yumruk yaptığı elleri bedeninin her iki yanında duruyordu. Utanıyordu. Sehun'un yüzüne bakamıyordu.
Sehun, kendini tutan kolları omuzlarıyla iterek bırakmalarını sağladı. Tıpkı Baekhyun gibi titreyen ellerini uzatarak Baekhyun'un her iki yanında sıkarak tuttuğu kollarını kavradı, ellerini onun bileklerine doğru kaydırıp sıkıca tutup öne doğru çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Contracted Married / Chanbaek
FanfictionBiri, kendine miras kalan mal varlığını almak için, diğeri kardeşten öte sevdiği kader arkadaşını yaşatmak için yaptıkları anlaşmayla evlenmek zorunda kalan, biri öfkeli, diğeri yaralı iki ruh. Ve onları bekleyen acı ve hüzün dolu bir yolculuk...