Ertesi sabah Baekhyun Bay Kim'in ofisine gitmek için hazırlanmış, Tao'un gelmesini beklemişti. Tao onun avukatlığını üstlenmiş, "Seni bu işe ben bulaştırdım ve kurtulmana da ben yardımcı olacağım,'' demişti. Baekhyun ondan başka kimseden yardım istemezdi, bu sırrı sadece ikisi biliyordu.
Baekhyun, tamamı siyah camlarla kaplı binanın önünde durarak baktı, oldukça ihtişamlı bir yapısı vardı. Tuhaf hissediyordu. Ellerinin içi terlemiş, nefes alışları seri bir hal almıştı. Sıkıntıyla derin bir iç çekti, omuzuna dokunan elle otarafa döndü. Tao, onu sakinleştirmek için omuzuna koyduğu elini hafifçe sıktı.''Sakin ol Baek. Korkacak bir şey yok.''
Evet korkuyordu. Dört yıl önce nikahlandığı adamla şimdi boşanma evrakları için yeniden karşılaşmak onu korkutuyordu. O zamanlar pek anlam veremesede onun haberlerini ve fotoğraflarını izledikçe Chanyeol'u sevmeye başlamıştı, bu da onun kendi içine gömdüğü bir sırrıydı. Chanyeol, zaman içinde daha da çekici bir hale gelmişti. Baekhyun, onun kendine bakmayacağını, bunun imkansız olduğunu biliyordu. Biran önce bu işlerin bitip, özgürlüğüne yeniden kavuşmak istiyordu.
Tao, elinden tutup onu binaya doğru sürükledi. ''Çekiştirme Tao, biraz yavaş.'' Tao'un çekiştirmeleri eşliğinde asansöre binmiş, Av. Kim Min Seok'un ofisinin bulunduğu katta inmişlerdi. Baekhyun tedirgin adımlarla Tao'un yanında ilerliyordu. Koyu kahve tonlarda cilalı kapının önüne geldiklerinde Tao kapıyı tıklattı ve içeriden, ''Girin!'' diyen kendinden emin bir ses duyuldu. Tao kapıyı açıp içeri girdi, hemen arkasından Baekhyun çekingen adımlarla onu takip etti. Onların içeri girdiğini gören Bay Kim, oturduğu yerden kalkarak masasının üzerinden elini uzatıp, ''Merhaba Tao, nasılsın?'' diyerek eski stajyer yeni avukat Tao'yu selamladı. Tao'da aynı samimiyetle elini uzatıp ona karşılık verdi. ''Merhaba Xiumin. İyiyim, sen nasılsın?''
Bunlar olurken Baekhyun ofis kapısının girişinde durmuş, başını önüne eğmiş, sıkıntıyla bekliyordu. ''Ah, Baek, neden orada duruyorsun? İçeri gel,'' diyen Tao'un sesiyle bir an sıçradı, sonra yavaş adımlarla ikilinin yanına ilerledi.
''Merhaba Bay Byun.'' Av. Kim elini ona yüzündeki gülümsemeyle uzattığın da, Baekhyun utanarak elini uzatıp kısık ve çekingen bir sesle, ''Merhaba Bay Kim,'' diyebildi. O ana kadar oturduğu yerde hiç konuşmadan oturup elindeki telefonla ilgilenen Chanyeol, Baekhyun'un sesiyle başını yarım kaldırıp baktı, ikilinin gözleri kısa bir an kesişti ama Baekhyun hemen yüzünü Av. Kim'e çevirdi. Chanyeol kaşlarını çatarak sırtını oturduğu koltuğa dayadı.
Hemen önünde Xiumin ile konuşan ufak bedeni inceledi, doğru hatırlamıştı. Dört yıl öncede kısa ve zayıftı. Tıpkı şimdiki gibi. 'Bu çocuk hiç yemek yemiyor mu?' diye içinden düşünürken onun sesini duydu. ''Bana Baek diyebilirsiniz, Bay Kim.''
''Baek... Doğru. Adı Baek'ti, değil mi?'' Chanyeol sesinin çok tatlı çıktığını düşündü ama sonra onunla neden evlenmek zorunda olduğunu hatırlayınca yeniden içine öfkenin dolmasına izin verdi. Oturduğu yerden hızla kaktı. ''Konuşmanız bittiyse işe dönelim mi?'' Bu onun için iş anlaşmasından başka bir şey değidi. ''Ben meşgul bir adamım harcayacak vaktim yok. Bir an önce bitsin şu boşanma.'' Baekhyun, onun bu sert çıkışından biraz ürkmüştü. Tao onun kolunu tutup sakinleşmesini sağladı.
''Chanyeol, sakin ol. Hepimizin burada toplanmasının amacı bu zaten.'' Av. Kim ona uyaran bakışlar atarak oturmasını işaret etti, ardından Tao ve Baekhyun'na dönüp, ''Pekala, buyrun siz de şöyle oturun,'' diyerek masasının hemen önünde duran koltukları işaret etti. Tao ve Baekhyun yanyana, çatık kaşlar ve öfkeli gözlerle onlara bakan Chanyeol'ün tam karşısına oturdular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Contracted Married / Chanbaek
FanfictionBiri, kendine miras kalan mal varlığını almak için, diğeri kardeşten öte sevdiği kader arkadaşını yaşatmak için yaptıkları anlaşmayla evlenmek zorunda kalan, biri öfkeli, diğeri yaralı iki ruh. Ve onları bekleyen acı ve hüzün dolu bir yolculuk...