=2=

539 54 12
                                    

    Chanyeol, iş için geldiği iki günlük Japonya gezisi yüzünden çok yorgundu. Bu iki gün boyunca yaptığı toplantılar şirketi için olumlu sonuçlar elde etmesini sağlamıştı ve yarın Kore'ye dönebilirdi. Otel odasında, yatağında uzanmış dinlenirken telefonunun çalan melodisi odadaki sessizliği bozdu. Kaşlarını çatarak uzanıp telefonu eline aldı, arayan arkadaşı ve aynı zaman da avukatı Xiumin'di, saate baktı. ''Bu saatte neden arıyor ki '' diye söylenerek telefonu açtı.  
 

     ''Evet Xiumin, ne vardı?'' Karşı taraftan onun gülen sesini duydu.

    ''Sana da  iyi akşamlar Chanyeol. Ben de iyiyim sağol. Sen nasılsın?''  
 

     ''Of Xiumin, kes şunu, çok yorgunum. Bu saatte neden aradın?''

     ''Tamam ya! Biraz takılayım dedim, anladık yorgunsun.''  

      Chanyeol gözlerini devirip iç çekti. Gerçektende yorgundu ve uyumak istiyordu. ''Xiumin, açıklamak istemiyorsan kapatıyorum, uykum var ve uyumak istiyorum.''  
   

     ''Hey! Dur sakın kapatma, bu önemli.''  

      ''Sabahı bekleyemez mi? Nasıl olsa yarın dönüyorum.''  
   

      ''Aslında olur ama ben bir an önce öğrenmek istersin diye düşünmüştüm.''

       
      ''Söyle o zaman...  Beni delirtme,'' diye sinirle söylendi. ''Tamam peki, mesele şu,'' diyerek biran sustu.

     ''Ne Xiumin? Ne..?'' Chanyeol iyice sinirlenmeye başlamıştı.  

      ''Evliliğin...''     
 

      ''Ne olmuş evliliğime?''  
 

      ''Bir şey olduğu yok canım, sadece bir ay sonra dört yıllık süre doluyor ve artık boşanabilirsin...''

        Chanyeol, yattığı yerden hızla doğrularak yatakta oturdu, duyduğuna bir an inanamadı. Bir ay, tam bir ay sonra dört yıllık zorunlu bağlılık bitecek ve özgür olmakla kalmayıp mirasın tüm kontrolüde ona geçecekti. Yaşlı ihtiyar dedesi yüzünden katlanmak zorunda kaldığı dört yıl. ''Heh! Chanyeol... Orda mısın? Uyudun mu?'' Xiumin'in sesi onu kendine getirdi. ''Evet, buradayım. Bir an şaşırdım, demek bir ay sonra doluyor ha... En sonunda özgür olup mirasın kontrolünü tamamen üzerime alabileceğim.''  

      ''Evet öyle dostum. Bu yüzden sana haber verdiğim gibi karşı tarafada haber verdim.''  
 

      Karşı taraf? Evlendiği çocuk. Dört yıl boyunca aklına bile getirmediği nikahlı kocası. ''Ne dedi peki? Sana döndü mü?'' Merakla Xiumin'in vereceği cevabı bekledi. ''Uhm, evet. Ona bir tebligat göndermiştim, bugün aradı. Ofise ne zaman gelmesi gerektiğini sordu. Sen dönünce haber vereceğimi söyledim, Bay Byun'a.''

       ''Sen hallet işte, benim gelmeme ne gerek var?  Onunla muhatap olmak istemiyorum. Her şeyi hallet ben imzaları atarım, bir ay sonrada biter, hepsi bu kadar.'' Xiumin sıkıntıyla nefes aldı. ''Bak Canyeol, anlaşma gereği senin de burada olman gerekiyor. Ben senin avukatın olsam da bu konuda pek yardımcı olamam.''

    ''Neden? Neden olamazsın?''

    ''Sözleşmeyi hatırla. Dört yılın sonunda, boşanmadan bir ay önce taraflar bir araya gelip sözleşmenin bitmesi için karşılıklı imza atmak zorundalar. Ve şu dedenin vasiyetini de hatırla, süre bitiminde eğer boşanılacaksa son bir ay içinde en az bir kez bir araya gelinmesi gerekiyor.      

    ''Lanet olsun! Şu ihtiyar keçi yüzünden düştüğüm durumlara bak.'' Sinirle boşta kalan elini saçlarından geçirdi. ''Tamam, Kore'ye dönünce konuşur ayarlarız şu lanet görüşmeyi.'' Sakinleşmek ister gibi derin bir nefes alarak devam etti. ''Şimdi gerçekten dinlenmem gerekiyor.''  
 

    ''Tamam Chanyeol, sen dinlen. Deteyları dönünce konuşuruz.'' Xiumin telefonu kapatmadan önce Chanyeol aklına gelen soruyu sordu. ''Adı ne demiştin şunun?'' Karşı taraftan Xiumin'in gülme sesi geldi. ''Chanyeol, sen nasıl bir adamın ya? İnsan nikahlı kocasının adını bilmez mi?'' dedi alayla.

     ''Kes sesini Xiumin, uzatma ve şu asalağın adını söyle.''    

     ''Bir..'' dedi Xiumin. ''O asalak değil. İki.. Sen onunla miras için anlaşma yaptın. Teklifi yapan biziz, anladın mı?''

   
      ''Of! İyi tamam. Uzatma hadi, söyle şunu''
 

      ''Baekhyun... Byun Baekhyun. Adı bu sevgili kocanın.'' Chanyeol, Xiumin'in suratına telefonu kapatırken karşı taraftan hâlâ daha ona gülüyordu.

      'Byun Baekhyun', demek adı buydu. Evlendiği günü ve öncesini düşündü. Chanyeol, dedesinin ölümünden sonra açılan vasiyeti okuyan dedesinin avukatı, Bay Kang'ı dinlerken deliye dönmüştü. Dedesi olacak ihtiyar bunak mirası alabilmesi için vasiyetinde evlilik şartını koymuştu. Dört yıl evli kalmak zorundaydı. Bu şartı duyunca önce önemsememişti, zaten sevdiği, evlenmek istediği biri vardı. Evlenebilirdi ama dedesi sevgilisini onaylamıyordu. Bu kızla evlenmesini engellemek için başka bir şart koymuştu, yapacağı ve bu süre boyunca evli kalacağı kişi sevgilisi Eun Mi olmayacaktı. Mirası alabilmesi ve tüm kontrolü  üzerine geçirebilmesi için başka biriyle evlenmesi ve dört yıl boyunca evli kalması gerekiyordu.

    Sinirden delirmek üzereydi. Tanımadığı, sevmediği biriyle nasıl evlenebilir ve bu kadar uzun süre evli kalabilirdi? Arkadaşı ve avukatı Xiumin, anlaşmalı evlilik yapması için teklifte bulunmuştu. Chanyeol'ün  mirası alabilmesi için bu teklifi kabul etmekten başka şansı yoktu. Bütün bunlar yetmezmiş gibi sevgilisi Eun Mi, onun bir kızla anlaşmalı da olsa dört yıl boyunca evli kalmasını istememiş, ancak bir erkekle evlenirse kabul edeceği söylemişti.  
 

    Chanyeol, iyiden iyiye köşeye sıkışmış ve öfkeden deliye dönmüştü. Nihayetin de kabul etmiş ve Xiumin'in ofisinde stajyer olan bir gencin arkadaşıyla nikahları kıyılmıştı. Karşılığında bu gence yüklü miktarda para vermişti.

    Nikahını düşündü. Barselona'da belediye binasında kıyılan nikahı... Diğeri hakkında hatırladığı tek şey; boyunun kısa ve zayıf bir bedene sahip olduğuydu. Ona dair tek hatırladığı buydu. Görevli yüzükleri sorduğunda parmağında bulunan yüzüğü çıkarıp ona uzatmış yüzüne bile bakmamıştı. Çok öfkeliydi. Nikahtan önce Xiumin'in hazırladığı sözleşmeyi imzaladıktan sonra tüm öfkesiyle bir an ona bakıp söylenip durmuştu.  

      Çocuk sadece başını sallayıp durmuştu. Başına takıp gözlerine kadar indirdiği şapka yüzünden neye benzediğini bilmiyordu. Nikahları kıyıldıktan sonra onları yolun ortasında bırakıp gitmeden önce, ''Dört yıl sonra görüşmek üzere ufaklık,'' diyerek ardından arabasına binip uzaklaşmıştı.

    Dört yıl... Dört koca yıl sonunda, bir ay sonra bitecek ve dedesinin mirasının tüm kontrolü eline geçecek, sevgilisi Eun Mi ile evlenebilecekti. Çok uzun zamandır bunu bekliyordu. Ailesi de dedesi gibi Eun Mi'yi onaylamıyordu. Eun Mi'nin ailelerine uygun olmadığını, onun kendisini sadece para için sevdiğini söyleyip duruyorlardı. Chanyeol, artık kimseyi dinlemek istemiyordu. Biran önce boşanıp Eun Mi ile evlenip, hayatına devam edecekti.

    Yatağa uzanıp ellerini başının altında, ensesinde birleştirdi tavanı seyrederken gülümsedi.
 

     ''Evettt... Sevgili dedeciğim. Nihayet her şey bitiyor. Sonunda boşanıp sevdiğim kızla evlene bileceğim. Üstelik senin paralarının tüm kontrolü artık bende olacak.'' Chanyeol, rahatlamış olmanın verdiği hisle güldü.  

     ''Artık her şey istediğim gibi olacak. Ben ne istersem o...''




===============================

Y/N: Hepinize kucak dolusu sevgiler 🙆

    Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yazar mısınız luütfen?

    Bir sonraki bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın, mutlu kalın 💙💙💙💙

    Hepinizi klasik Baekhyun öpücüğüyle öpüyorum 😙😙😙😙 mu mu mu mu...

Contracted Married / ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin