=20=

464 33 7
                                    

  

    Yumuşak yatağın sıcaklığı gülümsemesine neden oldu, bedeni çok uzun zamandır uyuyormuş gibi uyuşmuştu. ''Ihmmm...'' Ellerini başının iki yanına uzatarak gerindi. Gözlerinde tatlı bir  ağırlık hissediyordu, uyku onu rahat bırakmıyordu anlaşılan.

    ''Ah, karnım aç.''

  Gerinirken başının iki yanına koyduğu ellerini indirip midesinin üzerine koyarak ovaladı. Tembelce hareket edip gözlerini araladı. Sabah güneşi aralık duran perdelerden içeriye süzülüyor, odaya gizemli bir hava katıyordu. Gözlerini kapatıp yatakta doğrularak oturdu, midesi üzerinde sağ elini gezdirip gözlerini açtı. Diliyle kuruyan dudaklarını yaladı, ağzında garip bir tat vardı. İçeri süzülen ışığın elverdiği ölçüde odaya göz gezdirdi, gözlerini kapatıp ellerini yukarı kaldırarak başı üzerinde birleştirip gerinirken aniden durdu. Hızla gözlerini açarak ellerini iki yana indirdi.

   ''Bir dakika, burası benim odam değil,'' derken korku dolu gözlerle yatağa ve odaya bakıyordu. ''Neredeyim ben?''

   Hızla yataktan kalkmaya çalıştı, ani hareket ettiği için başı döndü ve yatağa geri düştü. Gözlerini kapatıp kendine gelmeye çalıştı, biraz kendine gelir gibi olunca yeniden doğrulup oturdu. O sırada odanın kapısı açıldı. Baekhyun, açılan kapıya bakarken bedeni iyice gerildi.

    ''Baekk... Tanrım! Baek uyanmışsın!''

   Baekhyun, koşar adımlarla yanına gelen ve kendine sarılarak heyecanla bağıran Yoora'yı görünce şaşırdı.

   ''Y-Yoora abla?''

    Yoora, onun yüzünü iki avuçlarıyla tutmuş yanaklarına ve alnına öpücükler konduruyordu. Yoora'nın sesini duyan Tao ve ardından Kyungsoo da odaya koşarak girdi. ''Baek, oh yeniden uyandığını görmek...'' Tao kendini tutamayarak ağlamaya başladı. Baekhyun'un yanına giderek onu kollarına alıp sıkıca sarıldı.

    ''U- Uyanmak mı? Ne oldu ki?''

    Baekhyun, onların neden bahsettiğini anlamıyordu. Tao neden ağlıyordu? Yoora abla burada ne arıyordu? Bu  ev kimindi ve odanın ortasında duran bu adam da kimdi? Tao geri çekilip önce Baekhyun'a, ardından Kyunsoo'ya baktı.

    ''D.O? Neler oluyor? Baek neden böyle konuşuyor?''

   Kyungsoo, yavaş adımlarla yatağın yanına yaklaşarak Tao ve Yoora'yı uzaklaştırdı, Baekhyun'un yanına oturup ona baktı. ''Baek, ben Tao'nun arkadaşı Kyungsoo. Sen bana D.O diye bilirsin, ya da sadece Soo, nasıl istersen. Ben aynı zamanda bir doktorum ve burası Tao'nun evi.''

   Baekhyun, bakışlarını odada gezdirdi, evet burası Tao'nun eviydi. Defalarca gelip kalmıştı bu odada. Kendi evi dışında yanlız yatmaktan korktuğu için, kalmaya geldiği geceler Sehun yoksa, Tao'nun yanında  yatardı. Başıyla onayladı Kyungsoo'yu.

    ''Güzel. Şimdi neler olduğunu hatırlıyor musun Baek? Bir hafta önce akşam yemeğinden sonra olanları?'' Baekhyun boş gözlerle bakmaya devam ediyordu. ''Akşam yemeği Baek? Anlaşmalı evlilik yaptığın Park Chanyeol'la çıktığın akşam yemeği?''

    Baekhyun, Chanyeol'un adını duyduğu anda, kötü anılar hızla bilinç altından çıkmaya ve hatırlamaya başladı. Akşam restoranda ki konuşmaları, sonra Chanyeol'un evine gelmesini ve ona saldırıp zorla sahip oluşunu, her şeyi tüm ayrıntısına, tüm acısınına kadar hatırladı. Sanki yeniden yaşıyordu her şeyi. Elleriyle yüzünü kapatıp hıçkırıklara boğuldu, hıçkırıkları o kadar derindi ki, nefes almakta güçlük çekiyordu. Bedeni tıpkı bir kuş gibi titriyor, dişleri birbirine vuruyordu.

    Tao, ona sıkıca sarılıp tutarken, Kyungsoo sakinleştirici iğneyi yaptı. İlaç etkisini gösterince hıçkırıkları biraz dinmişti. Yoora bir köşede Baekhyun için ağlarken içinden Chanyeol'a, Baekhyun'a yaşattığı acılar yüzünden lanetler yağdırıyordu. Baekhyun kendine gelince Tao yanına uzanıp alnını öptü.

   ''Daha iyi misin?''

   Baekhyun, acı bir gülüş bıraktı ona, nasıl iyi olabilirdi ki? Sevdiği adam tarafından tecavüze uğramıştı, hem de çok kötü bir şekilde. Acı çekmek, mutlu olamamak onun kaderinde vardı sanırım. Kalbi kırıktı, bir yanı buruktu. Bunun başına gelmesi için ne yapmıştı? Nasıl bir günah işlemişti ki böyle bir cezaya maruz kalmıştı?

    Tanrı onu zaten anne ve babasız bırakmışken şimdi de bedeniyle mi cezalandırıyordu onu? Bu cezayı hak edecek kadar günahkârsa bile, sevdiği adam tarafından mı cezalandırılmak zorundaydı?

    Hayalleri ve umutları artık tükenmişti. Neden yaşıyordu ki? Annesinin sesi yankılandı yine kulaklarında.

    ''Bebeğim, o kötü biri değil, güven ona ve küçük mucizenize iyi bakın...''

   Ne demek istemişti annesi?

   Mucize neydi...

============================

Y/N: Hepinize kucak dolusu sevgiler 🙆

    Minnak Baekişi mi üzmeyin 😭

    Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yazarmısınız lütfen?

    Bir sonraki bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın, mutlu kalın 💙💙💙💙

    Hepinizi klasik Baekhyun öpücüğüyle öpüyorum 😙😙😙😙mu mu mu mu...

Contracted Married / ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin