Baya güzel bir bölüm oldu. Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın sizi daha fazla tutmayayım
İyi okumalar...
- BADE -
Sabah telefondan yükselen alarm sesiyle hepimiz homurdanarak kalktık. Hep kahvaltımızı okulda yaptığımız için direk banyo savaşına başladık ilk önce koşarak ben girmiştim tabi ki. Elimi yüzümü yıkadım ve dişlerimi fırçaladıktan Sonra banyodan çıktım. Kızları kendi halinde bırakarak odaya gidip formamı giydim. Formamız, siyah etek üstünde beyaz gömlek ve siyah kapşonlu idi. Ben giyinip kapıya ilerledim bu sırada da kızlar giyinmeye gitmişti. Ben ayakkabılarımı giyip çantamı omzuma taktım bu sıra da kızlar da gelmişti.
Hepimiz evden çıktık ve durağa ilerledik. Kısa sürede durağa ulaştık ve otobüsü beklemeye başladık bu sıra da durağa erkek lisesinden gelen öğrenciler de gelmişti. Onlar çok iyi arkadaşlardı bize hiç yan gözle bakmazlardı ve bizi korurlardı (ne kadar istemesekte). Hemen yanımıza geldiler.
" günaydın kankimler" dedi Caner. Hepimiz ona merhaba dedik zaten bi Caner bi de Çınar vardı ikiside kafa çocuklardı. Otobüs geldi ve bindik oturduk ve muhabbet etmeye başladık. Kısa süre sonra bizim okulun durağına gelince çocuklara veda edip indik. Okula girdik ve ilerlemeye-medik çünkü yolumuzu sürtük Berrin kesmişti yanına aldığı üç salakla bizi alt etmeye çalışıyordu ama tabiki bizi alt edemiyordu.
" sabah sabah canın dayak mı çekti Berrin çekil önümden" dedim sert bir sesle tabi sesimde alaycılık daha çoktu.
" kendini ne sanıyorsun sen yeğ" diye cırladı biz kızlar kulaklarımızı kapattık.
" kulağıma işkence ettin be kızım" demişti Yaren. Biz bu lafına gülmüştük. Okul doğal olarak bizim etrafımız da toplanmıştı. Meraklı bebeler.
" ah Bade! Sana acıyorum zor değil mi ailesizlik" dedi herkes bu konu da bana çok hassa davranırdı hiç kimse aileme laf etmezdi ben gözümün önünde şimşekler çaktı ve Berrin'in suratına yumruğumu geçirdim benim bu hareketimle kızlar da harekete geçmişti ben Berrin'i altıma alıp en sert yumruklarımı suratına geçirirken Berrin altımda acıyla hem kıvranıyor hem de çığlık atıyordu. Hocalar yanımıza gelip bizi ayırmaya çalışıyorlardı ama o kadar sinirlenmiştim ki durduramıyordum kendimi. En sonunda biri beni omzuna aldı ve bakış açıma bir adet adet toto girdi. Kimin totosu la bu? Yani kim bu diyecektim. Yanlış anlamayın. Neyse işte ben birinin omzunda gidiyordum daha çok taşınıyordum. Müdürün odasına girince beni bıraktı. Bu bizim sınıftan en Ponçik kankim yunus'tu kızlar da odaya girince müdürü beklemeye başladık. Müdür içeri girdi ve direk cırlamaya başladı. Müdürümüz Seda Hızlı çakma sarı saçları ta 30 kilometreden fark edilir cinsten di ve bizim İngilizce hocamıza yürüyordu. Neyse konumuz bu değildi.
".... Anladınız mı?" dedi. Ne konuştuğunu dinlememiştim merakta etmiyordum zaten.
" bize bulaşan oydu hocam hiçkimse kusura bakmasın. Benim ailemle ilgili abuk subuk konuşmayacaktı" diye bağırdım tamam böyle bir tepki verdiğim için kendim bile şaşkındım. Ama sonuna kadar da haklıydım.
" onlara ceza vericem Bade merak etme" dedi anında yumuşamıştı bu kadın İkizler diyorum bana inanmıyorlar bu kadar çabuk ruh hali değiştirmesinin başka açıklaması olamaz çünkü.
Biz dışarı çıktık ve üstü başı dağılmış saçları yolunmuş, dudağı ve kaşı patlamış, yüzündeki morluklarla tam karşımda Berrin ve onun çetesi duruyordu. Ortam çok ciddiydi ama benim gülesim gelmişti. Gülmemeliyim. Gülmemeliyim. Gülmemeliyim. Gülmemeliyim. Çok geç kahkahalarla gülüyorduk hepimiz yerleri yumrukluyorduk gülmekten. Karnım ağrımış ve gözlerim dolmuştu gülmekten. Hepimiz gülerek sınıfa çıktık ve yerlerinize oturduk. En arkaya Yaren ve Sanem bi önüne ben ve Hale bizim önümüzde Yunus ve Ömer vardı en önde ise vıcık vıcık gözümüzün önünde aşk yaşayan didem ve Doruk vardı. Biz böyle pencere tarafını işgal etmiştik. Didem ve Doruğa yüzümüzü buruşturarak baktık. Onlar bize dil çıkartıp önüne döndü. Lanet olsun ki Berrin ve çetesiyle aynı sınıftaydık herkes tanırdı bizi okulun başkanı gibi bişey olmuştuk. Ömer bize dönüp tost uzatınca resmen gözlerimden kalp fışkırarak tosta baktım hemen alıp mideye indirdik. Muhabbet edip gülerken zil çaldı ve ders Tarih'ti en başarılı olduğum (!) dersti. Hemen kitaplarımızı çıkardık o sıra da Doruk bize döndü ve
" lan tarihçi değişmiş" dedi. Hepimiz Yunus'a baktık. İse maymuna benzer bir suratla Doruğa bakıyordu. Sonra bize baktı ' ne yaptın?' bakışı attık.
" kankilerim vallaha bişey yapmadım, sadece yanlışlıkla eteğini bahçenin ortasında yırtmış olabilirim" dedi ensesini kaşıyarak. Hepimiz ona ' oha' diyip şaşkınca ona baktık yazık kadına çektirmediği eziyet yoktu. Çantasına fare koydu, sandalyesine raptiye koyup kadını süzgeçe çevirmişti, başında aşağı su dökmüştü. Yani kadın ondan çak çekmişti gitmekte haklıydı.
" peki kimmiş gelen?" diye sorduğumda kapı açıldı ve içeri girme kişiyle ağzım sekiz metre açıldı evet beş değil sekiz metre. Çünkü karşımda o gün yanımda oturan çocuk vardı...
°°°°°
Of buralar iyice karşıcak acaba diğer bölümde neler olucak.
Çetedeki diğer üyeleride tanıdınız.
Acaba bu gizemli çocuğun amacı ne ve o gizemli çocuk kim?İyi okumalar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAĞMUR KIZI
ChickLit# Cevaplar 1. Sıra 06.17.2021 # # Sorular 3. Sıra 06.17.2021 # # Karışık 7. Sıra 06.20.2021 Hayatının zorluklarına rağmen güçlü durmayı başaran ve daha sonra abilerinin onu bulmasıyla hayatı tepe taklak olan bir kızın hikayesi... İyi okumalar 📖