- 30 - I. Kitap Final

1.6K 74 24
                                    


Multi : okurlarıma özel :)

İyi okumalar...

*

" Bıcı bıcı yaparım dalinle mis gibi kokarım. Bıcı bıcı yaparım dalinle ipek gibi saçlarım" iki kızımında saçlarını taradıktan sonra kapı sesiyle ikiside kapıya koştu. Gülerek bende arkalarından gittim. Kapıda Demir ve iki kolunda da kızlarımız gülüşüyorlardı. Kızımız olmuştu. Adını da Azra koymuştuk. Azra 3 yaşındaydı. Aymira da 7 yaşındaydı. Demir her zamanki gibi cebinden iki çikolata çıkarıp kızlara verdi.

" Yemekten sonra" dediğim zaman ikiside koşarak çikolataları dolaba koydular. İkisi el ele tutuşup masaya geçtiler. " Hoşgeldin hayatım" dedim ve yanağını öptüm. O da gülümseyerek yanağımı öptü. " Üstümü değiştirip geliyorum" dedi ve odaya gitti. Bende sofraya salataya getirip oturdum. Demir de gelince yemeğe başladık.

Sofrayı toplayıp Demir'in yanına oturdum. Bütün gün kızlarla uğraşmaktan heryerim ağrıyordu. " Neyin var Bade" dedi Demir.

" Heryerim ağrıdı" dedim gülerek. " Valla bende çok yorgunum ama sana bakınca gidiyo" dedi. Kafamı kocama çevirdim. O da bana baktı. Öyle baktık. Ne kadar sürdü bilmiyorum. Belki dakika belki saat. Onun gözlerine baktığımda geçirdiğimiz günler geliyor aklıma. Ne çok olay yaşamıştık. Ne o beni bırakmıştı. Ne de ben onu. Sonunda mutluluğumuza kavuşmuştuk.

Dünyalar güzeli iki kızımız olmuştu. Hayatlarımız böylesine farklıyken aile olabilmiştik. Evliliği öldüren yıllar değildi. Evliliği öldüren o yuvayı kurmayı başaramayan kişiler. İki tarafta birbirlerini anlamaya çalışsa sorun kalmazdı. 7 yıldır evliydik ve bu yıllar bizden bişey eksiltmemiş aksine daha da artmıştı.

Kimse karşısındaki kişinin onu ne kadar sevdiğini bilemezdi. Sadece hissedebilirdi. Bende Demir'in beni sevdiğini hissediyordum. Gözlerindeki yoğun duygular beni dinç tutan şeydi. " Baba, anne"

Ne zaman geldiklerini duymadığımız kızlarımızla birlikte sıçradık. İkisi de güldü. " Biz uyuyoruz" dediler. Kafamızı salladık ve yanağımızdan öpüp odalarına gittiler. Gülüp bakışlarımı Demir'e çevirdim o da bana baktı. " Aynı babaları. Hep bi hinlik peşindeler" dedim ve arkama yaslandım.

" Ya ben anlamıyorum dönüp dolaşıp konu yine bana nasıl geliyor." dedi o da arkasına yaslandı. Kahkaha attım. Kahkahamı kesip güldüm. Gülüşümden öptü. Gülmeyi kesip şaşkınca Demir'e döndüm. Yanaklarım al al olurken önüme döndüm kafamı eğdim. Çenemden tutup ona bakmamı sağladı. Gözlerimiz kesişti. Yaklaşıp alnını alnıma yasladı ve derin bir nefes aldı.

" Sana köpek gibi aşığım kızım" dedi bir anda. Gülüp " Bende sana aşığım" dedim. Alınlarımızı ayırdı ama hala yakınımdaydı. Yukarıdan gelen cam ve çığlık sesiyle kafamız oraya döndü. Birbirimize bakıp koşarak oraya gittik. Kızların odasına girince ayağıma kan bulaştı. Kafamı yavaşça kaldırıp önümdeki manzaraya baktım. Donup kaldım. Kızımız Aymira kanlar içinde yerde yatıyordu. Azra da onu dürtüp ağlıyordu. Demir hemen Aymira'yı kucağına alıp koşarak odadan çıktı. Ben hala şok içinde kanlı yere bakıyordum. Bütün hislerim aynı anda kaybolmuştu. Bir anda içim karanlıklarla kaplanmıştı.

Zaman kavramını yitirmiştim. Biri kolumdan tutup beni çekiştirmeye başladı. Ne direnecek ne de kim olduğuna bakacak güçte değildim. Biri ayakkabılarımı giydirdi. Evden çıkıp bir arabaya bindik. Hala neler olduğunu anlamıyordum. Öylece boşluğa bakıyordum. Etrafımda insanlar bişeyler konuşuyordu ama ben onları duymuyordum. Hiçbir şey algılamıyordum. Araba durunca beni arabadan indirdiler. İki kişi kollarımdan tutup beni yürüttü. Geldiğimiz yerin hastane olduğunu görünce kim olduğunu bilmediğim kişinin kollarından kurtulup hastanenin girişine koştum.

YAĞMUR KIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin