- 3 -

5.3K 190 58
                                    


İyi okumalar...

- BADE -

Hani bazen dersiniz  ' hayat bana g*tüyle gülüyor' işte tam o andaydım. Karşımda o gün yanımda oturan çocuk yani adam şuan karşımda tarih öğretmeniydi. Kimdi bu? Beni nereden tanıyordu? Kaşlarını çatmış ona bakıyordum onun gözleri bana sanki hiç görmemiş gibi baktı. Hah! Çokta umrumda . Herkes ayağa kalktı ama ben gıcıklığına kalkmadım. Bana dik dik bakmaya başladı bende ona dik dik bakmaya başladım.

" günaydın arkadaşlar" dedi gülümseyerek. Tamam lanet olsun çok güzel gülüyordu ama konumuz bu değil. O beni takmadı. Ben bu hocaya bu okula geldiğine pişman etmezsem bana da yağmur kızı demesinler.

" evet biliyorsunuz yeni geldim. Önceki öğretmeninizin neden gittiğini bilmiyorum ama kaçarak gittiğini biliyorum. Neyse bundan sonra Tarih derslerini beraber işliyicez -" sözünü kestim ve

" hocam söylemeseniz biz Matematik hocasıyla işliyiceğimizi sanıcaktık bizi aydınlattığınız için teşekkür ederiz " dedim alayla. Herkes bana şaşkınca bakıyordu. Haklılardı. Çünkü ben hayatta böyle birşey yapmam. Yapamam. Ama bu hoca kendi istemişti. O ise bütün uklalığını kullanıp.

" önemli değil sen iste ben senin beyninin yetmediği yerde sana açıklama yaparım " dedi tamam bu biraz ağır olmuştu. Homurdanarak arkama yaslandım gülen Yunus ve Ömer'in ensesine bir tokat yapıştırdım. İkiside acıyla sırtını buruşturdu. Ben keyifle arkama yaslandım.

" evet arkadaşlar sizleri tanımam lazım ve sizinde beni tanımanız lazım ismim Demir Dağlıç 25 yaşındayım. Şimdi sizi tanıyalım." sırayla kendini tanıtanlara baktım ama dinlemiyordum o sıra sinirle Demir hocacığıma (!) bakıyordum herkesin bana bakmasıyla sıranın bana geldiğini anladım ve ayağa kalkmadan

" ben Bade Uygur , 17 yaşındayım " dedim. O hala bana dik dik bakıyordu.

" ayağa kalk" dedi emir verici bir sesle.

" 1: hocam ben kimseden emir almam. 2:kalkmıyorum." dedim. Tamam fazla uzatmış olabilirim neden beni tanımıyormuş gibi yaptı bilmiyorum ama ona çok gıcık olmuştum.

" ben senin öğretmeninim" 

" hadi canım" dedim alayla ve gülümsedim. Sinirden kıpkırmızı olmuştu ve bu beni keyiflendiriyordu.

" anlamadım !" dedi sinirle.

" yormayın kendinizi ben sizin beyninizin yetmediği yerde size açıklama yaparım" dedim ona gönderme yaparak.

" neyse devam edelim" dedi. Sıra  canım Ponçik kankim Yunus'taydı.

" merhaba canım Ponçik hocam ben deniz Yunus Kırık" dedi sözünü kesip

" ama kafadan" dedim bana ölümcül bakışlarını atmaya başladı.

" atma şu bakışı iguanaya benziyon" dedim kahkaha atarak. O bana

" ulan en azından senin gibi maymuna benzemiyorum" dedi. Bana bana Bade'sine Bade'sine.

Ben hemen Yunus'un üstüne uçtum ve kafasını koltuk altımda sıkıştırdım saçlarını karıştırmaya başladım sınıf bu halimize gülerken çete göz devirmişti. Hoca ise çatık Kaşlarla bize bakıyordu.

" yeter!" diye elini masaya vurdu vallaha korkudan altıma ediyordum hemen uslu öğrenci moduna geçtik. Herkes bu halimize kahkaha atarken şu gıcık Demir bile ama biz somurtuyorduk. Kurtuluş olarak dersin bitiş zili çaldığında Yunus ve ben koşturarak kantine indik. Ama tabiki duvara pardon birinin sırtıymış. O kişi kim lan? Bana döndüğünde gördüğüm kişi. DEMİR. hemen

" Pardon" dedim ve koşmaya devam ettim. Kantine indik ve hemen Feza abiye koştuk.

" Feza abim çiklat" diye adete böğürdüm. Feza abi bizim çiklatımızı ve çiklatlı sütümüzü verip kantinden kovdu. Biz keyifle sınıfa çıktık. Yunus ve ben her gün kantine koşar çiklat ve çiklatlı süt alırdık. Feza abi de alışmıştı bize. Sınıfa gidip sıramıza oturduk ve hemen yiyip bitirdik hepsi bize söverken biz keyifle sırıttık.

***

Okul çıkışı sonunda gelmişti ve biz eşyalarımızı topluyorduk. Toplandık ve çıkışa yöneldik. Ömer bize baktı ve konuşmaya başladı " şşiiitt ne zamandır beraber takılmıyoruz bi çekirdek kola mı yapsak" dedi.

" kanka farkında mısın bilmiyorum ama ne zamandır dediğin dün " diye dalga geçti Didem. Hepimiz gülmüştük,Ömer ise " çok zekisin sen. Salak!" dedi tabi Doruk'tan tokat yemekten kaçamadı.

Marketten çekirdek ve kola alıp her zaman gittiğim parka götürdüm onları. Hepimiz oturduk ve dedikodu yapmaya başladık. Buna erkeklerde dahil.

" kız bana bakın" diye dedikoducu teyzeler haline büründü Yunus " bu sürtük Berrin ve onun çetesi 1 hafta uzaklaştırma almış" dedi. Biz ağzımız açık Yunus'a baktık sadece biz değil Ömer ve Doruk'ta şoktaydı. Sonra ben kahkaha atmaya başladım.

" bana bulaşırsa böyle olur işte " dedim zaferle. Hepimiz kahkaha attık.

Sonra gelen geçen erkeklerin totosunu kesmeye başladık Didem hariç o sevgilisiyle sahile gitmişti yelloz!

" of of of" dedim geçen çocuğun arkasından. Kızlar da bana katılmıştı.

Yunus bize döndü " benim totom daha güzel lan" dedi. Ömer de " aynen bunun totosu daha güzel" dedi. Ömer? Hani bizim Ömer? Hepimiz şaşkınca Ömer'e bakarken Ömer de bize şaşkınca baktı. Biz Ömer'e sırıtarak baktık o ise kızardı.

" yani. Şeyden dedim ben. Siz alıştırdınız ondan. Gözüm kaymıştı bi ara." diye çabucak konuştu. Biz hala muzipce Ömer'e sırıtıyorduk.

Evlere dağılmıştık. Biz eve geldik ve direk odaya gidip pijamamızı giyip yattık. Benim aklımda o pislik Demir vardı. Gıcık herif. Yarın yine ona dersimiz vardı bakalım neler olacak...

°°°°°

Evet bir bölümün sonuna daha geldik içimden atmak geldi.
İşler diğer bölüm karışıcak. Okuyup görelim.

İyi okumalar...

YAĞMUR KIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin