-Bölüm2-

170 23 4
                                    

" Benim hafızam o kadar güçlüki anne, beni 5 yaşımda yetimhane müdürüne nasıl teslim ettiğini bile hatırlıyorum. Siyah afili bir kürkün vardı üstünde... gözlerin bulutluydu ve İnan ki gözlerinde ki o hüznü görmemiş olsaydım anne, beni durduran hiçbir şey olmazdı. Yaşıyor musun bir yerlerde bilmiyorum. Yaşıyor musunuz anne? Oysa ben ölmüş olmanızı dilerdim"

Ahşap sandalyede oturmuş, tam karşımda el ve ayakları bağlanmış kadını izliyordum. Artık uyanmalıydı. Kenarda soğuk su ile dolu olan kovayı başından aşağı döktüm. Çığlıkla gözlerini açıp , üstünde ki suyu silkeledi. Olanları anlaması için ona biraz zaman tanıdım. Gözleri ben hariç etraftaki her şeyi incelemişti. Bir kaç saniye daha boş gözlerle etrafı süzdüğünde beni buldu.

"Sen kimsin" kaşlarını çatarak söylemişti.

Sen kimsin Vera ?

Ben geceleri pijaması kana bulanan kız çocuğuydum.Ben mışıl mışıl uyuması gereken saatlerde saçından tutulup yatağından zorla uyandırılan, ben çığlıkları, kulak arkası edildiğinden beri insanlığa küsen, ben dışarıda eserken seher yeli, Usul usul yatağının kenarında yarasını diken kız çocuğuydum. Mecazi anlamda değildi bu. Ben çorap söküğü diker gibi sol omuzumdaki eti dikmiştim.

Şimdi hangisi olduğumu nasıl söyleyecektim ?

"Kim olmamı isterdin"

Yanına gidip saçından bir tutam elime alıp oynamaya başladım.

"Yada kim olmamı istemezdin"

Saçından tutup kafasını yüzüme çevirseydim bu kadar hızlı kafasını kaldıramazdı. Ama o, o kadar hızlı bir şekilde bunu yaptı ki, yüzünde ki korkudan, beni tanıdığını anlamıştım.

"Bilmiyorum" sesi titredi.

Kim olduğumu elbette biliyordu.

Ondan biraz uzaklaştım. Deri ceketimi çıkartıp kenardaki deri koltuğun üzerine koydum.
Üstümde ki siyah kapüşonluyu da tek seferde çıkarttığımda ağlamaya başladı.

Sadece siyah sütyenim yoktu çıkarttıklarım altında. Yara izleri vardı omuzlarımda. Yanık izleri vardı...

Ruhunda olanlar Vera? Onları göstermeyecek misin?

" Oysa ben seni hiç unutmadım"

Etrafında dönmeye başladım.

"Küçük bir kız çocuğu, yatağında mışıl mışıl uyuyordu her gece. Her gece bir el uzanıyordu onun masum bedenine."

Durdum ve ona baktım.

"Öyle değil mi"

Kafasını evet anlamında sallarken ağlamaya devam ediyordu.

"Biliyor musun burcu...senden nefret etmiyorum. Etmiyorum çünkü, sen silik bir kişiliksin. Etmiyorum çünkü ben senin ölüm tarihini yıllar önce zaten yazmıştım.Ve senin selan çoktan okundu bile. Anlıyor musun beni burcu? Ben yıllar önce zaten gömdüm seni kabre. Bugün sadece bunu icraate dökeceğim."

"Lütfen..." dedi. Salyalarıyla ağlamaya devam ediyordu.

"Ben böyle olsun istemedim... yemin ederim"

"Sen öyle olmasını istemeseydin olmazdı...
Ah! Burcu... sen kadınlığın yüz karası..."

Cebimde çalan telefonu çıkartıp açtım.

"Vera" Arayan sezerdi.

"Evet" diye cevapladım onu.

"Adamlar geldi"

V E R AHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin