"Gözlerimi kapattım. Uyumak istedim. Uyusamda Geçmedi. Geçmediğini anladığımdan beridir, gözüme uyku girmedi..""Sıradaki kim" Sezer bunu sorarken elimde ki kara kaplı defteri inceliyordum.
"Polis"
"O bir memur , Vera. O kadar kolay olmayacak"
"Ona iş birliği teklif edeceğim"
"Nasıl?"
"Ya kozanın nerede olduğunu söyler, ya da ölür"
"Ya gerçekten bilmiyorsa" deyip duraksadı.. Devam edecek gibiydi. Ona müsade ettim.
"Yine öldürecek misin"
"Gerçekten bilmediğinden emin olursam, Hayır"
"Kurtulursa kozana gitmeyeceğini nerden biliyoruz"
"Bilmiyoruz" dedim.
Önemli değildi. En fazla yaşıyor olduğum öğrenilirdi.
Oysa ki şu göğsümü yarıp, görseler yüreğimi, çoktan ölmüş olduğumu anlayacaklardı. Benim için yaşamdan geriye zerre bir şey kalmadığını da..."Göreceğiz" derken ilerde dikilen barmene işaret verdim.
"Serdengeçiyorsun yine"
"Her daim" dediğimde barmen gelmişti.
"Enerji içeçeği" kafasını onaylayıp yanımızdan ayrıldığında etrafı süzmeye başladım.
Barın üstünde ki locaya baktığımda tanıdık bir yüz gördüm. Bora oradaydı. Ve hamile olduğunu bildiğim o yabancı kız. Bu barın işletmesinin ona ait olduğunu öğrendiğim çok uzun olmamıştı. Sorun şu ki, aylardır geldiğim bu yerde değil de, onunla o uçurumda kenarında karşılaşmamdı. Hasbelkader diyebilir miydim bilemiyorum. Belki de daha önce burada defalarca bakmıştım ona. Ama görememiştim. Çünkü bakmak ile görmenin arasında nice uçurumlar vardı zannımca.
Bardağın önüme koyulmasıyla dikkatimi tekrar Sezer'e verdim. Benim baktığım yerden aynı anda çevirmişti bakışlarını.
"Bizi tanıştıracak mısın" dedi. Sesindeki merakı sezmiştim. Ona Bora'yla iş birliği yapacağımızdan bahsetmemiştim. Muhtemelen ona bunu Aziz baba söylemişti.
"Denk gelirseniz" dedim, paketimden bi sigara çıkartırken.
"Ne kadarını biliyor" dediğinde onu umursamadım.
Bunu sorması bile kesinlikle mantıksızdı. Çektiğim sigarayı küllüğe bıraktığım sırada yeniledi."Vera?"
"Kozanı aradığım dışında hiç bir şey bilmiyor, Sezer. Eğer merak ettiğin buysa; Hayır. Ona bahsetmedim"
Bir yabancıya nasıl anlatabilirdim ki? Ters cevabımdan sonra yüzü düşmüştü. Paketten bi sigara çıkartıp ona uzattım. Dudaklarını araladığında Gözlerimi devirdim. Sigarayı dudağına koyduğumda çakmağı çaktım. Ateş alan çakmak, sigarayı yaktığında, çakmağı geri çektim. O sırada Sezer'in arkasından beliren suret Bora'dan başkası değildi. Tamamen yanımıza vardığında, koluna girmiş kızı da görmüştüm.
"İyi eğlenceler. Hoş geldiniz" bana bakarken başladığı sözü Sezer'e bakarken bitirdiğinde muhattabı olması gereken kişinin Sezer olduğunu düşündüm. Ses vermedim.
"Eyvallah, sizde hoş geldiniz" dedi Sezer.
"Merhaba" Boranın yanında ki kız seslendiğinde ona döndüm. Elini uzatmış şekilde bana bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
V E R A
Science Fiction"Vera" dedi, ben ona dalmışken. "Efendim" "Çok güzelsin" Şimdi kalbim; ölüme atlamak üzere olduğum zamanlardaki gibi hızlı çarpıyordu...Bora, benim çok derinlere gömdüğüm duygularımın toprağını kazıyordu. Oysa gömülü olanı çıkartamaz, aksine kend...