Satır arasında yorum yapmayı unutmayın :)
İyi okumalar
Kurtuluşların evinde yeni bir güne daha açtı gözlerini Karaca. Bu kötü günlerde evde olamadığı için her ne kadar berbat hissetse de eve dönmesinin başka bir felakete yol açacağını bildiği için eli kolu bağlı bir şekilde oturmaya devam ediyordu.
Yatağından kalktı önce odasındaki lavaboya giderek ihtiyaçlarını giderdi. Sonra odasına dönüp siyah v yaka detaylı bir kazak ve siyah bir pantolon giyerek aşağıya indi.
Kurtuluş ailesi kahvaltıya oturmuştu, günaydın diyerek oturdu sofraya ama içinden hiçbir şey yemek geçmiyordu. Onun bu halini gören Fadik Karaca'nın elinden tutarak kendisine bakmasını sağladı.
''Kızım? Niye hiçbir şey yemiyosun? Hastalanırsın bak''
''Yok Fadik teyze,merak etme sen''
''Annem haklı Karaca, sizinkilerin başı zaten kalabalık, hastalandığını duyarlarsa akılları sende kalır''
''Onların aklına bile gelmem de..''
Karaca'nın mırıldanarak söylediği şeyi Azer ve Fadik duymuş önce birbirlerine sonra Karaca'ya bakıp kahvaltılarına geri dönmüşlerdi. Karaca zorla da olsa birkaç şey yemiş ve sonra Fadik'in sofrayı toplamasına yardım etti ve odasına geri dönmek için merdivenlerden yukarı çıktı,kapısının koluna elini attığında Azer'in odasının kapısı açıldı.
''Karaca?''
''Efendim? Bişey mi oldu?''
''Yok-yok birşey olmadı da iyi misin onu merak ettim. Solgun gözüküyosun''
''Yani... Ailem orda o haldeyken ben burda nası olabilirsem öyleyim.''
Azer yavaşça karşısındaki genç kıza yaklaşarak omuzlarından tuttu ve kendine çevirdi. Birkaç saniye kızın gözlerine baktı Azer, gözlerindeki korku kendini hemen belli ediyordu. O an kıza sarılarak tüm acısını, tüm korkusunu almak istedi ama kızın vereceği tepkiyi kestiremediği için bu fikri aklından çıkarmak için konuşmaya başladı.
''Bak anlıyorum ben seni, valla anlıyorum. Bir şey yapamasan bile orda olmak, onlara destek olmak istiyosun ama oraya gitmen işleri daha da karıştıracak. Bu Çağatay dedikleri adam sağlam papuç değil. Öyle bir zekası var ki ne yapacağı belli olmaz''
''Sen nerden tanıyosun bu adamı?''
''Düşmanım diyelim kapatalım konuyu olur mu?''
''Peki öyle olsun. Sen gidiyor musun?''
''Evet, malum iş beklemiyo''
''Yaa ne iş ama...''
''Anlaşıldıı sen caz yapmaya başlayacaksın ben kaçıyorum''
Kızın gülümsediğini gören Azer de gülmeye başladı. Kız her güldüğünde içi ısınıyor gülmek istemese de kendini gülerken buluyordu.
Kızın gülerek elini kapının koluna tekrar attığını gören Azer elini kızın kapının üstüne koyduğu elinin üstüne koydu.
''Karaca- şey''
''Ney?''
''İstediğin bir şey var mı? Yani moralini düzeltecek bir şey?''
''Yok, teşekkür ederim''
''Karacaaaa ''
''Uff tamam. Var aslında ama bulman zor olur''