Sonuna önemli bir şey yazdım okursanız sevinirim. Ve lütfen satır arası yorumları unutmayın.
Adam arkasını dönerek geldiği gibi olmasa da hızlı adımlarla evden ayrıldığında Karaca da neredeyse koşar adımlarla evin içine girdi. Karşısındaki adamdan korkmamıştı. Ailesinin onu bulabilme ihtimaliydi onu korkutan.
Telaşla elindeki telefonu koltuğun üzerine fırlatarak odada volta atmaya başladığında Vartolu neredeyse eve varmak üzereydi.
Sokağa girdiği an evinden çıkan bir grup adamı gördüğünde biraz daha yüklendi gaza. Azer henüz karşı kaldırıma geçemeden arkasında duyduğu araba sesinin geldiği yöne doğru çevirdi kafasını.Sokağın ortasında aniden duran arabanın içinden aynı hızla çıktı Vartolu. Bu sırada bir kulağı dışarıda olan Karaca da duymuştu gelen arabanın sesini. Koşarak kapıdan dışarı kendini attığında karşısındaki kalabalığa kafa tutan Vartolu'yu gördü.
"Azer Kurtuluş hanginiz?" diyerek karşısındaki adamlara doğru yürüdü Vartolu korkusuzca.
Azer yarım bir gülüşle dalga geçer gibi yaklaştı adama.Kendisine yaklaşan adamın Azer olduğunu anlayan Vartolu sinirle yürüdü adamın üzerine. İçinde hala Karaca'ya bir şey olacak korkusu vardı.
"Hoş geldin Vartolu Saadettin!" dedi Azer kinayeyle. "Biz de seni bekliyorduk! Gözümüz yollarda kaldı."
Karşısındaki adamın kinayeli laflarına dayanamayan Vartolu Azer'e vurmak için hareketlendiği sırada onlarca erkeğin arasından bir kadın sesi duyuldu.
"Vartolu!"
Karaca'nın sesini duymasıyla kaldırdığı eli telaşla indirdi Vartolu. Işık hızıyla evin kapısından kendisine doğru koşan kızı gördüğünde içi biraz olsun rahatlamıştı.
"Bu kıza dua et!" dedi Vartolu parmağını karşısındaki adama doğru sallayarak. "Ama bunun hesaplaşmasını elbet bir gün yaparız."
"Bekleriz!"
Vartolu arkasını dönerek koşar adımlarla kıza doğru ilerlediğinde Azer olduğu yerden kımıldamadan karşısındaki ikiliye baktı.
Karaca kendisine doğru gelen adamın kollarına sığındığında Vartolu da sıkıca sardı kızın etrafını. Depodan eve gelene kadar ömründen ömür gitmiş gibi hissediyordu. Selim'in emanetine, yeğenine sahip çıkamama korkusu kemiklerine kadar işlemişti.
Adam kızı kendinden uzaklaştırıp bir şey oldu mu diye yüzünü ve boynunu kontrol ettiğinde bu manzaraya daha fazla dayanamayan Azer arkasını dönerek hızla evine döndü."Kara kızım, iyisin dimi?"
"İyiyim, merak etme. Korktum sadece..."
"Hesabını verecek merak etme-"
"Hayır!" diyerek aniden yükseltti sesini Karaca. "Çukur peşimizde zaten yeni bir düşmana ihtiyacımız yok"
Ne kadar karşı çıkmak istese de karşısındaki kızın haklı olduğunu biliyordu adam. İstemeyerek de olsa kafasını sallayarak kızı onayladığında yeniden sardı kollarını kıza.
Kolunun altına aldığı Karaca'yla eve doğru yürümeye başladığında Azer de evinin camından bu ikiliyi izliyordu.
Önündeki camın demirlerini sıkmaktan bembeyaz olan eklemleri acısa da umurunda değildi. Karşısındaki görüntü yüzünden hissedemiyordu elinin acısını.