Bölüm sonunda önemli bir soru sordum sizlere. Okumadan geçmeyin cevaplarsanız sevinirim.
Satır arası yorumları ve beğenmeyi unutmayın lütfen!
İyi okumalar
Arabanın durmasıyla elindeki silahtan kaldırdı bakışlarını genç kız. Ağaçların arasındaki depoyu gördüğünde derin bir nefes alarak elini arabanın koluna attığında abisinin kolunu tutmasıyla kaldı olduğu yerde.
''Korkma, sağ salim alıcaz Azer'i içeriden.''
''Alıcaz dimi?''
''Alıcaz tabii, alıcaz''
Tuttuğu kolundan kızı kendine çekerek sarıldı Akın. Biliyordu kardeşinin ne kadar korktuğunu. Kendisi de korkuyordu, ölmekten değil. İlk kez kendisinden yardım isteyen kardeşini yüz üstü bırakmaktan korkuyordu.
Arabadan inip silahını eline aldığında kafasını birkaç saatlik araştırmayla bulduğu depoya çevirdi. Azer'in burada olup olmadığı kesin değildi ama eline ulaşan tek adres buydu ve kontrol etmekten başka şansları da yoktu. Birkaç saniye sonra arkasına dönerek arkadaki adamlarına ne yapmaları gerektiğini anlatmaya gittiği sırada Karaca da ağır hareketlerle indi arabadan. Eline ilk gelen silahı belinden aldığında bunun Azer'in silahı olduğunu gördü. Birkaç saniye içinde dolan gözlerini kapattığında akan 1-2 damla yaşa engel olamamıştı.
Arkasında duyduğu ayak sesleriyle gözyaşlarını silerek elindeki silahı beline koydu. Kendi silahını çıkardığında yanında duran Akın'a gülümsedi. Kafasını çevireceği sırada elinin arasında hissettiği elle kafasını eline indirdi. Gülümsemesi büyüdüğünde gözlerini abisinin gözlerine çevirdi.
''Birlikte?''
''Birlikte!''
.
.
.
Akın'ın verdiği işaretle adamlar etrafa dağılırken Akın da Karaca'nın elinden tutarak kapının girişine doğru sürüklemeye başladı. Akın'ın hala elini bırakmamış olması Karaca'nın rahatlamasını sağlasa da Azer'in tehlikede olduğu düşüncesi kızın bekledikleri her an daha da gerilmesine sebep oluyordu.
Nihayet harekete geçeceklerini anladığında elindeki silahı daha sıkı kavradı. Birkaç saniye içinde kulağına dolmaya başlayan silah sesleriyle iki kardeş koşarak çıktılar saklandıkları yerden. Akın gerekmedikçe Karaca'nın birini vurmasını istemediği için Karaca'ya kalmadan herkesi vurmaya çalışıyordu. En son kimsenin kalmadığından emin olduklarında Karaca Akın'ın elini bırakarak deponun içindeki odaları tek tek kontrol etmeye başladı.
''Azeer! Azer burada mısın? AZER-'' diyerek bağırdığı sırada çıktığı odanın yanında şaşkınlıkla kendisine bakan adamı gördü Karaca. Hiç düşünmeden elindeki silahı karşısındaki adama doğrultup ateşlediğinde adamın yere düşen bedenini izledi.
Bu sırada Karaca'nın olduğu yerden gelen silah sesiyle Azer'i aramayı bırakarak genç kızın yanına koştu. Elinde silahla önündeki cansız bedene bakan Karaca'yı gördüğünde kızı omuzlarından tutarak kendisine çevirdiğinde ağlamak üzere olduğunu fark etti. Hızla kendine çekip sarıldığında kız sessizce akıttı gözyaşlarını abisinin boynuna.
''Geçti güzelim geçti sakin ol. Sen iyi misin? Bir şey yaptı mı sana?''
''İ-iyi-yim... ama abi Azer- Azer yok burda''
''Tamam kara gülüm sen sakin ol biz bulucaz Azer'i tamam mı? Hadi! – Ahmet siz de toplayın buraları, çıkıyoruz''diyerek kardeşinin kafasını omzundan kaldırarak sarıldı kızın beline. İki kardeş çıkışa doğru yürüdü birlikte.