Oturduğu yerden sinirle kalktı Azer. İçinde oluşan öfke bir türlü geçmiyordu. Karaca'nın Böke'yle oturmasına sinirlenmişti elbette ama sinirin asıl sebebi Karaca değildi. Kendine sinirlenmişti Azer.
Karaca'yı bu adamla ilgili daha önce uyarmış olsa bunların yaşanmayacağını düşünüyor ve Karacasını koruyamamış gibi hissediyordu. Azer kafasındaki düşüncelerle boğuşurken adamın bu haline daha fazla dayanamayan Karaca da sinirle baktı Azer'e. Kızın bu bakışını gören Azer içindekileri daha fazla tutamadı.
"Ne işi varmış o şerefsizin burda?"
"onu benden daha iyi biliyorsun bence"
"O ne demek şimdi?"
"Adam senin gözünü korkutmak için gelmiş Azer-"
"Benim gözümü korkutmak için gelmiş ve sen bunu anladığın halde adamı evine, evimize aldın bi de oturup konuştun öyle mi?"
"Konuşmadan amacının ne olduğunu nereden bilebilirdim?" diyerek kendisini savundu Karaca adamın ne için geldiğini başından beri bilmesine rağmen.
"Bir daha o adamla görüşmeyeceksin Karaca! Duydun mu beni? O adam bir daha senin 1 kilometre yakınına bile girmeyecek!" diyerek kükredi Azer. Karaca'nın bir suçunun olmadığını bilmesine rağmen bütün sinirini karşısındaki kızdan çıkarıyordu.
Kızın bu haline inanamayarak bakan Karaca hayal kırıklığı dolu bakışlarla kalktı oturduğu yerden. Sinirle yukarı çıktığında Azer sinirini kızdan çıkardığı için kendisine daha çok kızarak önündeki sehpayı teklemedi. Sehpa saniyeler içinde tuzla buz olurken Karaca duyduğu seslerle aşağıya inmek istese de umursamamaya karar vererek dolabına yöneldi.
Birkaç dakika içinde elinde küçük bir çantayla aşağıya indiğinde Azerle göz göze geldi. Adamın gözlerindeki sinir kızın kendisini terk ettiğini düşünmesiyle yerini korkuya bıraktığında koşarak ulaştı kızın yanına. Karaca sanki o hiç yokmuşçasına kapıya doğru yürüdüğünde Azer kızın kolundan sıkıca kavrayarak önüne geçti.
Kelimeleri unutmuşçasına konuşamadığında Karaca adamın gözlerinin dolduğunu fark etti.
"Gitme!"
"Azer-"
"Gitme! Eşeklik ettim kabul ama gitme!" diyerek kızın omuzlarına tutunduğunda ağlamak üzereydi.
Karaca elini Azer'in yanağına koyarak okşadığında adamın gözünden bir damla yaş aktı. Gözlerini kapatarak daha fazlasının akmasını engellediğinde bir yandan da sakinleşmeye çalışıyordu.
" Yalvarırım terk etme beni, bırakma yalnız başıma" dediğinde Karaca adamın bu haline dayanamayarak kollarını sardı boynuna. Adam bunu beklercesine kollarını hızla kızın etrafına doladığında bir süre böyle kaldılar.
Karaca kendisini yavaşça geriye çektiğinde Azer kızın güldüğünü görerek çattı kaşlarını.
"seni terk edeceğimi nereden çıkardın?" diyerek gülmeye devam ettiğinde Azer'in içi biraz olsun rahatlamıştı.
"Dün söyledim ya sana babaannem kışlık hazırlayacakmış yardıma giderim belki diye. Oraya gidiyorum."
"Ama valiz-"
"Yedek kıyafetlerim var içinde, üstümdekiler kirlenirse diye aldım." diyerek sakin bir şekilde açıklama yaptığında Azer dün yaptıkları konuşmayı tamamen unuttuğunu fark etti. Kendi haline güldüğünde kızı bir kez daha kendine çekerek sarıldı. Saçlarına ufak öpücükler kondurduğu sırada dışarıdan gelen korna sesiyle ayrıldılar.