Elindeki kahveyi önündeki masaya bırakarak sıkıntıyla oturdu koltuğa Azer. Dün gece Karaca'yla yaşadığı andan beri toparlayamıyordu kendisini. Biliyordu kızın kedisini sevdiğini, korkularını da anlıyordu elbette ama bu yine de üzülmesine engel olamamıştı.
Kafasını arkasındaki koltuğa yaslayarak bir süre tavana baktığında çalan kapıyla birlikte kalktı ayağa. Yavaş adımlarla ilerledi kapıya. Derin bir nefes alarak kapıyı açtığında karşısında gördüğü kızla şoka uğradı. Karacası kanlı canlı karşısındaydı.
''Karaca'' dedi Azer. Hala şaşkınlıkla bakarken karşısındaki kıza.
''Azer-''
''Neden geldin?'' diyerek böldü kızın konuşmasını.
''Sana geldim, bizim için geldim... Sen haklıydın Azer. Yapmam gereken bir adım atmaktı sadece. Belki geç kaldım bilmiyorum ama-'' dediğinde daha fazla konuşmasına gerek kalmamıştı Azer için.
Az önce yaşadığı hisleri hatırladığında daha fazla beklemeye gerek duymadan adımladı kızın yanına. Hızla kollarının arasına aldığında Karaca da sanki bunu bekliyormuşçasına sığındı adamın göğsüne.
Azer yaşadığı sevinçle kızın saçlarına öpücükler kondururken Karaca burnunu adamın boynu ve omzunun birleştiği o noktaya yaslayarak derin derin çekti kokusunu içine.
''Karaca kızım?'' diyerek böldü sarılmalarını Fadik. Karaca Azer'den hızla ayrıldığında telaşla adımladı kadına doğru. Hızla elini öptüğünde Fadik de oğlunun suratını inceliyordu. Oğlunun yüzündeki gülümsemeyi gören kadın ne olduğunu anlayarak sarıldı Karaca'ya.
''Hoş geldin güzel kızım benim'' dedi Fadik kızın yanağını severken.
Hepsi birlikte içeri girmek için hareketlendiğinde Azer kızı kolundan tutarak durdurdu.
''Biz konuşalım mı biraz?''
Karaca adamın bu isteğiyle usulca kafasını sallarken Fadik hiçbir şey demeden geçti salona. Azer'in yeniden açtığı kapıdan Karaca yavaş adımlarla çardağa doğru yürüdü.
İkisi de yerleştiğinde Azer beklentiyle döndü Karaca'ya. Konuşsun, bir şeyleri anlatsın istiyordu.
''Özür dilerim...'' diyerek döndü Azer'e Karaca.
''Sana gelmekte bu kadar geç kalmamalıydım ama korktum Azer. Çok korktum. Bu zamana kadar hep ailem yanımdaydı. Sevdiler ya da sevmediler ama hep onlarla birlikteydim. Hayatımda olmayacakları düşüncesi çok korkuttu beni ama beni en çok korkutan bu değildi. Sendin...''
''Ben mi?''
''Evet. Ailemin bu zamana kadar sana neler yaptığını biliyorum Azer. Her bir detayını hem de. Sana gelirsem yine canını yakarlar diye korktum, sana zarar verirler diye korktum. ''
''Korkma, hem de hiç korkma. Sen benim yanımda olduğun sürece bir Allah'ın kulu gelip zarar veremez bize.''
''Dün gece çok düşündüm ben Azer. O an fark ettim. Sensiz yaşama düşüncesi... Ben sensiz yaşamak istemiyorum Azer.'' Diyerek yanında oturan adamın elini tuttu Karaca.
Kızın dolu gözlerini gören Azer boşta kalan eliyle kızın ensesinden tutarak çekti kendine. Alnında uzun bir öpücük kondururken kokusunu da çekti içine.
Tamamlanmış gibi hissediyordu artık ikisi de ve önlerine çıkan hiçbir engel onları ayırmaya yetmeyecekti.
.
.
.
.
.