İlk defa 4000 kelimenin üstüne çıktığım bir bölüm yazdım. Hatta 4500'e yakın gözüküyor şuan. Başına da ufak bir hatırlatma koydum. Umarım beğenirsiniz : )
Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen!
İyi Okumalaaaaaaar!
''Sen daha önce buranın manzarasına baktın mı hiç''
Vartolu'nun birden konuyu değiştirmesiyle şaşırmıştı Azer. Belli ki duygularını açığa vurmak istemiyor diye düşündü Azer.
''Yok bakmadım hiç''
''Ee bi zahmet kaldır kıymetlini de bi bak''
''Töbe töbeee''
Azer ayağa kalkıp Vartolu'nun yanına geçti. Klasik İstanbul manzarasıydı işte. nesini bu kadar övmüştü ki?
''Eee bu muydu çok övdüğün manzara''
''Yanlış yere bakıyosun Azer yanlış yere''
Çenesinden tutarak kafasını Karaca ve İdris'e doğru çevirdi. Azer işte o an anladı Vartolu'nun manzara derken neyi kast ettiğini.
Görünen görüntü o kadar güzeldi ki Karaca İdrisle oyunlar oynuyor arada tatlılığına dayanamayıp öpüyordu. Azer bu görüntüyle gülümsemesine engel olamamıştı. Vartolu onun bu hallerine baktığında kendisini görmüştü. Elini Azer'in omzuna vurarak kendisine bakmasını sağladı.
''Karaca'ya sadece böyle uzaktan bakmak istemiyorsan yakalanmayı bekleme Kurtuluş. Aşkının arkasında dur. Siz aşkınızın arkasında durduğunuz zaman karşınızda duracak bi tane adam bırakmam ben ''
.
.
.
Azer ve Vartolu bir süre daha oyun oynayan ikiliyi izlemiş daha sonra yerlerine oturarak koyu bir sohbete dalmışlardı. Bazen gülüyorlar bazen de işlerden bahsediyorlardı. Vartolu'nun asıl amacı karşısındaki bu adamı tanımaktı elbette ama elinden geldiğince belli etmemeye çalışıyordu.
İkili sohbetlerine dalmışken duydukları çığlık sesiyle panikle kalktılar ayağa ve yaptıkları ilk iş Koçovalıların evinin bahçesindeki Karaca'ya bakmak oldu. Kızın acı içinde kolunu tuttuğunu gördüklerinde ikisi de koşmak için niyetlendiğinde Azer Vartolu tarafından durduruldu.
''Sen dur burda''
''Vartolu!''
''Azer! Senin şu halini görürlerse açıklayamazsın ne olduğunu. Şimdi otur oturduğun yerde!'' dedi Vartolu Azer'in tuttuğu kolunu itercesine bırakırken.
Koşarak evden çıkıp Koçovalıların bahçesine girdiğinde kadınların çoktan Karaca'nın başına toplandığını fark etti. Kızın etrafındaki kalabalığı yarıp hızla kıza ulaştığında birkaç saat önce krem sürdüğü yaranın kanadığını gördü.
''Kara kızımm noldu sana?''
''İdrisle oyun oynuyorduk hırkamı çekiştirmeye çalışırken-''
''Tamam, tamam sen sakin ol bakıcam ben yarana.''
''Durun ben ilkyardım çantasını getireyim''
''OLMAZ!''
Vartolu'nun ani çıkışıyla herkes ona dönerken fazla yükseldiğini sonradan fark etmişti adam. Azer'in de Karaca'yı görmesi gerektiğini düşünerek yaptığı bu ani çıkışı hemen toplamak zorundaydı.
