Savaş sabah saat 8'de gözlerini yepyeni bir sabaha araladı. Çapaklar biriken gözlerini kaşıdı, yatakta dönüp tekrar uyumaya çalıştı. Uykusunun kaçtığını anlaması için 5 dakika yatakta bir oraya bir buraya dönmesi gerekti. En sonunda vazgeçmiş tavrıyla yatağında doğruldu, soluna baktı: Hayatının aşkı Eylül yanı başında yatıyordu. Dile kolay tam 6 ay olmuştu sevgili olalı. 'Zaman ne kadar da çabuk geçiyor.' diye geçirdi içinden Savaş. Hayatında ilk defa böyle hissediyordu kendini; böylesine mutlu, böylesine huzurlu. Sanki geçmişte yaşadığı bütün dertler, sıkıntılar hiç yaşanmamış gibiydi. İçindeki taşan bu sevinçle birlikte güne uyanmak kadar güzel bir şey olamazdı hayatta, hele ki sevdiğin de yanı başındaysa...
Savaş sevgilisine uzun uzun baktı. Ona dokunmak, onu öpmek istedi, fakat uyandırmaya kıyamadı. Komidinin üzerindeki sahte gözlüğünü alıp gözüne taktı. Sessizce ayağını yataktan çıkarıp terliklerini giydi. Parmak ucunda adımlarla kapıya yöneldi, olabildiğince sessiz kapıyı açarak çıktı. Ardından kapıyı kapattı ve doğruca mutfağa gitti. Güzeller güzeli sevgilisine menemen hazırlamayı planlıyordu. Üstünde yurtdışı ve yurtiçi envai yerden getirilmiş, çeşit çeşit magnetler bulunan buzdolabının kapağını açtı, 2 yumurta, domates, biber, soğan çıkardı. Mutfağın dolaplarından birisini açtı, tavayı çıkardığı ocağın üzerine koydu. Ardından yumurtayı bir kaba koyup çatalla güzelce çırptı, bunu yaparken bir yandan da son günlerde kulağına takılan bir şarkıyı ıslığıyla çalmaya çalışıyordu. Savaş soğanı doğramak için tezgahın üzerindeki tahtayı ve bıçağı aldı. Bıçağı eline alır almaz gözünün önüne öldürdüğü insanlar geldi. Aniden elindeki bıçağı tezgaha fırlatıp geri adım attı. Sonra başında hissettiği şiddetli ağrıyla gözlerini kısıp dişlerini sıkmaya başladı. Olduğu yerde dizlerinin üstüne çöken Savaş sanki öldürdüğü insanları çığlıklarını, yalvarışlarını duyuyor gibiydi. Fakat bu seslerin başını ağrıtmasının nedeni rahatsız olması değil, aksine bu sesleri ölesiye özlemiş olmasıydı. O anda öylesine istedi ki bu hissi tekrar yaşamayı; Dr. Tamer'e yaptırdığı ilacı birisine enjekte edip ona günlerce işkence etmeyi ve sonunda gözlerinde sönen hayatı izlemeyi. Zira çocukluğundan beri şu hayatta bu kadar zevk aldığı başka bir şey olmamıştı, taa ki Eylül hayatına girinceye kadar. Onunla tanıştığından beri, yani yaklaşık 6 aydır bir kişiye bile işkence etmemiş, kimseyi öldürmemişti. 2 sene süren cinayet serisinden sonra böylesine uzun bir ara vermek Savaş'a pek iyi gelmemişti doğrusu. Öldürdüğü insanların cesetleri gözlerinin önüne gelirken Savaş bağırmak isteğiyle yanıp tutuşuyordu. Lakin Eylül'ü uyandırmak da istemiyordu. Zaten her şey onun yüzünden olmuştu. Eğer onunla hiç tanışmasaydı şimdiye kadar Burak ve arkadaşlarını çoktan öldürmüş, planının geri kalan aşamasına geçmiş olacaktı. Demek ki aşık olmak ona göre bir his değildi. Hele de şu anki acınası hali düşünülürse kesinlikle değildi.
Elinde olmadan hiddetlenen katil gözlerini açtı, ayağa kalktı. Başındaki ağrıyı bir nebze olsun unutarak etrafına bakındı ve fırlattığı bıçağın tavanın içine düşmüş olduğunu gördü. İleri doğru bir adım attı, bıçağı eline aldı. Bütün öfkesi ile elindeki bıçağa sıktı, artık bambaşka bir insan oluvermişti sanki. İçindeki kötülük aylar sonunda geri dönmüştü; hırsından elleri titriyordu. Derin bir nefes aldı, Eylül'ün her şeyden habersiz uyuduğu odasına yöneldi. Artık öldürdüğü kurbanlarının sesi gitmiş, onların yerine sanki kendisini yönlendiren bir ses gelmişti. Bu ses çok derinden gelse de çok net şekilde dedikleri anlaşılabiliyordu. Artık Savaş gitmiş, katil ger gelmişti adeta. Katil kapıyı yavaşça açıp içeri girerken ses ona 'Bu onun suçu, seni aylardır oyalayan o! Öldür onu! Öldür onu! ÖLDÜR ONUUU!' diye bağırmaya başladı. Katil elindeki bıçağı sımsıkı tutarak Eylül'e doğru ilerledi. Onu öldürmesi öylesine keyifli olacaktı ki, bunu şimdiden hissedebiliyordu. Kafasındaki sesler yükseldi, yükseldi ve çoğaldı. Öldür onu! Öldür onu! ÖLDÜR ONUUU! Savaş gözlerini kırptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aramızdaki Katil
AdventureUstaca kimlik değiştirme marifeti, soğukkanlılığı ve detaylı planları sayesinde seri katil Savaş Durmaz 2 yıl boyunca ardında yakalanmasına yol açacak herhangi bir iz bırakmadan polislerden kaçmayı başarmıştır. Şimdi ise 5 kişilik bir arkadaş grubu...