Bölüm 19

52 5 2
                                    


Burak ile Ezgi işlerinden izin alıp Burak'ın evine geldiler. Ezgi yol boyunca sessiz sessiz koltuğunda oturdu, fakat surat asmadı. Arkadaşlarının kaybolması için Burak'ı suçlamaktan vazgeçmişti artık, ancak olanlar için hala ziyadesiyle üzgündü. Fakat günlerdir kafasında çözümleyemediği bir konu vardı; Levent'in şüpheli hareketleri. Levent'in arkadaşlarını kaçırmış olabileceği ya da katil olabileceğine pek ihtimal vermiyordu açıkçası. Ancak Ceyda'nın kaybolduğu gece Ezgi ile olan konuşması kendisini soru işaretleri içinde bırakıyordu. Zira Ceyda Ezgi'yi geç saatlerde arayıp 'Hala Levent'in evinin etrafındaki parkta oturduğunu' söylemişti. Bu Levent'tin katil olduğunu göstermezdi elbette, ama şüphelenmek için yeterli sebepti. Yine de Ezgi bu fikirlerinden sevgilisine bahsetmek istemedi, çünkü zaten mutsuz ve gergin durumdalardı. Bir de can sıkabilecek böylesi bir konu açmak ikisini de hayli gerebilirdi. Bu nedenle Ezgi düşüncelerini kendisine saklamayı tercih etti, suskunluğunu korudu. Burak arabasını otoparka park etti ve beraber eve girdiler. Eve girer girmez Burak üstünü değiştirdi, salondaki koltuğuna uzanıp düşünmeye başladı. Ezgi de karşısındaki tek kişilik koltuğa oturdu, ikisi bu şekilde bir süre sessizce durdular. Saatler geçti, ikisi de bulundukları yerde uyuyakaldılar. Akşama doğru saat 7'de Ezgi uyandı, saatine baktı. Akşam olduğunu fark edince elini cebine attı, telefonunu inceledi: 0 arama. 'Hala polislerden bi haber yok.' diye geçirdi içinden. Sonra sevgilisine baktı, Burak mışıl mışıl uyuyordu ve kim bilir kaçıncı uykusundaydı. Ezgi aralarında daha fazla soğukluk olmasını istemediği için ayağa kalktı ve sevgilisinin yanına kıvrılıverdi. Burak titreyerek uyandı, Ezgi'nin kendisine sarıldığını görünce aralarındaki buzların çözüldüğünü anladı. O anda içindeki mutsuzluk bir nebze olsun gider gibi oldu.

- Artık bana kızgın değil misin ?

- Hiç değildim ki. Sadece düşüncesiz davrandığın için sana karşı...

- Biliyorum, biliyorum. Polise daha önce gitmeliydik, özür dilerim. Ama olan oldu artık.

Ezgi sevgilisine biraz daha sokuldu, dudaklarına iyice yaklaştı.

- Böyle olmasını istemediğini biliyorum canım. Kimse böyle olsun istemezdi. Üzülme artık.

Burak sevgilisine umut dolu gözleriyle baktı, dudağına ufak bir buse kondurup 'Ben Özgür'le Ceyda'nın yakında sağ salim bulunacaklarına inanıyorum.' dedi. Bu söz Ezgi'yi tatmin etmemişti elbette, zira aklına hemen Levent'e karşı beslediği şüphe geldi. Burak sevgilisinin kendisini onaylamamasından ve sessiz kalmasından rahatsız olmuş olacak ki dediklerini tekrar etti:

- Bence ikisi de polisler tarafından sağ salim bulunacak aşkım.

Ezgi yine konuşmadı, bunun üzerine Burak dayanamayarak sordu:

- Noldu hayatım, niye sustun ?

- Umarım bulunurlar hayatım, ama...

- Ama mı ? Ne aması bitanem ? Yoksa bilip de bana söylemediğin bi şeyler mi var ?

Ezgi Ceyda ile yaptığı son telefon görüşmesinden ve Levent hakkındaki düşüncelerinden sevgilisine bahsedip bahsetmemek arasında kararsız kaldı. Ancak bu durum Burak'ı daha da meraklandırıyor, 'Ne oldu aşkım ?', 'Ne aması ?' gibi soruların sürekli olarak tekrarlanmasına yol açıyordu. Uzun düşünme süresinden sonra Ezgi derin nefes aldı ve Burak'a aklından geçen her şeyi söylemeye karar verdi:

- Anlatıcaklarım sana çok saçma gelicek belki hayatım, hatta belki ihtimal bile vermiceksin, ama...

Ezgi yine durdu, bu sefer Burak hiddetlenerek 'Hadi artık canım, anlatsana ne aması bu böyle ?'. diye bağırdı. Ezgi cesaretini toplayarak sözüne devam etti:

- Tamam hayatım, sakin ol. Ceyda kaybolmadan önceki gece beni aradı ve Le...

Ezgi yine durakladı, zira bu sefer sözünü kesen kendi kararsızlığı değil, kapının ziliydi. Burak sevgilisinin anlatacaklarını öylesine merak etmişti ki başta kapıyı açmak istemedi. Lakin kapıdaki her kimse hem zili çalıyor hem de eliyle kapıyı yumruluyordu. 'Demek ki acil bir durum var.' diye geçirdi içinden Burak ve polislerin arkadaşlarını bulduklarını ya da onlarla ilgili yeni bir gelişme ortaya çıktığını söylemek için gelmiş olabileceklerini düşündü. Umutla uzandığı yerden kalktı, sevgilisinin yanından ayrılıp kapıya yöneldi. Eğilip delikten baktı, gelen 4 kişiyi incelemeye başladı. Kapıda dikelenlerin arasında bugün görüştükleri Komiser Yardımcısı Fuat'ı görünce haklı olduğunu anladı. Gerçekten de polisler arkadaşları hakkında yeni bir gelişmeyi söylemek için gelmişlerdi. Ancak tahmin edemediği konu şuydu: bu gelişme kendi lehine değil, alehineydi. Bunun farkında olmadan kapıyı açtı, kendisini tutuklamak üzere gelmiş polislere gülümsedi ve umutla sordu:

- İyi akşamlar. Arkadaşlarımızı buldunuz mu ?

Komiser Yardımcısı Fuat kapı açılır açılmaz Başkomiser Zafer ile Komiser Yavuz'un kulağına 'Bu o!' diye fısıldadı. Zafer karşısında kendilerine umutlu gözlerle bakan adama sert ses tonuyla konuştu:

- Burak Karabulut sen misin ?

Burak bir adım geriledi, bu ciddiyet kendisini hayli ürkütmüşe benziyordu:

- Be...benim.

- İnsan kaçırmaya teşebbüsten tutuklusun.

Polis Memuru Ahmet Burak'ın 'N'oluyor ?' demesine kalmadan ellerini arkasından bağladı, kelepçeyi geçirdi. Bu arada kapıya gelen Ezgi neler olduğunu görünce şaşkına döndü; resmen sevgilisini durduk yere tutukluyorlardı.

- N'oluyo burda ? Napıyosunuz ? Sevgilimi nereye götürüyosunuz ?

Komiser Yavuz hemen araya girdi, kendilerine şaşkın şaşkın bakan kadına polis kimliğini çıkarıp gösterdi.

- Sevgiliniz Özgür Arslan ve Ceyda Demir'i kaçırmaya teşebbüsten bizimle merkeze kadar gelicek.

Ezgi 'Ama...ama memur bey...' derken polisler Burak'ı yaka paça apartmandan dışarı çıkardılar. Zavallı, suçsuz Burak ise polisler tarafından kelepçelenmiş, polis arabasına doğru sürüklenirken suçsuzluğunu anlatmaya çalışıyordu:

- Bi yanlışlık olmalı, ben bi şey yapmadım.

Komiser Yavuz arkadan koşarak öne ilerledi ve başını sertçe eğip Burak'ı polis arabasına soktu.

- Kes lan, merkeze gidince anlarız bakalım bi şey yapmış mısın yapmamış mısın.

Burak polis memurları ile arabaya bindi, merkeze doğru gitmeye başladılar. Bu sırada ne Burak ne de polis memurları nasıl bir tuzağa düştüklerinin farkında değillerdi. Komiser Yavuz'un kendisine bırakılan notu bulamaması dışında her şey katilin planladığı gibi gidiyordu. İşte şimdi katil nihayet istediği gibi dikkatleri Burak'a çekerek istediği zamanı kazanmıştı, lakin bu zamanı planladığı gibi Komiser Yavuz ile uğraşarak geçiremeyecekti. Sevginin gücü sonunda bütün planları bozacak, ölüm sayısı artacaktı. Gün geceye döndüğünde katil hatasını anlayacaktı, ama reddedilemez teklifler nedeniyle çok geç kalmış olacaktı.

Aramızdaki KatilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin