ERAY BEY

3.2K 275 121
                                    

Kafam uğulduyordu. Bedenim ağrıdan sızlarken gözlerimi açacak gücü bile kendime de bulamıyordum. Göz kapaklarımı birkaç kere zorladıktan sonra ışık kırıntıları görmeye başladım. Ben gözlerim kapaklarımı kırpıştırırken başımda biri konuşmaya başladı. Başımı çeviremediğimden gözümle sağıma baktım. Annem elimden tutmuş bir şeyler söylüyordu. Yorgunluktan bir kez daha kendimden geçerken rüyamda yine aynı kareyi gördüm.

Toplantıdan çıktıktan sonra alelacele eve gitmek için asansöre biniyorum. O sırada asansörde başka bir kız oluyor. Her rüyamda kızın yüzü değişirken ben herkesinde acıyla kendimden çekiyorum o ise başımda bağırış birilerinden yardım istiyor. Kızın bizim şirkette çalıştığını biliyorum. Üstündeki temizlikçi kıyafetlerini de hatırlıyorum ama bir türlü kim olduğunu çıkaramıyordum.

"Oğlum..." Annemin sesiyle tekrar göz kapaklarımı araladığımda kendimi daha güçlü ve dinç hissediyorum. "Eray, oğlum iyi misin?" Anneme cevap vermek yerine etrafıma bakınıp başımda birikenleri tek tek süzüyorum. Babamla göz göze gelinci tanıyamadığım bir ses tonuyla bana ne oldu, diye sordum.

Babam tıpkı annem gibi elimden tutunca "Ağır bir ameliyat geçirdin oğlum." Ameliyat mı? Neden hiçbir şey hatırlamıyordum. Ne ameliyatı diye sorduğumda babam anneme bakarak "Böbrek..."demişti. O an gözlerim kocaman oluvermişti. Bundan beş yıl önce trafik kazasında böbreğimin birini kaybetmiştim fakat diğeri iyiydi. En son kontrolümde hiçbir şey çıkmamıştı. Ben sırf bu yüzden içkiyi sigarayı bırakmıştım. Nasıl olur da böbreğim iflas ederdi.

"Kim? Bana kim böbreğini verdi." Desem de bir haftadır bu sorunun cevabını bulamıştım. Kim verdiyse gizli kalması şartıyla verilmesini istemişti. Benden taburcu olduktan üç gün sonra tekrar hastaneye gelerek hastane müdürüyle özel bir görüşme yapmıştım. Normal şartlar da asla verilmeyeceğini gizlilik şartı olduğunu söylese de ben ne yapmış etmiş öğrenmiştim. Kim olduğunu öğrenmiştim öğrenmesine de ikinci bir şok yaşamıştım.

Bana böbreğini veren çalışanlarımızdan biriydi. Normal şartlarda olsa ismini gizlemese kesinlikle yaranmak için para için yaptığını söyleyebilirdim. Fakat o bunlar için yapmamıştı ve ben o nedeni öğrenecektim. "Melis... Melis Ulaş..." Henüz yirmi dört yaşında gencecik bir kızdı. Bana hangi akla hizmet böbreğini vermişti nasıl bir şanstı ki dokularımız uymuştu. "Dur burada..." Şoföre durmasını söyleyip elimdeki adrese son bir kez daha baktım. İş yerini aradığımda kızın yıllık izin aldığını öğrenmiş bu yüzden de evine gelmek zorunda kalmıştım. "Sen burada bekle bundan sonrasını yürüyerek gideceğim." Arabadan inip sokağa baktığımda nasıl oluyor da bu evlere yaşadıklarını düşündüm.

Kabanıma sarılarak evlerin numaralarına bakarak ilerledim. Biraz daha ilerleyip sağa saptığımda bahçeli bir evden sesler yükselmeye başladı. Ağacın altında durup seslerin sahibine baktım. Bir adam kolundan tutuğu bir kızı itekleyerek bağırıyordu. Uzaktan anladığım kadarıyla soğukta kal da biraz aklın başına gelsin demişti. Müdahil olmak için biraz daha eve yaklaştığımda adam içeriye girdi. Geriye bir kadın ve kız kalınca arkası dönük olan kız kadının ellerinden tutarak "Anne lütfen babamla konuş. Doktor kendime dikkat etmemi söyledi. Nasıl olur da saatlerce dışarıda kalırım."

"Ah, kızım kuş kadar beynin yok. Sen ne bok yemeye tanımadığın birine böbreğini verirsin. Şu saatte sonra kim seninle evlenmek ister kim yarım kadını karısı yapar. Sen gerçekten aptalsın. Ne yemeye vicdana gelip bizden habersiz gizli saklı işler çevirirsin. Baban sonuna kadar haklı biraz burada dur da aklın başına gelsin."

"Anne anlamıyorum herhalde bir vicdandır yaptım. Size de izin vermesiniz diye söyleyemedim. Lütfen babamla konuş ben dışarıda kalamam hava buz gibi..."

BEY SERİSİ ~ TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin