BEY SERİSİ ~ TAMAMLANDI

Arda Bey

"Düşününce delirecek gibi oluyorum. Tam iki aydır bir seyyar satıcıyla evliyim. Düşünebiliyor musun evde iyilik timsali, gibi dolaşıyordu. Ah ne vardı, babam o adam yerine bütün mirasını sana bıraksaydın, hayattan çok mu şey istiyorum."

"Aşkım dövünmenin ne anlamı var ki olan oldu. Baban ölmeden önce vasiyetname bırakmış. O adamdan boşanacak olursan bütün mal varlığın hayır kurumlarına bağışlanacak... Bana kalırsa o adamla uzlaşma yoluna varmalısın." Söylemesi kolaydı. Adam sert mizaçlı olduğu kadar iyilik perisi gibiydi bana o kadar nazik ve saygılı davranıyordu yakında inceliğinden kırılıp gidecekti.

"Ona öyle bir şey yapmalıyız ki kendi gönül rızasıyla beni bırakıp gitmeli. Yasal olarak boşanamasak bile evi terk etmesini sağlayabilirim. Bunun için senin yardımına ihtiyacım var. Artık bir sevgilim olduğunu öğrenmeli." O adama daha fazla katlanamayacaktım. Kör cahil tam iki aydır kendini iş adamı zannediyordu. Sabah erkende işe gidiyor geç saatlerde geliyordu. Söylenenlere göre karınca gibi çalışıyormuş. Ona bir kere dalga geçtiğimde maliye mezunu olduğunu söylemiş bende gülerek lisans mezunu seyyar satıcı öyle mi demiştim. Bana kızsaydı belki hoşuma giderdi ama o gülüp geçmişti. "Serkan ben artık gideyim seni gidince ararım." Ver bir öpücük dediklerinde istediği öpücüğü vermiştim. En yakın zamanda atağa geçip onu kaçırmalıydım.

Serkan'ın evinden ayrılıp eve gelmem bir saatimi almıştı. Arabayı park ettiğimde onun arabası da buradaydı. Onun hiç bu kadar erken geldiğini görmemiştim. Acaba hizmetliler evde olmadığımı söyledi de bu yüzden mi erken geldi. Sorularıma cevap alabilmek için zili çalmıştım. Hizmetli kapıyı açtığında çantamı yukarıya çıkarması için ona verdim. Salona gireceğim sırada hapşırma sesi duymuştum. Kim olduğuna bakmak için salona girmemle Arda bir kez daha hapşırdı. "O kocacığım bugün eve erken gelmişsiniz, bunu neye borçluyuz?"

"Doktor eve gidip dinlenmemi söyledi." Benimle kayıtsız şekilde konuşurken gözü de televizyondaydı. Neden nerden geldiğimi sormadı. Cidden onu cezp etmiyor olabilir miydim? İki ay olmasına rağmen bana yanaşmamıştı bile. "Madem dinlenmen gerekiyor uzansana bende sana nane limon yaparım." İlgisini çekmiş olmalıyım ki kaşlarını çatarak bana bakmıştı. Bir kez daha hapşırdığında hafif çıkan sakallarına baktım. Onu ilk gördüğümde aslan terbiyecisi gibiydi şimdiyse nazik salon erkeğine benziyordu. Boyu posuda yerindeydi de beni zerre cezp etmiyordu. Sessizlik uzun sürünce hemen geliyorum diyerek mutfağa geçtim. Hizmetliyle hemen nane limon yapmasını söyledim. O yaparken de mandalina yemeye başladım. Telefonum çaldığında hemen ret ederek mesaj attım. Bugünlük planı iptal etmemiz gerekiyordu. Ben hastalıklı bir adamla uğraşamazdım.

Hizmetli oldu dediğinde nane limonu elinden alarak salona geldim. Hemen ayakucuna oturduğumda içmesi için ona uzatmıştım. Elimden endişeyle aldığında zoraki bir gülümseme göndermiştim. Her zamanki gibi çok fazla diyaloga girmeden geceyi sonlandırdık. O dinlenmek için yatmaya gittiğinde bende odama çekilip Serkan'ı aradım. Bana hastaysa ne olmuş diye çıkışmıştı. Bir saat ona laf yetiştirdikten sonra telefonu kapatarak bir cesaret odasına geldim. Kapsını tıklattığımda gel demişti. "Nasıl olduğuna bakmak için geldim." Beyaz bayrağımı çıkarıp içeriye girdiğimde yorgana sarılı olduğunu gördüm. "Sen çocuk musun bu denli hastayken neden bu kadar sıkı örtünüyorsun?" Yanına gidip ateşine baktığımda bir hayli ateşi vardı. Hemen üstündeki yorganı bir köşeye atarak onun iki büklüm haline baktım. Hiçbir şekilde peki vermiyordu. Bu kadar sakin bir kişiliğe sahip olduğunu bir türlü anlamıyordum. "Seninle bugün evcilik oynayacağız sen hasta bende doktor olacağım tamam mı?" Cevap gelmeyince odadan çıkıp sirkeli su aldım Tekrar geldiğimde zavallı şey gözleri kapalı uyumaya çalışıyordu. Yorganı yeniden almaya çalışmaması hoşuma gitmişti.