Ömer Bey

2.7K 284 92
                                    

ÖMER – SANEM – FARUK

"Sanem Hanım, Faruk Bey gelmişler haber vermek istedim." Sekretere bilgi için teşekkür edip telefonu kapattım. Oğlum geldiğine göre beş dakika aşağıya inip oğluşumla vakit geçirebilirdim. Masamdan kalktığım sırada Ömer Beyin de odama doğru baktığını fark ettim. Öylesine bir bakış değildi. Sanki bir yerlere dalmış giderdi.

Onu hep başı önde çalışırken gördüğüm için odama bakması şaşkınlığıma sebep olmuştu. Belki de o günkü yaptığı densizliği hatırlayıp dalmıştır... Ömer Bey önüne tekrar döndüğünde bende aşağıya inerek biraz oğlumla vakit geçirdim. Şükür ki diğer çalışanların çocuklarıyla iyi zaman geçiriyordu. Oğlumun yanından ayrılıp muhasebeye gittim. Bana yıllık bütçenin bir örneğini verince bende avukatımıza götürerek incelemesini istedim.

Ömer Bey üç yıldır hesabıma sadece on bin yatırıyordu. Bunca yıl hesabıma aynı meblağ yatırılması önceden olmasa da şimdi tuhafıma gidiyordu. Sadece iki haftadır buradaydım ama bu şirketin gideri ne kadar fazlaysa geliri de az değildi. Belki Ömer Bey işletim hakkının tamamen onda olması bunca işi kendi yüklendiği için meblağı aynı tutmuştu fakat bundan sonra aynı tutarı kabul etmeyecektim. Odama geldiğimde yarım saat geçmeden avukat bey arayarak gönderdiğim dosyayla önce genel bir bilgi daha sonra da detaya inerek bariz kandırıldığımı ilan etmişti.

Bu adam düpedüz beni dolandırıyordu. Böylesine büyük bir şirketin ortağını bu denli düşük meblağ vermesi hareket olduğunu söylediği anda ona dönüş yapacağım diyerek telefonu kapattım. Odamda bir hışımla çıktığımda aynı hışımla odasına girerek neye uğradığını anlamayan Ömer Beyin önüne dosyayı fırlattım. "Sen... Sen nasıl bir adamsın da oğlumun... Kendi yeğenin rızkını cebine indirirsin söyle nasıl bir adamsın..."

"Hop dedik, Sanem orada duracaksın! Beni bu konuda katiyen suçlayamazsın." Sinirlenmiş olmalıydı ki dosyayı alıp ayağa kalmış. Dosyayı açtıktan sonra ne olduğunu anlamış olmalıydı ki tıpkı benim gibi masanın üzerine atmıştı. Ben nefes nefese kalırken üzerime doğru yürüyerek "Ben galiba sana karşı fazla toleranslı davrandım. Bu ne hadsizlik!"

"Sen beni yıllarca kandırdın. Oysa ben sana güvenmiştim. Bu şirketin yüzde elli..."

"İşte orda duracaksın..." Bir gazla bağırınırken işaret parmağını yüzüme doğru kaldırarak sözümü kesti. Neredeyse öfkemden onu pataklamak istiyorum. "Bu şirkettin sadece yüzde otuz iki hissesine sahipsin..."demesiyle sinirim daha da tepeme çıktı... "Kocan olacak adam hisselerinin çoğunu ölmeden önce bana sattı."

"Yalan!" Sözünü kesmekle kalmayarak yüzüme doğrulttuğu elini ittirdim. Bu adam düpedüz yalan söylüyordu. Bunun üstüne kolumdan tutup kitaplığına doğru çekerek oradan bir dosya çıkartarak göğsüme çarptı.

"Bir gün olur da hesabını sorarken sözleşmeyi saklamıştım." Kolumu bırakınca dosyayı açarak içindeki evraklara baktım. Bu kocamın imzasıydı. "Şimdi bana sakın ola kocanın kumar oynadığını bilmediğini söyleme." İçiyordu. Biliyorum içiyordu hatta bu yüzden trafik kazası geçirip vefat etmişti ama kumar, bir kez daha yalan dediğimde... "Kocanın vefat ettiği gün sarhoş araba kullandığını gayet iyi biliyordun. Peki, sabaha doğru hangi cehennemin dibinden evine doğru gitmeye çalıştığında biliyor muydun?"

Gerisin geriye giderek kendimi koltuğa bıraktım. Benim gözlerim dolsa da bir yandan dosyayı inceliyordum. Ömer Beyde sesini biraz daha alçaltarak yanıma oturdu "Üzgünüm sanem, öyle çıkış yapmak istemedim. Sen Faruk'un rızkını yediğimi söyleyince delirdim. Kocan ölmeden önce epey kumar borcu yapmış. Sırf sana ve oğluna bulaşmasınlar diye. Kocanın ölmesine rağmen kumar borcunu ödedim. Ondan önce ben hisse karşılığında sırf biraz da ders olsun diye para vererek borcunu ödeyip bir daha kumar oynaması için uyarı çektim."

BEY SERİSİ ~ TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin