Bölüm 5: Kaçak

903 43 8
                                    

 "Bu hayatta herkes bir kaçaktı..."

Telefondan gelen sesle olduğum yerde kalakaldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Telefondan gelen sesle olduğum yerde kalakaldım. Selim... Beni bulmuştu.

 "Ne oldu pamuk şeker?"

 Sesim çıkmıyordu, kıpırdayamıyordum, tepki veremiyordum. "Sanırım biraz şaşırdın. Olur böyle şeyler ama şimdi beni iyi dinlemen lazım. Öncelikle git ve odanın kapısını kilitle." Odamda olduğumu nereden biliyordu?

 Gözlerim odamda kısa bir tur atıktan sonra yavaşça kapıya ilerleyip kapıyı kilitledim. Kilit sesini duymuş olmalı ki "Güzel." dedi. "Şimdi gidip yatağına otur ki duyduklarından sonra yere düşme." Anlam veremeyerek yatağıma ilerledim ve yatağıma oturdum.

 "Benim elime geçen ilk kurban sen değilsin Deniz ve senden daha öncesinde kimse senin gibi kaçmaya çalışmadı. Ama bilmedikleri bir şey vardı ki ben, benden kaçanlara çok kötü şeyler yapardım. Bir tahminin var mı?" Benden ses çıkmayınca devam etti.

 "Canlarını yakardım. Basit gibi geldi değil mi? Ama ben onların canlarını yakarken onlara zarar vermezdim. Aksine onların sevdiklerine zarar verirdim ve sen de onlardan biri olacaksın. Şimdi bir düşün bakalım, ben senin canını nasıl yakabilirim?" Çok kısa bir süre düşündüm ve daha bir dakika bile olmadan anladım. Babam... Dediği gibi olacaktı, hoş şeyler olmayacaktı.

 "Hayır!" Tahmin ettiğimden de sert çıkan sesim beni de şaşırtmıştı. "Hayır, bunu yapmayacaksın."

 Telefondan gelen küçük bir kahkaha sesiyle olduğum yerde kaldım. "Baban zeki bir kız olduğundan bahsetmemişti. Demek istediğin bir şey var mı pamuk şeker?" Göz yaşlarımı durduramayarak konuştum.

 "Lütfen ona bir şey yapma. Ne olursun ona dokunma. Ne istersen yaparım." Bir kaç saniye düşünmüş olmalı ki karşıdan ses gelmedi. "Ne istersem mi?" Tüm gururumu yok sayıp "Ne istersen." dedim.

 "O zaman şöyle bir anlaşma yapalım. Ben bir ilke imza atmış olayım, ilk defa birinin gerçekten canını yakayım. Acı çekmeni istersem yapar mısın?" Derin bir nefes alarak yutkundum. Değerdi... "Yaparım." dedim benim bile zor duyacağım bir sesle. 

 "O halde, küçük bir oyun oynayacağız. Sana küçük görevler vereceğim ve sen bu görevleri yerine getireceksin. İlk görevin bu numarayı kimsenin anlayamayacağı bir şekilde kaydet. Sonra da sana gelecek olan görevleri yap. Unutma pamuk şeker, baban çok da güvende değil." Telefonun kapanmasının ardından ayağa kalkıp hızla banyoya gittim. Banyonun kapısını kilitleyip soğuk suyu açtım. Soğuk su yüzüme çarptıkça değdiği her yeri uyuşturuyordu sanki.

 Başımı kaldırıp aynadaki yansımama baktım. Bitmiştim... Savaş sırasında yıkılmış bir bina gibiyim. Dudaklarım çatlamış, yüzüm solmuş, göz altlarım morarmış, gözlerim şişmiş... Kendimi daha önce hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim. 

FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin