Bölüm 25: Kar Taneleri (Final)

837 27 6
                                    

 "Kim bilebilirdi ki bir su damlasının aylar sonra bir fırtınada kar tanesi olarak düşeceğini?"

 Sıradaki dersin müzik dersi olduğunu fark edince rahatlayarak önümdeki test kitabını kapattım ve arkama yaslandım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 Sıradaki dersin müzik dersi olduğunu fark edince rahatlayarak önümdeki test kitabını kapattım ve arkama yaslandım. Yanımda oturan Çetin'e döndüğümde başını sıraya koyduğu kollarına yaslamış uyuyordu. Sanırım bu Çetin 'i uyurken ikinci görüşümdü. Birincisinde evden kaçarken son bir kez bakmıştım ve o anı hatırlamak bile istemiyordum. 

 Test çözmemiz için bizi serbest bırakan matematik hocası teneffüs zilinin çalmasının ardından toparlanıp sınıftan çıkarken yüzümü elime yaslayarak Çetin'i izlemeye başladım. Ezgi ve Uğur sohbet ederken bir yandan onların konuşmalarını dinliyor, bir yandan da Çetin'i izliyordum. Neredeyse teneffüs bitene kadar o şekilde dururken Çetin'in çok kısa bir anlığına göz kapaklarının hareket ettiğini gördüm. Tabii ki de uyuyor numarası yapmıştı, onu izlediğimden emin olmak için. 

 Gülerek omzuna yumruk attığımda o da gülerek doğruldu. "Pislik, seni izleyip izlemediğimi öğrenmek istedin değil mi?" Gülerek başını iki yana sallayıp "Cadı... Beni izlediğini sen söyleyene kadar bilmiyordum." Kaşlarımı çatarak olanı anlamaya çalıştım. Ben şimdi Çetin'i izlediğimi itiraf etmiş mi oldum? 

 "Ben seni izliyorum derken şeyi kastettim. Şeyi..." Olaydan sıyrılacak bir bahane bulamazken Çetin tekrar güldü. "Beni izlediğini söylememiştin ama öğrendiğim iyi oldu." Kafam daha da karışırken kaşlarımı daha da çattım. "Nasıl yani?" dediğim sırada teneffüsün bittiğini haber veren zil çaldı. Bravo yani, kendi kendimi rezil etmiştim yine...

 Dakikalar sonra müzik hocası sınıfa girmişti ve akıllı tahtada dosya açılmadığı için kimimiz test çözüyor, kimimiz sohbet ediyordu. Biz ise sohbet eden gruptaydık. Ezgi ve Uğur bize dönmüş bir şekilde okuldaki hocalar hakkında konuşuyorduk. Daha doğrusu Çetin bizi dinliyordu.

  Ezgi sınıftakilerin bizi duymaması için biraz öne eğilerek "Bizim İngilizce hocası yine hamile." dedi. Bu konu nereye gidecek bilmiyordum ama şuan baya eğleniyordum. Uğur da aynı şekilde eğildi. "Geçen sene hamile değil miydi o, hâlâ doğurmamış mı?" Ezgi gözlerini devirerek "Aynen Uğur, kadın içinde tutmuş çocuk büyünce doğuracakmış." dedi.

 "Olamaz mı? Hem bizim okulda her yıl en az iki kadın hoca hamile kalıyor. Okulun doğum oranı yüksek resmen." Gülüştüğümüz sırada dakikalardır üzerimde olan bir çift gözü daha fazla görmezden gelemeyerek Çetin'e döndüm. Ezgi ve Uğur kendi aralarında tartışırken fısıldayarak "Ne kadar çirkin biriyim diye mi bakıyorsun?" diye sordum, kızaran yanaklarımı ve gülümsememi durduramazken.

 Çetin kaşlarını çatarak başını iki yana salladı. "Sen çirkin biri değilsin, aksine yüzüne badana makyajla çıkan o kızlardan daha da güzelsin." Yanaklarımın daha da ısındığını hissettiğimde bunun bir an önce bitmesi için hiç bir şey olmamış gibi önüme döndüm. 

FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin