Bölüm 16: Özgürlük Yağmuru

407 26 3
                                    

 "Bu kez yağmur özgürlüğümüzü haber ver vermek için yağıyordu."

 Yattığım yerden tekrar sağıma döndüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 Yattığım yerden tekrar sağıma döndüm. Sabahtan beri neredeyse hiç odamdan çıkmamıştım. Erdem amca benim kan tahlillerimi yapan doktor arkadaşından bize dün için rapor yazdırmıştı. Sabah yaptığımız konuşmadan sonra odama kapanmıştım ve sadece yemek yemek için aşağı inmiştim. 

 Uykum gelene kadar tüm gün ders çalışmaya çalıştım. Ne zaman derse odaklanmaya çalışsam aklıma Çetin'in depoda kanlar içindeki kıza baktığı geliyordu. Kitap okumaya çalışsam da o da olmadı. Abartmadan söylüyorum ki aralıksız neredeyse iki buçuk saat boyunca yatağımda uzanarak tavanı seyrettim. Ardından tekrar çalışma masama geçtim ve ödevlerimi bitirmeye çalıştım. Yine başarısız olunca akşam yemeğine kadar odamdan çıkmadım. Saatlerce balkonda oturup ne yapabileceğimizi düşündüm, saatlerce odanın içinde dolandım, saatlerce yerdeki parkeleri izledim.

 Şuan ise gecenin beş uyumaya çalışıyordum. Havanın her zamankinden soğuk olması üzerime iki tane battaniye örtmeme neden olmuştu. Her ne kadar uyuyamamamın nedenini üzerimdeki battaniyelerin ağırlığı olduğunu düşünmeye çalışsam da asıl sebep kabuslarımdı. Çetin'i oradan çıkaramayacağımızı söyleyen, Çetin'in bir katil olduğunu söyleyen, o kızın öldüğünü söyleyen kabuslar görüyordum. 

 Oflayarak yataktan kalktım ve üzerime hırkamı geçirdim. Sarsak adımlarla odamın penceresine ilerledim ve perdeyi açıp gökyüzüne baktım. Bulutlar rüzgarın etkisiyle olduğundan daha hızlı bir şekilde hareket ediyordu. 

 "Eğer zor durumda kalırsan başını kaldır ve bulutlara bak. Onlar sana doğruyu gösterir..."

Hayır, hayır, hayır... Çetin'i  düşünmek yok, onu düşünmek yok... Oflayarak camın önünden çekildim ve banyoya girdim. Kendime gelmek için kısa bir duş alıp bornozumu üzerime geçirdim. Saçlarımı bir havlu yardımıyla sarıp banyodan çıkacağım sırada aynadaki görüntüm dikkatimi çekti. Yüzüm bembeyazdı, gözlerim hem şişmiş hem kızarmıştı, yüzümün belirli yerlerindeki çiziklerin çoğu gitmiş yerimi kızarıklıklara bırakmıştı, dudaklarım stresten kemirdiğim için yara olmuştu. 

 Gözlerimi devirerek umursamamaya çalıştım ve banyodan çıktım. Dolabımdan iç çamaşırı ve okul formamı çıkarttım. Üzerimdeki bornozu çıkartıp formamı giydim. Olabildiğince hızlı bir şekilde saçımı sardığım havludan kurtarıp banyoya girdim ve havluyla bornozumu astım. Aynanın önündeki tarağı alıp hızlı bir şekilde saçlarımı tarayıp sağımdaki kurutma makinesiyle saçlarımı kuruttum. Bir toka yardımıyla saçlarımı atkuyruğu yapıp banyodan çıktım.

 "Uğur hadi!" Uğur'u uyandırmaya çalışan Ezgi'nin sesini duyduğumda istemsizce daha da hızlandım. Topladığım saçımın düzgün olup olmadığına bile bakmadan banyodan çıktım. Yatağımın yanında duran yerdeki çantamı aldım ve kapıya ilerledim. Odamdan çıktığımda hazır bir şekilde karşımda duran Ezgiyle karşılaştım. "Ne oldu?"

FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin