"Birkaç gün sonra an itibariyle savaş sona eriyordu, her şey ortaya çıkacaktı..."
Nefes nefese, yağan yağmurdan sırılsıklam olmuş bir halde, büyük bir yokuşu koşarak çıkarken bir yandan da arkama bakıyordum. Kaçıyordum, arkamdan kim olduğunu bilmediğim bir kadın beni takip ediyor. Tüm gücümle önüme dönüp koşuyorum, koşuyorum, koşuyorum ve sadece nereye gittiğimi bilmediğim bu yolda boşluğa koşuyordum.
Daha sonra yavaşlayıp arkama döndüm ve artık peşimde kimse olmadığını fark ettim. Geri geri adımlarken gözlerim yavaşça asfalt yol üzerinde bıraktığım kırmızı adım izlerine takıldı. Ben yürüdükçe asfalt yolda ayak izim çıkıyor ve ayak izim çıktıkça izler kırmızı bir renge bürünüyor.
"Deniz." İrkilerek tekrar arkamı döndüğümde bu kez beni takip eden kadını görüyorum. Benim aksime o hiç ıslanmamış, omuzlarından neredeyse beline kadar uzanan saçları, açık kahve rengine sahip ürkütücü gözleri ve mükemmel fiziğiyle karşımda bir kraliçeyi andırsa da yüzündeki tebessüm beni korkutmaya yetiyordu. "Benden kaçamazsın, gerçeklerden kaçamazsın, Denizciğim..."
"Yardım edin!" Bir el boğazımı sıkıyormuş gibi hissettiğimde elimi boğazıma götürüyorum. Her ne kadar bağırsam da kimse duymuyor sesimi, sanki sesim hiç çıkmıyor gibi. "Yardım edin!" sonra yavaşça kadın benden uzaklaşıyor, uzaklaşıyor, bir gölge olana kadar ilerliyor ve yok oluyor. "Yardım edin!"
Nefes nefese aniden yatağımda doğrulduğumda karşımda yumruk yaptığım ellerimi yatağa sabitlemiş bir Çetin bulmayı hiç düşünmemişti. Tahminimce yine kabus görürken kendime bir şekilde zarar veriyordum ve Çetin de beni duyup engellemişti.
Yutkunmam boğazımdaki kuruluğu engeleyemezken kendimi geri çekip sırtımı yatak başlığına dayadım. Bunu yapmam Çetin'in ellerinin ellerimden kaymasına sebep olurken Çetin'e baktım. "Ben özür dilerim... Seni de uyandırıp rahatsız ettim."
"Önemli değil, okula gitmek için seni uyandıracaktım ben de. Bu saate kadar odandan çıkmayınca merak ettik." Başımı kaldırıp karşımdaki duvarda asılı duvar saatine baktım. Dersin başlamasına yirmi dakika vardı. Bu saate kadar nasıl uyuduğumu bilmiyorum, normalde hep erken kalkardım ama bugün üzerimde garip bir halsizlik vardı.
Aceleyle yorganı üzerimden atıp ayağa kalktığımda ani bir baş dönmesiyle anında yatağa geri oturdum, belki de yatağa düştüm demeliyim... Bir elim başımda, diğer elim çarşafı sıkarken baş dönmemin bitmesini bekledim.
"İyi misin Deniz?"
Kolumdaki Çetin'in elini hissettiğimde kapattığım gözlerimi açmadım, baş dönmem bitene kadar. Yavaş yavaş gözlerimi araladığımda başımın dönmediğini fark ettim. Başımı yavaşça sallayarak cevaplamakta geç kaldığım Çetin'in sorusunu yanıtladım. "İyiyim, başım döndü sadece."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FIRTINA
Mystery / ThrillerKafamı camdan çıkarıp gökyüzüne doğru baktım. Fırtına yüzünden kar taneleri gözümün önünden film şeridi gibi geçerken derin bir nefes aldım. Kim bilebilirdi ki bir su damlasının aylar sonra bir fırtınada kar tanesi olarak düşeceğini? Bir insanın ha...